Elementler ve nitelikler. Öz ve değişim. Birbirlerini nasıl etkiliyorlar?
Ateş, toprak, hava ve su bunlar bizim takvimlerimizin ötesindeler. Normal bilinç yapısı içinde bir şeyi kavrayana kadar ışık yılları geçiyor. Biz zaman içinde varız, onlar dışındalar. Sonsuza kadar aramızda uyuşmazlık duvarı olacak.
Değişimin boyutunu işin içine niteliklerle katıyoruz. Nitelikler elementlerle etkileşince, temel sembol ulaşılabilir bir seviyeye iniyor. Bizim ritmimizle senkronize oluyor. Nitelikler dört elementi yaşamın değişen, yalpalayan yörüngesine doğru zorluyor. Bu beraberlikten oniki çocuk doğuyor. Ve bu çocuklar pratik astrolojinin yaşam gücü oluyorlar. Bunlar burçlardır.
Burçlar nasıl oluşur? Her element kendisini üç nitelikten birisi kanalıyla ifade eder. Örneğin su, varolabilir. Kolayca görülen, değişime direnen durağan bir yapıya bürünebilir. Ve yok olabilir. Aynı şeyi ateş de yapabilir. Toprak ve hava da. Dört element. Üç nitelik. Bir arada dokuyun, oniki burç oluşur. Bunlar sayesinde, nihayet temel sembol, kendisini Koç, Yengeç, Terazi olarak ifade ederek, günlük hayatta çalışmaya başlar.
Ancak bu iki yönlü bir yoldur. Burçlar ifadenin bulvarları olduğu kadar, kaynağa geri giden yollardır. Temel sembole geri dönen yollar. Kişiliği etkin bir şekilde tanımlamayı sağlarlar. İnsan karakter tiplerinin işe yarar bir katalogunu oluştururlar. Aym zamanda büyümenin yolları, evrimsel metodlarıdırlar.
Burçları bir tipoloji olarak okursak, birinci kareye döneriz. Hâlâ falcılık yaparız.” Koç burcundansın. Yani cesur ve maceracısın.” Eğer büyüme metodları olarak okursak, herşey değişir. Daha büyük bir yazgının olasılığının tadım ekleyebiliriz. “Koç burcusun. Daha cesur olmalısın. Bu dünyada iradeni geliştirmek için bulunuyorsun. Doğduğundan bu yana, ölene kadar devam edecek, kamçılayıcı ve ürkütücü deneyimlerle karşı karşıyasm. Yazgın bunları cesaretle karşılamak. Ayağa kalk ve yüzleş. Düşersen sadece yılgıyla, korkuyla kalırsın.”
Gelişim. Risk. Hâlâ çözümlenememiş bir mücadelenin belirsizliği. İşte bu gelişim astrolojisi. Hiç kimse sadece Koç değildir. Bu bir söylencedir. Burçlar hepimizde var olan psikolojik süreçlerdir. Her birimiz, tek tek bu oniki burcu kapsıyoruz. Yalnızca onların vurgulanma derecesi değişiyor. Yineliyorum, temel sembol bir dairedir. Her doğum haritası bir dairedir aym daire. Bir biçimde her burç her birimizin içinde aktive olmaktadır.
Sadece bir burcu tam anlamıyla kavramaya çalışmak zihnimizi sonuna kadar zorlamaktadır. Buna rağmen, burçlar insanlarla karşılaştırıldığında, çizgi roman kahramanları gibi tek boyutludur. Her birimiz oniki burcun senteziyiz. Bir inşam Koç enerjisi olmadan hayal etmek, duyguları olmayan birini düşünmeye benzer. Bu olanaksızdır. İnsanlar
elleri kolları olmadan doğabilirler. Bu durumda sorgulanamayacak şekilde insandırlar. Ancak Boğa veya Terazi özellikleri olmadan doğmak bu bizi uçan bir tabaktan çıkan hayalet gibi bir yaratığa dönüştürür. Aslan burcu süreci bir insanın kişiliğinde egemen olabilir. Ancak diğer özellikler de oradadır. Yengeç hiç görülemeyecek şekilde karanlıklarda pusuya yatmıştır. Balık parasal konularda bir pürüzle karşılaşıncaya kadar veya kişi aşık oluncaya kadar noksan görülebilir. Her burç, her zaman mevcuttur ve uygun uyarıcıyı beklemektedir.
Belirli bir karakterin ana temalarım bir kenara koyarak düşünmek yararlı sezinlemelere neden olabilir. Ama “Ben Boğa’yım” deyince, kişiliğimizi tüm diğer özelliklerimizi dışlayarak tanımlamış oluruz. Kendimizi kağıt bebeklere indirgemiş, temel sembolü unutmuş oluruz. Öyleyse, burçlarm çekiciliği nereden geliyor? Niçin o kadar çok “Ben Ba-lık’ım, sen Akrep’sin” sözlerini duyuyoruz?
Tutucuların protestolarma rağmen, eğer bu sistem bir noktaya kadar işlemeseydi, şimdiye kadar ölür giderdi. Gene de, herhangi basit bir tipoloji gibi, Güneş burçları da genel bir kategoridir. Bir insana “Aslan” demek, ona “dışadönük” demek kadar değerlidir. Bir şeyler öğrenmiş oluruz; ancak henüz öğrenmediğimiz çok şey vardır.
Kendimizi bu şekilde indirgeme, basitleştirme eğilimi çok büyüktür. Ancak buna kapılıp gitmenin bedeli çok yüksektir. Bir çeşit netlik kazanırken, astrolojinin gerçek hâzinesinden fedakarlık yaparız. Bu hazine zihnin tiyatrosunu, çelişkiler içindeki karakterleriyle birlikte canlandırma kapasitesine sahip sembollerdir.
Devam eden bölümde yazılanlar belirli bir inşam tariflemek amacıyla yazılmamıştır, (şimdiye kadar Yay burcu bölümünü çoktan okumuş olan Yay’lara rağmen). Her burç bir “kişilik” olarak yazılmıştır, ama bu kişilik 1930’ların westem kahramanlarından daha fazla inandırıcı değildir: sadece bir tip, evrensel temanın bir temsilcisidir. Daha soma burçların, benzersiz insan portreleri oluşturmak üzere, evlerle ve gezegenlerle birarada nasıl dokunduğunu göreceğiz. Ancak şimdilik ruhtan daha sade bir şey semboller üzerinde yoğunlaşacağız. Dili öğrenmeye başlamalıyız.
Benzer Yazılar
- 22-23-24 Ağustos Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 25-26-27 Ağustos Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- Ekim Başı Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- Eylül Ayında Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- Ekim Ayında Doğanların Burcu Ve Özellikleri