Nasıl olur da kişinin özdeşlik biçimi dıştan saptanan roller ve kişisel görünümlerden özgür olabilir. Hint felsefelerinden biri olan BhagavadGita’da özdeşliğin temeliyle ilgili bir tartışmayı ortaya koyar:
Beden ve yaşantımız sürekli olarak değiştiğin’ den kişinin yaşamı boyunca değişmez sandığı tarot ve özdeşlik ne bedenine ne de özel bir yaşantısına bağlı olamaz. Böylece özdeşlik için kesin bir temel saf yarana zekânın iç sahasında bulunmalıdır. Bu da öteye geçiş olayında izlediğimiz kendimizin gerçekten değişmeyen tek yönüdür.
Yaşantı, özdeşlik biçimini saptar. Kişi, kendini yalnız faaliyetleriyle özdeşleştirirse, kendini yalnız eylemleri, duygulan, sorumlu luklan ve rolleriyle bilir. Öz varlığı faaliyetten ayn olduğunu izlemedikçe zorunlu olarak değişken ve sınırlı kalır.
Kişinin kendi sınırsız durumu değerlendirmesi için sistemli olarak öz benliğin herhangi bir faaliyettendüşünce faaliyetinden bile daha asıl olan öz varlık düzeyini yaşaması gerekir.
Saf yaratıa zekânın düzenli yaşantısı yoluyla bireysel varlık ya da “Ben” kendiliğinden sonsuzlukla ilişki kurar. Düzenli Transcendental Meditation uygulamasıyla ortaya çıkan tüm nesnel değişiklikler enerji, zekâ ve mutluluk artışı buna bağlı olarak olumlu değişiklikle birlikte bulunur.
Maharishi, bu değişikliği yaratıa zekânın doğrudan doğruya izlenimi olarak açıklamaktadır.
Saf balı tadınca bunun büyük tatlılığı o zamana kadar bilinen tüm tatlan bastırır. Eğer dil, bal tadının zevkini almayı sürdürürse o zaman daha önceki bir tadın belirmesine firsat bırakmaz.
Benzer Yazılar
- Budizm ve Hint Felsefeleri
- Evrenin Bütünlüğüne Ulaşmak
- Rüya Mitolojisi
- Gerçek Medyumlar Hakkında
- Astral Seyahat