Reenkarnasyon (yeniden doğuş) ya da rönesans düşüncesini benimseyenler, kendiliğindenliğin her doğuşta bedenleşmesiyle ilgili yanım bulacaklardır. Budistler, meditasyonla uyanan “Buda’nın doğası”ndan söz ederler; Hris tiyanlar da bunda dua ile erişilebilen tanrısal alevi görürler. Buna karşılık, reenkamasyona inanmayanlar bu özde bireyin tüm potansiyel değerlerini göreceklerdir. Astrologlar, astrolojik etkilerin yansımaya ve bireyselleşmeye hazır enerji biçimi altında burada yoğunlaştığım söylemektedirler.
Ne olursa olsun, bu özü müthiş bir endükleyici enerjetik yaşam itkisi sayabiliriz: “Ben”in titreşimleri kaynağım bu özden almaktadır.
Çevrel merkez
Öz kaynağın içsel ve özel titreşimleri dıştan gelen enerjileri karşılayacaktır. Demek ki “ben” var olmaya, varoluş koşullarını yansıtmaya koyulmaktadır. İçsel ve dışsal enerjiler arasındaki bu karşılaşma potansiyel halindeki bir alamn şuurlarım belirler: İşte burada ben ortaya çıkar.
Gelişmenin bu evresinde üç önemli nokta dile getirilebilir:
Bu ben, ikili bir etki yoluyla ikili bir renklenme özelliğine sahiptir. Biri içsel kökenli (özsel enerjetik değerler), diğeri dışsal kökenlidir. Bu iki güç kendi aralarında yarışacaklardır.
• Bu ben, varlığın tek gerçeği olarak yorumlanma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu olgu, gerçekten biz olarak sezinlediğimiz bu karşılaşmanın sonucudur; çünkü tepkilerimiz o düzeyde yansır, eylemlerimiz o düzeyde gerçekleşir, kısacası, bu karşılaşma yoluyla var olduğumuzun şuuruna varırız.
• Bu ben, haksız yere değişmeyen ve sürekli bir olgu gibi yaşanmış olabilir. Bununla birlikte, kuşkusuz değişken olan dış koşullardan etkilenen bu çevrel merkez temelli olmayan bir karaktere sahiptir.
Benzer Yazılar
- Budizm ve Hint Felsefeleri
- Evrenin Bütünlüğüne Ulaşmak
- Rüya Mitolojisi
- Gerçek Medyumlar Hakkında
- Astral Seyahat