Bir fizyolog ve psikolog olan Donaldt Hebb, her bireyde en yüksek bir heyecan sının bulunduğunu ileri sürmektedir. Eğer bu sınınn üzerinde uyan olursa bir kimse gerginleşir, eğer yeteri kadar uyanlmazsa bıkkınlık başlar. Psikolog Maynord Shelly modem yaşamdaki kronik gerginliğin en yüksek heyecan düzeyinde giderek artış sağladığını ileri sürmektedir. Bu değişikliğin modem insanın daha yüksek ölçüde uyanlara olan dinmeyen susuzluğunu ortaya koymaktadır. Mutluluk için gerekli daha yüksek duygusal düzeye eriştirecek sürekli heyecanlar sağlanamazsa gündelik işler can sıkıcı olmaktan öteye gidemez.
Zevk için daha yüksek düzeyde bağlılığımız aynı zamanda heyecanlan tatlı bir yolda azaltan sakinleştirici zevk biçimlerinin derek küçümsenme ya da aşağılanmasının nedenlerini açıklamaktadır. Modem insanın bu dinmeyen mutsuzluğuna bir hipotez olarak ortaya atılan bu nörofizyolojik örnek, en yüksek heyecan düzeyini indirerek daha sürekli bir mutluluğun sağlanabileceği düşüncesini akla getirmektedir.
Eğer doğal olarak düşük bir heyecan düzeyi sağlanabilirse, insanlar gündelik işlerinden bıkkınlık duymaksızın daha çok zevk alabilirler. Daha sonraki lerde göreceğimiz gibi, heyecan düzeyini indirme Tarot Falı Meditasyonu sinir düzenindeki etkilerini açıklamanın bir yoludur. Bundan başka Tarot Falı Meditasyonu bu fizyolojik etkisi, Tarot Falı Meditasyonu uygulayıcıları tarafından bildirilen genel psikolojik durumda iyiye gidişi de açıklayabilir.
Duygularımız ve temel içgüdülerimiz, yalnızca Iimbik sistemin çalışmasıyla ortaya çıkmaz. Beyin kabuğundaki daha yüksek merkezler de duygulan ve içgüdüleri etkilerler.
Stanley Schacher de umutların duygusal bir karşılığın karakterini belirlediğini öngörmektedir.
Onun görüşünce:”…Bir bireye o anda hiçbir açıklamada bulunamadığı bir psikolojik uyan verdiğinde, bu durumu bir şeye yakıştırmaya çalışacak ve duygularını kendi bildiklerine göre tanımlayacaktır. Tanıtıcı öğelerin duygusal durumların belirleyicisi olduğu sınıra kadar ayni olan psikolojik heyecan durumu, neşe, kızgınlık ya da başka bir şey olarak tanımlanabilir. Bu da eldeki durumun tanıtıcı faktörlerine bağlıdır.”
Scheter ve Singer bu fikri denemek için çeşitli sosyal durumlarla karşı karşıya bırakılan deneklere adrenal iğnesi yapmışlardır Deneyi yapanlardan birinin görevlisi olan biri çok mutlu imiş gibi gösteriler yapmaya başlamış, öteki çılgınlık derecesine yakın kızgınlık gösterilerinde blulunmuştur.
Araştırmacılar, deneklerin duygusal durumlarının içinde bulunduklan sosyal duruma bağlı olduğunu anlamışlardır.
Örneğin arkadaşlarının duygusal durumu gibi. Bu araştırma beyin kabuğunun bu tür dış uyanlara adrenal verilmiş limbik sisteme benzer biçimde mutluluk veya kızgınlık gibi çelişkili durumlara dönüştürdüğünü göstermiştir.
Duygusal durumlann ve davranışlann saptanması yönünden beyin kabuğuyle limbik sistem arasındaki karşılıklı etkiler araştırılmakta ve tartışılmaktadır.
Benzer Yazılar
- Budizm ve Hint Felsefeleri
- Evrenin Bütünlüğüne Ulaşmak
- Rüya Mitolojisi
- Gerçek Medyumlar Hakkında
- Astral Seyahat