Öncelikle bizimki gibi bir Evren’in, Evren’imizin tamamen aynı büyüklükte kopyasını oluşturmak dışında herhangi bir şekilde simülasyonunun oluşturulacağını düşünmek için herhangi merak uyandıran bir sebep yoktur, önceden bahsedilen “baloncuk evren” dışında, tek bir parçacığın bile uzaydaki konumunu belirtmek için gerekli olan bilgi miktarını depolamakta ciddi güçlükler vardır. Konumu kesin olarak belirtmenin, ondalık virgülden sonra sonsuz rakamın takip ettiği n gibi irrasyonel bir sayıyı içerdiği koşullar vardır. Dolayısıyla rakamı ve tam olarak parçacık pozisyonunu belirtmek için sonsuz bir depo uzayına ihtiyacınız olur!
Elbette, her bilgisayar programcısı böyle bir durumda ne yapılacağını bilir; bir yaklaşım yaparsınız. Eğer kaba bir cevaba ihtiyacınız varsa, bazı hesaplamalar için rt için 22/7 değerini kullanabilirsiniz. Veya doğru bir cevap için 3,14159 değerini kullanabilirsiniz. Tt’nin tanımı bir çemberin çevresinin çapma bölünmesidir; eğer mükemmel çizilmiş bir çember üzerine yapılan keskin ölçümler sonucu, bunun ondalık virgülden sonra milyonlarca rakam olduğunu, tekrarlanan bir şekilde bu oranı sunan bu rakamı bulmak veya bir yerde durmak oldukça ilginç olurdu. Bu bizim bir simülasyonda yaşadığımıza çok kuvvetli bir kanıt olurdu.
Ama bu yaklaşım fikri, simülasyon evren fikrine başka bir itiraz doğurur. Neden her şeyin simülasyonu yapılmış olsun? Tüm uzak kuasar ve yıldızın tam çalışma şekillerini simülasyo nunu yapmak yerine, diyelim ki neden Dünya’yı detaylıca yapıp Dünya’daki teleskoplara ve detektörlere Evren’in uzaklarından işaret verdiği gözüken foton yapısında taklit bilgi simülasyonu yapılmasın? Tek bir gezegen üstündeki yaşamın evrimi gibi bir şeyle ilgileniyor olsaydınız, bu kesinlikle yeterli olurdu. Mantıksal olarak uç noktaya götürüldüğünde, bu görüş bizi Boltzmann’m beyni bilmecesine çok benzer bir şeye götürür. Taklitçilerin görüşü, yapması kolay olan şeyin Çoklu Evren’de yaygın olacağı varsayımına dayanır.
Yaşadığınız her şeyle tutarlı en basit simülasyon, bilinçli kişiliğinizin, size etrafınızda bir dünya yanılsaması veren, bilgiyle beslenen, karmaşık bir makinede çalışan bir bilgisayar programı olduğudur. Bu taklitçiler tarafından tüm bir evrenin veya tek bir gezegenin simülasyonunu yapmaktan daha kolay olduğu için, tamamen simülasyonu yapılmış evrenlerden daha çok simülasyon “beyinler” olmalıdır, dolayısıyla sizin sırf izole olmuş, ama karmaşık bir bilgisayar programı olmanız Evren’in bir simülasyon veya gerçek bir dünya olarak var olmasından çok daha olasıdır.
Ama bu bile yolun sonu değildir. Tüm bir evreni yaratmanın izole edilmiş Boltzmann beyinlerini yaratmaktan daha kolay olduğu ortaya çıktığından, dolayısıyla değişik sebeplerden, aslında yeni evrenler yapmak, simülasyon evrenler veya hatta simülasyon kişilikler yapmaktan çok daha kolaydır. Doğa bunu karadelikler ortamında sürekli yapar. Evrenlerin savurganlık içinde yayılması birbirini etkilemek için zeki bir medeniyete ihtiyaç duymaz; ama böyle bir zekâ varsa, evrenleri bir bahçıvanın bitkileri geliştirip yayması gibi geliştirip yayabilirdi.
Benzer Yazılar
- Budizm ve Hint Felsefeleri
- Evrenin Bütünlüğüne Ulaşmak
- Rüya Mitolojisi
- Gerçek Medyumlar Hakkında
- Astral Seyahat