Erdem demeye değer tek erdem yaratıcılıktır. Ne yarattığı n önemli değil, ama yaşamı arttırmalı, varoluşu güzelleştirmeli, yaşamayı daha neşeli, şarkıyı biraz daha ilginç, aşkı biraz daha görkemli yapmalı ve bir yaratıcının yaşamı sonsuzluğun ve ölümsüzlüğün parçası olmakla başlar.
Milyonlarca insan yaşar, ama hiçbir şey yaratmazlar. Ve bu yaşamın temellerinden biridir; yaratmadıkça bir resim, bir şarkı, bir dans mutlu olamazsın, mutsuzluk içinde kalırsın. Yalnızca yaratıcılık sana saygınlık kazandırır. Doluluğun içinde açmana yardım eder.
Yaratıcı kalabalığın parçası olamaz. Yaratıcı yalnız olmayı, ayrı gitmeyi, yalnızlığın güzelliğini öğrenmeyi öğrenmek zorundadır, çünkü yalnızca bu alanda potansiyelin gerçekliğe dönmeye başlar. Yaratıcının yolu sonunda seni kendine yönlendirir, çünkü kalabalıktan, yığından uzaklaşıyorsun yalnızlığa gidiyorsun. Bir ressam resminde kesinlikle yalnızdır. Bir dansçı dansında kesinlikle yalnızdır.
En büyük dansçılardan biri, Nijinsky’ye bir keresinde şöyle soruldu: “Büyük izleyiciler önünde dans ediyorsunuz gergin hissetmiyor musunuz?” Dedi ki, “Bildiğim kadarıyla, gergin hissediyorum, ama sadece dans başlamadan önce. Başkaları yok olmakla kalmıyor, bazen bir an geliyor ve bu en büyük an ben yok oluyorum ve sadece dans kalıyor.”
Benzer Yazılar
- Budizm ve Hint Felsefeleri
- Evrenin Bütünlüğüne Ulaşmak
- Rüya Mitolojisi
- Gerçek Medyumlar Hakkında
- Astral Seyahat