Yay Çocuklara karşı güç kullanmak onların adalet duygularını zedeler, bize olan güven ve saygılarını azaltır. Bir yaramazlığı yüzünden babası tarafından dövülen küçük Zeynep öfke ile şöyle bağırdı: “Sen kocaman güçlü adam, benim gibi küçük bir çocuğu dövmeye utanmıyor musun?” Bunu söyleyen çocuk henüz dört yaşında idi. Baba ona hak verdi ve özür diledi. Altı yaşlarında küçük Lokman henüz okula yeni başlamış, oldukça yaramaz bir çocuktu. Yine yaramazlık yaptığı bir gün annesi ona harf kutusundan “Ben çok yaramaz bir çocuğum, lütfen beni affet” cümlesini yazma cezası verdi. O af dilemek istemiyordu, çünkü bu cezayı hak edecek bir şey yapmadığına inanıyordu. Annenin tehditleri üzerine şöyle bağırdı: “Büyüdüğüm zaman çok zengin olacağım ve sana asla bir şey almayacağım!”
Bu iki anekdot, çocukların anne babaların güç kullanmalarına karşı ne kadar hassas olduklarını göstermeye yeter sanırım. Çocuklar, zihinsel yönden tam gelişmedikleri için sabretmesini bilmez, çabuk tepkide bulunurlar. Köşeye sıkıştırılan kedi nasıl tırmalarsa, köşeye sıkıştırılan çocuk da kızgınlığını yenemeyerek öyle tepkide bulunur yazımu Scharer’in meşhur şiirinden bir alıntı ile bitireceğim: “Çocuklarınızla yakından ilgilenin. Gece ve gündüz etrafınızda olsunlar. Onları sevin ve kendinizi sevdirin. Bu güzel seneler geçicidir. Onlar ancak çocukluğun kısa rüyası müddetince sizindir, daha uzun değil. Çocukluk yıllarında onları ihmal ederseniz, gençlik çağlarında onlar da sizi terk ederler. O zaman onları kınamaya hakkınız olmaz, çünkü bu bir ödeşmedir.”
Yay Çocuk parkına gittiğinizde anneleri ve çocuk bakıcılarını dikkatle izlemenizi istiyorum. Ben gözlem yapmak için buralara çok sık giderim. İnanın, çok defa çocuklara kötü davranan annelere ve bakıcılara müdahale etmemek için kendimi zor tutarım. Buluşmak ve dedikodu yapmak için birbirine çocuk parkında randevu veren ve ister istemez çocuğu da yanında götüren annelerden ve bakıcılardan bahsediyorum.
Düğüne gider gibi hem kendilerini hem çocuğu süsleyip püsleyip, takıp takıştıran bu hanımlar, parka girerken çocuklara yanlarından ayrılmamalarını, elbiselerini kirletmemelerini, pis mahalle çocuklarından uzak durmalarını sıkı sıkıya tembih ederler. Anneleri veya bakıcıları sohbete dalınca çocuklar da kaçar, diğer çocukların içine karışırlar. Ancak daha oyuna başlama fırsatı bulamadan anneleri telaşla koşar, yakalayıp yanlarına geri getirirler.
Yay Çocukları, hürriyetlerini kısıtlayan bu cahil hizmetçilerden intikam almak için türlü yaramazlıklar yapar, karınlarının ağrıdığını, acıktıklarını, eve gitmek istediklerini söyleyerek dirlik vermezler. Hizmetçi sohbetini bozan çocuğu tehdit etmeye başlar: “Eğer yaramazlık yapmaya devam edersen, seni burada yalnız başına bırakır giderim!” Korkuyla hizmetçinin eteğine yapışan yavrucak, neşe içinde oynayan kenar mahalle çocuklarına gıpta ile bakar. Anne veya hizmetçi çocuğu terk etmekle tehdit ettiğinde onun bilinçaltına ne kötü bir korku yerleştirdiğinin farkında değildir. “Eğer uslu durmazsan giderim, bir daha da gelmem, sen de annesiz kalırsın!” Bu tehdit, çocuğun bilinçaltına sevdiklerinden ayrı kalma korkusunu yerleştirir.
Seneler sonra bu korku sevdiğini kaybetme, sevdiği tarafından terk edilme korkusuna dönüşür. Yolda yürürken daima eşinin elinden tutan, sık sık ona “Beni terk etmeyeceksin, beni hep seveceksin değil mi?” diye soran yetişkin kadın veya erkeklerin çoğunluğu çocukluklarında anneleri veya hizmetçileri tarafından terk edilmekle korkutulan kimselerdir.
Benzer Yazılar
- 22-23-24 Ağustos Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 25-26-27 Ağustos Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- Ekim Başı Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- Eylül Ayında Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- Ekim Ayında Doğanların Burcu Ve Özellikleri