Tarot falı ile insanın olgunlaşmasını incelemekteki amaç açıktır. Eğer bilim, insanların kişisel yeteneklerinin tümünden yararlanıp toplumla sosyal uyum halinde bütünleşmede bir amaç sağlayabilirse, böyle bir bilimin geniş çapta uygulanmasından yalnız kişiler değil, toplum da yararlanacaktır. Bu amacı sağlamak için, Amerika tıbbi ve psikolojik araştırmalara milyonlarca dolar harcamıştır. Bununla beraber psikoloji, ilaçlar ve uyuşturucu maddeler geçici ve genellikle zararlı etkilerinden başka insanlarda artmakta olan gerginliği giderici kolay bir çare ortaya koyamamışlardır.
Teknolojik düzeyin yükselmesiyle tarot falı ve çelişkili olarak artan gerginlik, insanın sosyal bütünlüğünü sağlayamamağındaki nedenleri araştırmada yeni bir çıkış noktası göstermektedir. İnsanın dünyayı değiştirmesi, yaşamının her evresinde büyük değişiklikler meydana getirmiştir. Çağdaş baskılar insanı daha önceleri yüz yılda elde edilen bilgi ve deney birikimini bir ayda benimsemeye zorlamaktadır. İnsanların bilgi ve duygusal uyarıyla yüklenmeleri yıkıcı bir noktaya ulaşmıştır.
Her ne kadar kütlesel üretim, kom püter düzenleri ve yüksek hızda ulaşım yollan, insanın etki alanını genişletmişse de, onlardan zihin, beden ve duygularının kaldırama yacaklan değerde iş görmeleri beklenmektedir. İnsanın ihtiyaç ve arzularını karşılayan yeni teknikler yaşamın her evresinde ezici değişiklikler göstererek, durmaksızın zihnen ve bedenen bunlara uymasını gerektirmektedir.
Yalanlarda çıkan bir , modern yaşayışın bu hızlanan akışı nın, insan ömrü üzerindeki zararlı etkisini “Gelecekteki Şok” olarak terimlendirmektedir.
Her ne kadar “tarot falı” terimi, belirli psikolojik ve davranış bozukluklarım içermekteyse de, aslında bu terim, özellikle insan bedeninin hızlanan hayat akışının kendisinden beklediğine ayak uyduramaması demektir. Çok fazla değişiklik, bedenin fiziki görevlerini hızla zayıflatır. Duygusal ve zihinsel mutluluğun da bozulmasına neden olur. Maddi konfor ne kadar çok olursa olsun, bu yıkıntıyı gidermeye yeterli değildir.
Teknolojik gelişmenin hızlanmasının fizyolojik etkisi, toplumlunuzdaki “doyum” eksikliğinin başlıca nedenidir.
Beden üzerindeki aşın yıpranmanın tıbbi terimi “gerginliktir”. Kişi sürekli değişikliğe maruz kaldığı zaman, bedeni de değişen koşullara yanıt verebilmelidir. Koşullara ayak uydururken, yeteneklerini ortaya koyan kişi ve fizyolojik olarak bioşimik tepki gösterir.
Bu ayak uydurma süreci vücudun ana kaynaklanın tüketir ve gücünü azaltır. Bedenin tükenen kaynaklarını yerine getirecek yeterli dinlenmeye sahip olmadan bu aşın gerginlikle sürekli karşılaşmak sonunda kişinin yaşamının her evresinde kendini gösteren bir bozulma sürecine yol açar. İnsanlar gerginliğin artışından acı duymaya başladıklarında, özellikle psikosomatik kaynaklı hastalıklara yatkın hale gelirler.
Aynı zamanda kendilerinin açıklayamadıklan bir huzursuzluk, bezginlik, çöküntü ya da genel bir doyumsuzluk ve amaçsızlıktan rahatsız olduklarını görürler.
Gerginliğin birikmesi zihinsel berraklığın ve duygusal içtenliğin azalmasına, dolayısıyla insanlar arasındaki ilişkilerin bozulmasına yol açar. Aşın gerginlik aynı zamanda karar verememek, etkili planlama ve iş yapamamak durumlarını götürür.
Benzer Yazılar
- Budizm ve Hint Felsefeleri
- Evrenin Bütünlüğüne Ulaşmak
- Rüya Mitolojisi
- Gerçek Medyumlar Hakkında
- Astral Seyahat