“Bu kitap Queens Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan John Mill’in Grekçe Yeni Ahit baskısıydı. Mili kitabına materyal toplamak için otuz yıl çalışma yapmıştı….”Mili, bu otuz yılda 100 civarmda elyazmasını inceleyerek 1707 yılında yayınladığı çalışmasında bu yazmalar arasmda 30.000’den fazla farklılık olduğunu tespit etmiştir, (say.110) İlerleyen yıllarda ele gecen 5700 adet elyazmalarmda ise tespit edilen farklılıkların bazı akademisyenler 300.000 bazılarına göre 400.000 oljdalfck duğunu belirtirler, (say.117) Yazıcılar Tarot falı ve bir metni kopya ederken sadece yanlış kopya hatası yapmadıkları. Bunun yanında kendi arzularına göre ekleme, ya da çıkarmalar yaptıklarım da belgeler. Bakın bu konu da III. Yüzyıl kilise önderlerinden Origen neler söylüyor.
“El yazmaları arasındaki farklılıklar fevkalade bir hal almakta, gerek bazı yazıcıların ihmalkârlıkları yüzünden, gerekse bazıların münasebetsiz küstahlıkları yüzünden, ya kopya ettiklerini kontrol etmeyi ihmal ediyor ya da kontrol ederken hoşlarına gittiği şekilde eklemeler yapıyor veya parça çıkartıyorlar, “(say, 71)
Bu konuda bu din mensuplarına hizmet eden Yeni Yaşam Yayınların tarafmdan yayınlanan “HIRİSTİYANLIK TARİHİ” isimli eserin 138. sayfasmda bazı itiraflar var:
“Yeni Antlaşma yazılarının ilk kilisede önemli sayıldığı açıktır. Çünkü hem bireysel olarak, hem de kilisede kullanılmak üzere birçok kopyası çıkarılmıştır. Ancak yazılar önemli kabul edilmesine rağmen bu her zaman özenli ve aslma sadık kalınarak kopyalandığı anlamına gelmiyordu. Bilerek veya bilmeyerek değişikliğe uğramayan hiçbir elyazması bulunmamakla birlikte, bazı elyazmaları daha dikkatli bir kopyalama geleneği yansıtır….İlk Hıristiyanlar Yeni Antlaşma ya saygı gösterip çok kullanmakla birlikte kelimesi kelimesine sadık kalmamışlardır.”
Barhr D. Ehrman, bu kopyalama hatalarında pek çok örnek vererek, “asıl orijinal metinler tarih içinde ya kaybolur, ya okunmaz hale gelir ya da tamamen yok olur” der. Böylece yanlış kopyalanan metinlerin artık orijinalleriyle karşılaştırılıp düzeltilmesi imkânının kaybolduğunu belirtir.
Mesela Yuhanna Incili7nin 20.317de kesinlikle sona erdiği ve ilk bölümünün diğer bölümlerden çok farklı bir tarzda olduğu ve burada geçen “söz” den bir daha bahsedilmediği farklı bir elden üretilip metnin başına eklenmiş olacağını belirtir. Ayni şekilde Yuhanna 7:5—8:127 de anlatılan zina yapan kadına uygulanacak ceza konusunun orijinal metinde olmadığım belirtir. Markos7un son on iki ayetin yine orijinalde bu Ilınmadığı ve metnin 16:8’de sona erdiğinden bahseder, (say. 86, 89) Yuhanna İncili’nde ilk giriş 1. bölüm ve en son bölümüm olan 21’deki aşağidaki ifadeler ise Yuhanna tarafından yazılması mümkün görülmemektedir.
Bütün bunlara tanıklık eden ve bunları yazan öğrenci budur. Onun tanıklığının doğru olduğunu biliyoruz.
Benzer Yazılar
- Hiperborc görüşü
- Yüce Merih Tanrısı
- Tarih öncesi çağlarda Sibirya’da yaşayan mağara adamları silah kullanır mıydı?
- Olağanüstü, garip, esrarengiz olaylar
- Sümer uygarlığı