Aslında, beden dinlenmeyi gerçekleştirirken, zihin, gerek uykuya kayarak, gerekse kimi hoş anılara ya da harika tasarılara sığınarak tüm uyanıklığım yitirir. Kimi zaman okuyarak ya da müzik dinleyerek de zihnimizi oyalarız.
Kuşkusuz, bedenimiz gevşeme olgusunu doğuştan tanımaktadır; ama biz, şuurlanma eksikliği, dikkat ve yoğunlaşma yokluğu yüzünden gevşeme becerisini, rahatlamayı tanıma özelliğini kazanamamışızdır.
Gevşemeyi uygulamak için bir yasa koymamız gerek seydi, o yasa şöyle olurdu: Zihince her zaman hazır olmak, beden rahatlarken yoğunlaşmak ve uyamk olmak gerekir. Bu kural son derece önemlidir. O nedenle bunu kaim harflerle yazıp çerçeve içine alıyoruz.
Zihin yoğunlaşma durumu her zaman bedensel gevşemeye eşlik etmelidir.
Görsel şuurunuza iyice yerleştirmek için bu tümceyi üç kez okuyun, işitsel şuurunuza iyice yerleştirmek için üç kez yüksek sesle yineleyin, dokunsal ve duyumsal şuurunuza iyice yerleştirmek için de üç kez yazın.
Sofroloji bize gevşemeyi öğrenmemizi önermez (bu zaten bizde var olan potansiyel bir yeterliliktir) ama doğal gevşeme durumumuzu irademize göre yansıtmak için onun şuuruna varmayı öğrenmemizi önerir. Demek ki, gevşeme konusunda bilgilenme aşamasından gevşemeyi bilme aşamasma geçmemizi öğretir.
Benzer Yazılar
- Budizm ve Hint Felsefeleri
- Evrenin Bütünlüğüne Ulaşmak
- Rüya Mitolojisi
- Gerçek Medyumlar Hakkında
- Astral Seyahat