İşteyken farkında olmaya karar verdiğim zaman, farkıtıdalığı unutuyorum ve farkında olmadığımı fark ettiğim zaman da, suçluluk duyuyorum; bir hata yaptığımı hissediyorum.
İŞTEYKEN farkında olmaya çalışan herkes için temel sorunlardan biridir bu, çünkü iş, kendinizi tamamen unutmanızı ister, tşe çok yoğun bir biçimde katılmış olmalısınız… Sanki orada mevcut değilsiniz gibi. Böyle bütünüyle katılım olmaksızın, iş yüzeysel kalır.
insan tarafından yaratılmış yüce ne varsa resimde, heykelde, yaşamın her boyutunda bütünüyle katılım gerektirir. Aynı zamanda da farkında olmaya çalışıyorsanız, işiniz asla birinci değerde olmayacaktır, çünkü onun içinde olmayacaksınız.
Bu yüzden çalışırken farkmdalık muazzam bir eğitim ve disiplin gerektirir; kişiyse buna en basit eylemlerden, örneğin yürüyüşten başlamalıdır. Yürüyebilirsiniz ve yürüdüğünüzün farkında olabilirsiniz; her adım farkmdalıkla dolu olabilir. Yemek yeme, aynen Zen manastırlarında çay içildiği biçimde onlar buna “çay töreni” derler, çünkü çayı yudumlarken, kişi tetikte ve farkmdalık içinde kalmalıdır.
Küçük eylemlerdir bunlar, ama başlangıç için mükemmel bir biçimde iyidirler. Kişi resim yapmak, dans etmek gibi şeylerle başlamamalıdır; bunlar çok derin ve karmaşık olgulardır. Günlük yaşamın kalıplaşmış düzenine ait küçük eylemlerle başlayın. Farkındalığa gitgide alıştıkça, farkında lık soluk alma gibi bir şey haline gelince bunun için çaba göstermeniz gerekmez, kendiliğinden meydana gelir, o zaman her eylemde, her işte farkmdalık içinde olabilirsiniz.
Ama şartı hatırlayın: Çabasız olmalıdır, kendiliğinden ortaya çıkmalıdır bu. Yani resim yaparken, bir müzik parçası bestelerken ya da düşmanla kılıç mücadelesindeyken kesinlikle farkmdalık içinde kalabilirsiniz. Ama bu farkmdalık, uğrunda çalıştığınız farkmdalık değildir. Başlangıç değildir; uzun bir talimin en yüksek noktasıdır. Bazen talimsiz de meydana gelebilir bu.
Ama bu pek ender olarak, en uç şartlarda meydana gelebilir. Günlük yaşamda basit akışı izlemelisiniz. îlk önce, sizin katılımınızı gerektirmeyen eylemlerin farkında olarak başlayın. Yürüyebilir ve düşünmeyi sürdürebilirsiniz; yemek yiyebilir ve düşünmeyi sürdürebilirsiniz. Düşünmenin yerine farkındalığı koyun. Yemeyi sürdürün ve yemek yediğinizin farkında kaim. Yürüyün, düşünmenin yerine farkındalığı koyun. Yürümeyi sürdürün; yürüyüşünüz biraz daha yavaş ve belki de daha nazlı olacaktır. Ama farkmdalık bu küçük eylemlerle mümkündür. Gitgide bunları daha açık seçik ifade edebildikçe, daha karmaşık eylemleri kullanın.
Bir gün gelir, dünyada aym zamanda tetikte kalamayacağınız, eylemi bütünlüğüyle yapamayacağınız hiçbir etkinlik kalmaz.
“İşteyken farkında olmaya karar verdiğim zaman, farkın dalığı unutuyorum diyorsunuz. Sizin kararınız olmamalıdır bu; uzun taliminiz olmalıdır. Farkmdalık kendiliğinden gelmek zorundadır; onu çağırmazsınız, onu zorlamazsınız.
“Farkında olmadığımı fark ettiğim zaman da suçluluk duyuyorum.” Kesinlikle aptallıktır bu. Farkında olmadığınızı fark ettiğiniz zaman, en azından şimdi farkında olduğunuz için mutluluk duyun. Suçluluk kavramının öğretilerimde hiç yeri yoktur.
Suçluluk ruhun kanserlerinden biridir. Ve tüm dinler itibarınızı, gururunuzu yok etmek ve sizi tam olarak köle yapmak için suçluluğu kullanmıştır. Suçluluk duymanıza gerek yok; doğaldır bu. Farkmdalık öyle yüce bir şeydir ki, birkaç saniye bile farkmdalık içinde olabilirseniz sevinin. Unuttuğunuz anları dikkate almayın. Birdenbire, “Farkında değilim,” diye hatırladığınız anlardaki durumu dikkate alm. Birkaç saat sonra sonunda farkmdalık döndüğü için kendinizi bahtiyar hissedin.
Bunu bir tövbe, bir suçluluk, bir hüzün haline getirmeyin, çünkü suçlu ve mahzun olmaktan yarar sağlayamayacaksınız. İçinizde derinlerde bir yerde başarısızlık hissedeceksiniz. İçinize bir kez başarısızlık duygusu yerleşti mi, farkın dalık çok daha güç hale gelecektir.
Tüm odağınızı değiştirin. Farkında olmayı unuttuğunuzun farkında olmak mükemmeldir. Şimdi mümkün olduğunca uzun süre unutmayın bunu. Tekrar unutacaksınız, tekrar hatırlayacaksınız, ama her seferinde unutkanlık aralığı gitgide daha kısalacak. Hıristiyan temelli olan suçu savuştura bilirseniz, farkmdalığm bulunmadığı aralıklar gitgide daha kısalacak ve bir gün tamamen kaybolacak. Farkmdalık tam olarak soluk alma, kalp atışı ya da kan dolaşımı gibi olacak, her gün. Suçluluk duymamayı gözetin bu yüzden. Suçluluk duyacak hiçbir şey yok ortada.
Ağaçların Katolik rahipleri dinlememeleri son derece anlamlıdır. Aksi takdirde onlar, “Neden dikenleriniz var?” diye güllere suçluluk hissettirirlerdi. Rüzgârda, yağmurda, güneşte dans eden gülse ansızın mahzunlaşırdı. Dans kaybolurdu; sevinç kaybolurdu; rayiha kaybolurdu. Diken gülün biricik gerçeği, bir yara halini alırdı. “Neden dikenleriniz var sizin?”
Herhangi bir dinin herhangi bir rahibini dinleyecek kadar çılgın bir gül ağacı olmamasından dolayıdır ki güller dans etmeyi sürdürüyorlar; güllerle birlikte dikenler de dansa devam ediyor.
Tüm varoluş masumdur. Bir insan suçsuz olduğu andaysa, yaşamın evrensel akışının bir parçası olur. Bu aydınlanmadır, masum bir bilinçtir, hayatı ulaşılabilir kılan her şeyden sevinç duymaktır: Aydınlık güzeldir; karanlık da öyle.
Suçlu olduğunuz hiçbir şey bulamadığınız zaman, bana göre dindar bir kişi olmuşsunuzdur. Sözde dinlere göre, suçlu olmadıkça dindar değilsiniz; ne kadar suçluysanız, o kadar fazla dindarsınız.
Benzer Yazılar
- Budizm ve Hint Felsefeleri
- Evrenin Bütünlüğüne Ulaşmak
- Rüya Mitolojisi
- Gerçek Medyumlar Hakkında
- Astral Seyahat