Çocuklar sebep-sonuç ilişkisini kuracak zihin olgunluğuna sahip olmadıkları için, yapacakları denemelerin tehlikeli sonuçlar doğuracağını kestiremezler. Her konuda olduğu gibi mahremiyet konusunu da çocuklar ailede yaşayarak ve gözlemleyerek öğrenir. Altı ve yedi yaşlarında iki erkek çocuğu, annelerinin lavaj pompasına su doldurarak küçük kız kardeşlerinin cinsel organına boşaltırken yakalanmışlardı. Niçin böyle yaptıkları sorulduğunda annelerinden gördüklerini söylemişlerdir. Burada temas etmeye lüzum görmediğim daha ciddi vakaları tedavi etmek zorunda kaldığımı bilmenizi isterim.
Anne babalarından yeterli cinsel bilgi alamayan çocukların ekserisi, bebeklerin büyük abdest gibi makattan dünyaya geldiğini zannederler ve büyük abdestleriyle “doğurma” oyunu oynarlar. Bazı çocukların büyük abdest-lerini tutmaları, doğacak olan kardeşlerine duydukları kıskançlığın bir göstergesidir. Çünkü rakibin doğmasını istemezler. Üçüncü çocuğunuzu bekliyorsunuz. Oğlunuz ve kızınız gelecek kardeşlerinin cinsiyetini çok merak ediyorlarmış. Bu yeni bir kardeşi kabullendikleri anlamına gelmez. Oğlunuz kız kardeşi ile iş birliği yaparak yeni gelene cephe alabilir. Kendisine ve kız kardeşine ait eline geçirdiği bütün oyuncakları pencereden aşağı atarken yakalamışsınız. Bunu neden yapıyor biliyor musunuz? Oğlunuz hayal dünyasında oyuncakları değil, doğacak olan bebeği pencereden aşağı atıyor. Oğlunuz zor bir çocuk değil. Merak etmeyin, bu reaksiyonlar, bebek eve geldikten bir süre sonra kendiliğinden geçecektir.
Oğlunuzu ikinci kardeşi doğmadan anaokuluna yazdırmakla iyi ettiniz. Eğer doğduktan sonra okula gönderseydiniz, kendisini evden uzaklaştırdığınızı düşünebilirdi. Okulunu ve öğretmenlerini sevdiğini söylemesi, sabahları isteyerek ve severek çantasını hazırlaması, akşam okuldan gelince yaptığı elişlerini göstermesi, öğrendiği şarkıyı mırıldanması, olup bitenleri anlatması her şeyin yolunda olduğunu gösteriyor.
Doğum günü yaklaştıkça oğlunuzda inatçılık huyu başlamış. Okula gitmek istemediğini, eğer okula zorla gönderirseniz kaçacağını, eve dönmeyeceğini söyleyerek sizi tehdit ediyormuş. Bütün bu inatçılıklar ve tehditler oğlunuzun kendisini güvende hissetmediğini, kendisini yeterince sevip sevmediğinizden emin olmadığını, sevginizi test ettiğini gösteriyor. Onu dinleyiniz, ama sakın eleştirmeye ve nasihat etmeye kalkmayınız. Biz buna “etkili dinleme ve kabul dili” diyoruz. Çocuk kendisini dinlediğinizi, eleştirmeden ve nasihat etmeden duygularını kabul ettiğinizi gördükçe rahatlayacak, her türlü duygusunu paylaşmaktan çekinmeyecektir. Biliyorsunuz: “Sevinçler paylaşıldıkça artar, acılar paylaşddıkça azalır.”
Duygu, düşünce ve hareketleri baskı altına alman çocuklarda tırnak yeme, göz-burun-omuz tikleri, kekemelik, altını ıslatma gibi davranış bozuklukları görülmeye başlanır. Bunlar kısa zamanda fark edilip tedavi yoluna gidilmediği zaman ileri yaşlarda strese bağlı olarak obse-sif-kompulsif bozukluk (OKB) ve sosyal fobi gibi daha ağır sonuçlara yol açabilir. Obsesyon, kendisinin veya sevdiklerinin başına kötü bir şey geleceği, bir yerlerden mikrop kapıp hastalanacağı vb. kişinin kontrolü dışında tekrarlayan düşünce ve uyaranlardır. Kompulsiyon da bu düşüncelerden kurtulmak için kişinin aklına başka şeyler getirmesi veya bazı davranışları tekrarlamasıdır.
Obsesyonlar ilk anda fark edilmeyebilinir. Obsesyon-ların herkes tarafından fark edilmesini sağlayan kompu-siyonlardır. Onun için izninizle en sık görülen kompulsi-yonlara kısaca temas etmek istiyorum. Temizlik: Saatlerce el yıkama, banyo yapma, tekrar ve tekrar ev temizliği. Kontrol etme: Evine hırsız girecek veya yangın çıkacak korkusuyla tekrar ve tekrar kapının kilitli, ocağın kapalı, televizyon ve ütü fişinin çekili olup olmadığını kontrol etme. Bazen yoldan geri dönüp kontrol etme. Biriktirme: Bir şeye sahip olma ve kendisini zengin hissetme amacıyla gazete, boş kavanoz ve konserve kutusu gibi değersiz şeyleri biriktirme. Sayma: Yolda giderken belli marka ve belli renkte arabaları sayma, plakaları ve levhaları okuma. Aşırı tertip ve düzen: Odasında eşyaların belli bir sıra ile dizili ve simetrik olması. Sıra ve simetri bozulduğunda çok rahatsız olma. Sosyal fobiye gelince: Kısaca yanlış bir şey yapma, yanlış bir şey söyleme ve bu yüzden eleştirilme ve alaya alınma korkusu taşıma olarak özetlenebilir.
Benzer Yazılar
- Yengeç burcu ve hediyeleri
- Yengeç burcu ve bitkileri, kokuları
- Çocukların Burç Özellikleri
- Yengeç burcu 2015 Eylül Ekim yorumumuz
- Yengeç burcu 2015 Kasım Aralık yorumumuz