Buda’nın kendisi çok bilgili değildir; ne İsa ne de Muhammed öyledir. Onlar masum insanlardır, yalın insanlar, ama yalınlıkları öyledir ki, masumiyetleri öyledir ki, çocuk gibi özellikleri öyledir ki varlıklarının en içteki özüne girebilmişlerdir. Doğruluklannı bilebilmişlerdir;
varoluşlarının en özüne ulaşabilmişlerdir. Bilirler, ama bilgili değillerdir. Bilgileri kutsal yazılardan değildir. Onlann derin bilgililikleri dikkatlilikleriyle olmuştur. Kaynağı hatırlayın: Gerçek bilgi me ditasyondan, farkındalıktan, bilinçten, özenden, dikkatten, tanıklıktan gelir. Ve gerçek olmayan bilgi, kutsal yazılardan gelir. Gerçek olmayan bilgiyi çok kolay öğrenebilirsin ve onunla böbürlenebilirsin, ama bir aptal olarak kalırsın bilgili aptal, ama yine de bir aptal.
Eğer gerçekten bilmek istiyorsan, tüm bilgini bırakmak zorundasın; onu bilerek unutmak zorundasın. Tekrar cahil olmak zorundasın, meraklı gözlerle, açıkgözlü küçük bir Masumiyet senin doğandır. Ona dönüşmek zorunda değilsin, sen zaten osun. Sonra koşullama katmanları masumiyetine yüklenir. Masumiyetin bir ayna, onu koşullama toz katmanları gibi. Aynaya ulaşman gerekmiyor, ayna zaten orada ya da daha çok burada. Ayna kayıp değil, sadece toz katmanları ardında saklı.
Doğana ulaşmak için bir yel izlemek zorunda değilsin, çünkü doğandan ayrılamazsın, başka bir yere gidemezsin. Bu kesinlikle doğanın tanımı:
Doğa geride bırakılamayan, terk edilemeyen demektir. Ama onu unutabilirsin onu kay bedemezsin, ama o unutulabilir. Ve olan işte bu. Ayna kayıp değil, ama unutulmuş unutulmuş, çünkü artık ayna olarak iş görmüyor. Bir kusur çıktığından değil, sadece toz katmanlarının altında.
Benzer Yazılar
- Budizm ve Hint Felsefeleri
- Evrenin Bütünlüğüne Ulaşmak
- Rüya Mitolojisi
- Gerçek Medyumlar Hakkında
- Astral Seyahat