Bu tam olarak Kozmik Manzara hikâyesinin sonu değildir (şimdilik). Sicim manzarasını dolduran farklı türde evrenlerin sayısı o kadar devasadır ki, aralarındaki fark her zaman çok büyük değildir. Manzarada örneğin yasaların tıpkı Evren’imizdekiyle tamamen aynı olduğu, ama elektronun kütlesinin birazcık daha fazla (veya birazcık daha az) olduğu bir evren için yer vardır. Aynı zamanda elbette, bizimkinden çok farklı birçok evren vardır.
Ama şu an Arizona State Üniversitesi’nde olan kozmolog Paul Davies der ki, “Hoşunuza giden herhangi bir çeşit düşük enerji fiziği seçerek (makul düzeyde) bir evren icat edebileceğinizi söylemek çok fazla abartı olmaz ve hayal edilemeyecek geniş bir olasılık açık büfesi arasından bu tanımlamanızla eşleşen, bir yerlerde bir evren olacaktır”. “Makul düzeyde” diyerek basitçe, örneğin ikinci bölümde ele alındığı üzere kütleçekimin ters kare yasasına sadece üç boyutlu evrende sahip olabileceğinizi, daha fazla boyutlu evrenlerde sahip olamayacağınızı kasteder. Kompaktlaşmanın farklı evrenler yoluyla ne üretebileceği konusunda bazı kısıtlamalar vardır, ki bu yüzden kozmik manzarada sonsuz sayıda değil de İO-500 tane nokta vardır.
Kozmik manzarada aynı zamanda, fizik yasalarının Evrenimizden fark edilemeyecek kadar benzer, ama tarihlerin farklı olduğu evrenler için de yer vardır. Örneğin 65 milyon yıl önce büyük bir nesnenin Dünya’ya çarpmamış olduğu ve dinozor çağının beklenmedik bir sona gitmemiş olduğu bir evren. Tanıdık geldi mi? Bu Everett’in kuantum mekaniğinin Birçok Dünya yorumuna çok benzerdir. Aslında o kadar benzerdir ki, Susskind esasen aynı şey olduğunu önermiştir.
Susskind sicim teorisinin Çoklu Evren’ine (kendisi bunu “mega evren” olarak tanımlar) iki bakış açısıyla ve kuantum teorisinin yorumuna iki yaklaşım arasındaki benzerliklere dikkat çeker. Bir yaklaşım, uzay yapısındaki değişimlerden etkilenmediğini hayal ettiğimiz tek bir gözlemcinin tek bir nedensel parça içerisindeki şeyleri izlediğidir. Bu bakış açısından, belli bir fiziksel özellikler dizisine sahip olan tek bir “cep evreni” vardır. Zamanla tünellemeye benzer kuantum dalgalanmaları uzayı, farklı fiziksel yasalara sahip ve çok büyük ihtimalle düşük enerjili değişik bir yapıya dönüştürür. Bu süreç tekrar ve tekrar olur, ama gözlemcinin geçtiği ardışık evrenlerin çok büyük çoğunluğu yaşam için barınılmaz ve verimsizdir. Bu tıpkı, Manzara’nm sadece sınırlı bir bölgesini geçen ve gerisini keşfedilmemiş bırakan, Kozmik Manzara boyunca kıvrılan bir nehir gibidir. Varsayımsal gözlemcinin yaşam için uygun bir evren görme şansı oldukça düşüktür. Ardışık evrenler bir diğerini takip ettiği için, Susskind bunu “seri” bakış olarak adlandırır.
Benzer Yazılar
- Budizm ve Hint Felsefeleri
- Evrenin Bütünlüğüne Ulaşmak
- Rüya Mitolojisi
- Gerçek Medyumlar Hakkında
- Astral Seyahat