Arzulayış “sansar” dır

Arzulayış “sansar” dır

Bulunduğunuz yerde olun lütfen. Burada içinizde yeni bir arzu yaratmak için bulunmuyorum; yalnızca tüm arzulayışın absürdlüğünün farkına varmanız için buradayım. Arzulayış “sansar” dır.

Arzunun yararsızlığım kavrayış, aydınlanmaktır. Olmak istediğini olduğunu fark eden kişi bir Buda’dır. Ne kadar derin uyursanız uyuyun, horlarsanız horlayın hepiniz Buda’ larsiniz. Hiç fark etmez.

Uyarıcınız olmama izin verin. Gözlerinizi açın. Yeterince uzun uyudunuz. Uyanma vakti geldi. Sabah kapıyı çalıyor.3
Meditasyonlar sırasında aklım hâlâ saatte beş yüz mil hızla yol alıyor. Hiçbir zaman sessizliği deneyimleyemi yorum ve tanıklık meydana gelse de çok kısa, yanıp sönen ışık gibi oluyor. Zamanımı boşa mı harcıyorum?

KLINIZ oldukça yavaş. Saatte beş yüz mil mi sadece? Siz buna hız mı diyorsunuz? Çok ‘yavaşsınız. Akıl öyle hızlı yol alır ki sürat filan tanımaz. O, ışıktan hızlıdır. Işık, bir saniyede 186.000 mil yol alır; akıl bundan daha hızlıdır. Ama bu konuda kaygılanacak bir şey yok, aklın güzelliğidir bu; onun büyük bir niteliğidir bu! Onu olumsuz biçimde ele almaktan çok, onunla mücadele etmekten çok, akim dostu olun.

“Meditasyonlar sırasında aklım hâlâ saatte beş yüz mil hızla yol alıyor,” diyorsunuz, bırakın gitsin! Bırakın daha hızlı yol alsm. Siz bir gözcü olun. Aklın dört bir yana pek hızlı, bunca süratle yol aldığını gözlersiniz. Keyfini çıkarın bunun! Akim bu oyunundan keyif alın.

Sanskritçe’de bunun için özel bir terim vardır; “chidvilas” deriz buna, bilincin oyunu. Onun keyfini sürün! Yıldızlara hücum eden, oraya buraya pek hızlı hareket eden, tüm varoluşun üzerinde sıçrayan akim oyunu bu. Onun içinde yanlış olan ne var? Bırakın onu güzel bir dans olsun. Kabul edin onu.

Yaptığınızın onu durdurmaya çalışmak olduğu duygusunu taşıyorum, yapamazsınız bunu. Aklı kimse durduramaz!
Evet, akıl günün birinde durur, ama hiç kimse onu durduramaz. Zihin durur; oysa çabanızın dışmda değildir bu. Akıl kavrayışınızdan durur.

Sadece gözlersiniz ve ne olduğunu, aklın neden koşuşturduğunu anlamaya çalışırsınız. O, hiç sebepsiz koşuşturmuyor. Akim neden koşuşturduğunu, nerede koşuşturduğunu anlamaya çalışın, ihtiraslı olmalısınız. Eğer para konusunda düşünüyorsa, anlamaya çalışm. Akıl söz konusu değildir. Para konusunda hayal kurmaya, piyangodan ikramiye kazandığınızı ya da şunu bunu düşlemeye başlarsınız; hatta sonra da, parayı nasıl harcamalı, ne satın almalı, ne almamalı diye düşünmeye bile başlarsınız.

Ya da akıl bir cumhurbaşkanı, bir başbakan olduğunuzu düşünür; o zaman da şimdi ne yapmalı, ülkeyi ya da dünyayı nasıl yönetmeli diye düşünmeye başlarsınız. Aklı gözleyin yalnızca! Akıl neye doğru gidiyor diye.

Evrenlerin Doğal Seçilimi

Benzer Yazılar

Leave a Reply