Her biline durumu, ona bağlı olan bir sinir sistemi durumuna dayanır. İlk dört bilinç durumu, uyanık, uykuda, düşlü ve transcen dental, hakkmdaki tartışmamıza yön vermiş olan bu psikofizyolo jik ilke, kozmik bilinçliğe de uygulanır.
Maharishi’nin tanımladığı gibi kozmik bilince yükseliş, Transcendental Meditation sırasında kazanılan sakin uyanıklığın, gündelik yaşamdaki olağan faaliyetin tüm gerginliğini sistemli ve düzenli olarak sinir sisteminden gidermesinin doğal sonucudur. O zaman psikofizyolojik bütünleşmenin eşsiz bir durumu olarak, kozmik bilinç ortaya çıkar.
Maharishi, bunun öbür tüm bilinç durumlarından farklı görünmesinden dolayı beşinci bilinç durumu kozmik bilinç olarak nitelendirmektedir.
Yüksek bilinç durumlarının incelenmesi, psikofizyolojik araştırmaların en heyecan verici sınırlarından biridir.
Transcendental Meditation hakkmdaki bilimsel temelleri kuran R.K. Wallace’ın incelemeleri dördüncü durumu oluşturmuştur. Araştırmacı bu konudaki yazarlara beşinci bilinç durumunun tanımlanmasının insan uyanıklığının fiziksel temelleriyle ilgilenen araştırmacılara, bir başka meydan okuma olduğunu ileri sürmektedir.
Kozmik bilincin belirginliklerini nitelendirmede, çaba harcayan araştırmacılar ilk olarak beşinci bilinç durumunun fiziksel etkilerini nerede arayacaklarım saptamalıdırlar. MIU (Maharishi Uluslararası Üniversitesi) nörobiyologlann dan olan John Fomo, yazarlarla bir konuşmasında görüşünü şöyle belirtmektedir:
“Yinesek bilinç durumları Üzerindeki gelecekteki araştırmaların, tüm bedensel ritmlerde eşzamanlıcın arttığını ortaya çıkaracağını umarım. EEC Araştırmaları bugünkü durumda Transcendental Meditation sırasında oldukça belirli eşzaman lık göstermektedir. Circadian ritmi dahil öteki ritimlerin uyumlu karşılıklı ilişkilerinde benzer kalıcı bütünleşme görebiliriz.
Kişisel görüşüm, kozmik bilinç üzerindeki fizyolojik araştırmaların beyindalgalan faaliyeti kadar iç salgısal ritimlerde de önemli değişiklikleri ortaya çıkaracağıdır.”
Banquet ve Glueck Transcendental Meditation uygulaması sırasında, beynin çeşitli bölgelerindeki elektriksel faaliyetin tutarlılığında çok önemli artışlar olduğunu belirtmişlerdir.
İleri meditation uygulayıcılarında EEG’lerinin frekans tayflarında teta ve beta bölgelerinde dirençli bir biçimde ve aynı anda dar dorukların gelişmesi yanında beynin ön ve arkasında ve sağ ve sol yarım kürelerdeki fazlarda tutarlılık görülmektedir. Böyle yüksek bir eşzamanlık EEG araştırmalarındaki tek örnektir ve uyanıklığın yaygınlaştığı izlenimiyle fizyolojik bir bağlantısı olduğu görünmektedir.
Bu ilk bulgulardan kozmik bilincin sürekli sonsuz uyanıklığının beynin tüm elektrofizyolojik düzeninde şakaklarda ve spatial alanda dalga tutarlılığı olarak eksiksiz biçimde belireceği varsayanıma varabiliriz.
Maharishi, kozmik bilinçteki bir kişinin uyanıklık, düş ve uyku sırasında sonsuz saf uyanıklığı korumasının başka bir umut verici araştırma alanı olduğunu öngörmektedir. Kozmik olarak bilinçlenmiş kişinin uykusunda, belirli EEG grafiklerinin ortaya çıkacağını varsayabiliriz.
Benquet, uzun dönemde Transcendental Meditation uygulaması yapanlarda uyku sırasında yaptığı araştırmaları toplamış fakat henüz yayınlamamıştır.
O, uzun uyku evrelerinde genellikle rahatlamış uyanıklığın belirgin özelliği olan alfa dalgalarının, derin uykunun belirgin özelliği olan geniş delta dalgalarının yerine geçtiğini gördü, bu bulgu eğer daha ileri araştırmalarla doğruluğu kanıtlanırsa, bu Meditation uygulayıcılannın uyku sırasındaki uyanıklık büdirimlerinin fizyolojik yönden onanması demektir.
Benzer Yazılar
- Budizm ve Hint Felsefeleri
- Evrenin Bütünlüğüne Ulaşmak
- Rüya Mitolojisi
- Gerçek Medyumlar Hakkında
- Astral Seyahat