İki zarın bir araya geldiği her zaman, on birinci boyut boyunca hareketlerinin kinetik enerjisinin bir kısmı ışıma ve maddeye çevrilir. Bu enerji kaçınılmaz olarak, onları birbirine çekmek için yayımsı kuvvete yardım eden iki zar arasındaki kütleçekim sel kuvvetten gelmektedir. Günlük tecrübemiz bize bu durumda iki zar arasındaki sekmenin birçok döngüyle gücünü yitirmesi gerektiğini söyler, tıpkı bir yükseklikten sert yüzeye bırakılmış bir topun yere her vuruşuyla biraz daha az sekmesi gibi. îki zar arasındaki en fazla ayrımın aynı şekilde her döngüde azalması
gerektiği görülür. Ama bu kütleçekimin negatifliğini işin içine katmaz.
Kütleçekim sadece negatif değil, aynı zamanda dipsiz bir kuyudur. Negatifliğin miktarında bir sınır yoktur, dolayısıyla enerjinin altına düşemeyeceği bir limit yoktur. Bu, örneğin sıcaklıktan oldukça farklıdır. Bir şeyin en fazla ne kadar soğuk olabileceğinin bir sınırı vardır. Sıcaklığın sıfır noktasını suyun donma noktasına ayarladığımız için, negatif olarak gelebilecek en düşük sıcak 273,15°C’dir. Ama sıfırımızı ölçekteki herhangi bir nokta olarak seçebiliriz ve Kelvin ölçeğinde bu en düşük uç sıcaklık sıfıra yerleştirilmiştir (0 K), dolayısıyla tüm sıcaklıklar pozitiftir ve buz +273,15 K’de erir. Bu tür bir şeyi kütleçekim le yapamazsınız, çünkü ölçmeye başlamak için en düşük uç bir enerji noktası yoktur. Bu yüzden, her sekmede bir önceki sekmeden daha az enerjinin olduğunu söylemek bile mümkün değildir. Prensipte bile tayin edilebilmiş her şey, sıcaklık, madde yoğunluğu ve iki zarın en yakın yakınlaşmasındaki genişleme hızıdır. Steinhardt ve Turak, hesaplamalarının bu özelliklerin tam olarak bir sekmeden bir sonrakine tekrarlandığını söylediğini bize temin eder. Bu süreç kesinlikle döngüseldir.
Modelleri aynı zamanda, evrenin genişlemesinin tersini içeren, sekme modellerinde oluşan entropiyle ilgili sorunları da çözer. Zümrüdüanka kuşu modelinde, üç boyutlu uzayda, genişleme asla ters dönmez; dolayısıyla bu sorunlar ortaya çıkmaz. Maddenin yoğunlaştığı “büyük çökme” diye bir şey yoktur ve önceki döngüde biriken entropi sekmenin bir önceki Büyük Patlama’nm ikiz görüntüsü olmasını engeller. Zümrüdüanka kuşu modelinde, entropi her Büyük Patlama’dan genişlemeye başlayan evren gibi olağan yollarla yükselir, ama kara enerjiyle ilişkili uzayın aşırı uzaması entropi için, yoğunluğunu düşük tutacak ekstra yer açar. On birinci boyut boyunca iki zar bir araya geldiğinde dahi, ki bu eski döngüsel modellerdeki küçülme fazının karşılığıdır, üç boyutlu uzay genişler.
Genişlemeyi asla durdurmaz. Çarpışmalar olduğu ve daha fazla madde ve ışıyan enerji evrenin içine boşalmcaya kadar, entropi yoğunluğu oldukça küçük olur ve tüm süreç tekrarlanabilir. Sonsuz negatif kütleçekim ve sonsuz genişleyen evren, sonsuz Büyük Patlama’nm birbirini izlemesi için bir ardalan sağlar. Uzay boyunca sonsuz çeşitlilikte evrenler önermek yerine, bu model zaman içinde sonsuz çeşitlilikte evren sunar (Büyük Patlama’dan ortaya çıkmasına olanak sağlanmış her şey). Steinhardt ve Turok uzay söz konusu olunca her döngüde bunun bir “plus ça change, plus c’est la même chose” durumu olduğunu vurgular.
Benzer Yazılar
- Budizm ve Hint Felsefeleri
- Evrenin Bütünlüğüne Ulaşmak
- Rüya Mitolojisi
- Gerçek Medyumlar Hakkında
- Astral Seyahat