Kendimi sıkılgan, sinirli ya da kaygılı olarak tanımlayamam. Olsa olsa sıkılgan, sinirli ya da kaygılı bir ben izlenimini şu ya da bu koşul altmda yaşıyorumdur ve tarot değişince sıkılgan, öfkeli ya da kaygılı biri olmaktan çıkıp bambaşka bir kişi oluyorumdur.
Bu gerçek son derece büyük bir önem taşımaktadır çünkü tarot bir değişim olanağını sunar; hatta, buna kesin diyebiliriz. Süreksizliğin, aslında niteliklerimizden çok kusurlarımızın bu gerçekliği; bililerinden kurtulup diğerlerini sürdürmemiz için seferber olma etkenini oluşturmaktadır.
Bu kaçınılmaz değişimi herkes kişisel bir gelişim etkeni haline getirebilir.
O benzersiz ben’in olaylara göre değiştiğini ve kimi zaman çok şaşırtıcı görünümlerle ortaya çıkabildiğini hepimiz saptamışızdır. Kimi kez sıkılgan, kimi kez gözüpek, yürekli ya da tabansızdır; kimi zaman bir şeyden tiksinir yada bir şeye bayılır; bir gün hoşgörülüdür, bir başka kez hoşgörüsüz ve sabırsız…
Kimi olursa olsun, tanımlamak olanaksız gibi görünüyor. Tanımlamak, bir kişinin varoluşunun belirli bir anında bitmiş olduğu anlamına gelir. Gerçekse bambaşkadır; öyleyse dönüşüm yolunu izleme hakkını hem kendimize, hem başkalarına tanıyalım.
Derin varlık olan “ben”, biraz şaşırıp kalır ve o sayısız yönlerini her zaman tanımaz. Bir an geliyor, “kişi” ben’e güven beslemez oluyor, ben bana güvenmez oluyorum!
Yaptığım, söylediğim, duyumsadığım şeyler bana uygun düşmediğinde, derin varlığımdan yayılan özdeki değerler kontrolümden, egemenliğimden çıkan ben’i özgül renkleriyle artık etkilemediğinde, öyle bir an geliyor ki, “beri artık beri in efendisi olmaktan çıkıyor; o anda ben artık bana egemen olamıyorum.
Pozitif enerjinin yönü her zaman içten dışa doğrudur. Her birimizde var olan doğal bir enerjidir bu. Bizim gerçek sorumluluğumuz, tek “işimiz”, bu kabuklan kırmaktan ibarettir. Böylece, saydam uyum değerlerinin günlük yaşamımıza özgürce yansımasmı sağlamış olacağız.
Demek, o derin varlık ve onun huzur enerjileri konusunda bilgi sahibiyiz. Sözcüğün anlamına derinlemesine eğilirsek bu gerçeği görürüz… O öncelikli enerji ile (ve belki de onun sayesinde) dünyaya geldik. O halde onu tanıyoruz!
Kendimizi tanımaya çalışmamız gerekmez; eylemlerimiz, heyecanlarımız, sözlerimiz ve düşüncelerimiz aracılığıyla durumumuzu görmemiz yeterlidir. Gevşemenin temel anlamı budur.
içerdeki o kabukları kırabilmek için gerekli olan etkenleri şöyle sıralayabiliriz:
Kabukların bizde var olduğunu kabul etmek;
Onların potansiyel bir acıyı oluşturduğunu bulgulamak;
Saldırıların tüm biçimlerine karşı onların yeterince koruyucu bir etken oluşturmadığım bilmek;
Bir yolun, bir yöntemin zorunluluğunu kabul etmek ve sonuçta zaman ve kişisel çalışma kavramını işin içine katmak.
Benzer Yazılar
- 1-2-3 Mayıs Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 25-26-27 Mart Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 1-2-3 Nisan Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 7-8-9 Nisan Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 16-17-18 Mayıs Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri