Kozmolojinin “kaotik şişme” versiyonunu ilk kullanan Linde’dir. Doğal bir şekilde, hemen akabinde, kozmik rastlantıların standart antropik açıklamasına dönüşen şeyi önerir. Me taevrende yüzen olası baloncuk evrenlerin sonsuz dizisinden, biz ister istemez kendimizi yaşam için uygun olan birinde buluruz, çünkü yaşam için uygun olmayan baloncukların içinde neler olduğunu fark edecek başka yaşam formları yoktur. Diğer baloncuklar tam olarak farklı büyüklüklere veya genişleme hızlarına sahip olmayabilirler, ama Planck parçacığında skaler alanların etkileşmesi ve temel kuvvetlerin birbirinden ayrılması sayesinde, kütleçekim kuvveti veya nükleer yanmanın verimliliği gibi şeylerde farklı değerlere sahip olabilirler. Temel kuvvetlerin sayısı ve temel parçacıkların yapısı bile farklı baloncuklarda farklı olabilir. Max Tegmark buna “2. Tür” Çoklu Evren der.
Kaotik şişmede bir sürpriz daha vardır. Şişmenin ilk versiyonunda, tıpkı Tryon’ın bir kuantum dalgalanmasından oluşan Evren’in görüntüsü versiyonunda ve 1960’lar ve 1970’lerdeki standart Büyük Patlama modelinde olduğu gibi, Evren’in doğuşundaki tekillikten veya tekilliğe yakın bir zamandan “önce” ne geliyordu sorunu vardır. Kaotik şişme, Evren’imizin ebedi bir uzayzaman bölgesindeki bir kuantum dalgalanmasından büyüdüğünü ve tamamen eşdeğer süreçlerin metaevrenin başka bir yerinde şişmenin diğer bölgelerini yarattığını önerir. Kaotik şişmenin metaevreninde (tıpkı Hoyle ve Narlikar’m Calan kozmolojisinde olduğu gibi) zamanın başlangıcı veya sonu yoktur. Bu demektir ki, kaotik şişme ebedi olabilir. Ne yazık ki, “ebedi şişme” (Linde tarafından icat edilmiş başka bir terim) olarak bilinen, ama hiç de aynı şey olmayan bağlantılı bir fikir daha vardır. Kaotik şişme diğerlerinin arasında, bize Evrenin nasıl başlayabilmiş olduğunu anlatır; kısaca açıklayacağım ebedi şişme diğer şeyler arasında bize, Evren’in nasıl bitebileceğini anlatır. Bundan şimdi, “ebedi” kaotik şişmeyle ilgili herhangi bir kafa karışıklığını gidermek için bahsediyorum.
Birçok detay çözülmek için beklese ve matematiksel fizikçiler bunun hakkında tartışıp şişme işini yapmak için gerekli bu tür skaler alanların özelliklerini hesaplamaktan memnun olsalar da, bu kozmolojide şu an gündemde olan en “kârlı alışveriştir”. Guth şimdi şöyle söyler: “Tüm detayları bilmiyoruz, ama kanıtlar şişmenin temel mekanizmasının doğru olduğu konusunda çok ikna edicidir”.
Matematikçilerin tartışmayı sevdiği, geri kalan detaylı konuların bazıları meslekten olmayan kişilere, bir iğnenin ucunda dans edebilecek melek sayısı hakkmdaki görüşler gibi gizemli gelmektedir. Gerçi, tartışmanın bizim temel fizik anlayışımızla şişmeyi yeni bir seviyede bağlayan heyecan verici bir fikri kazandırdığı, sicimler ve zarlar gibi varlıkları içeren bir alan vardır. Bu bize Çoklu Evren’in başka bir şekilde ele almışını verir ki, bu bir sonraki bölümün konusu olacaktır. Ama önce, son zamanlarda uzmanlar arasında hararetli bir tartışma konusu olmuş ve benim buradaki tartışmamı tamamlamak için önemli olan bir nokta daha vardır; yakından incelendiğinde Evren büyüklüğündeki bir Boltzmann dalgalanması fikrinin ne kadar inanılmaz geldiğini hatırlayarak, bizimki gibi bir evrenin şişen bir kuantum tohumundan çıkmış olması ne kadar olasıdır? Bir evrenin basitçe doğup, yaşlandıkça karmaşıklaşmasının, ebedi kaos tarafından çevrelenmiş bir odada yalnız oturan bir versiyonunuzu üreten bir dalgalanmadan daha olası olduğu gerçekten doğru mudur?
Benzer Yazılar
- Budizm ve Hint Felsefeleri
- Evrenin Bütünlüğüne Ulaşmak
- Rüya Mitolojisi
- Gerçek Medyumlar Hakkında
- Astral Seyahat