Benim Ay’ım on ikinci evde olmasnıa rağmen, bir moksha (nihai kurtuluş) evindeki gezegenin daşasında beklenebileceği gibi aydınlanma için ruhsal etkiler veya arzular hissetmedim ama büyük bir duygusal acı vardı. Bir Hindu haritasında on ikinci ev en kötü evdir ve Ay gibi hassas bir etki, bu evde kötü bir şekilde zarar görür. Ay iç huzurunu ve duygulan yönettiği için, bu alanlar on yıl boyunca oldukça rahatsızdı. Aynı zamanda, bir on ikinci ev kişisel gezegeninin daşasıyla tutarlı bir şekilde, kendimi son derece çekingen ve içine kapalı hissetmiştim. (Güneş, Ay ve Merkür en kişisel etkilerdir.) Ancak, bu tip zorluklar yeni değildi; doğum haritasında zaten varlardı. Her nasıl olursa olsun, Ay daşanın getirdiği artan yoğunluk, tatsız ve sıkıcı bir şeydi.
Dikkat ederseniz haritamdaki her benefik doğalı gezegen oldukça kötü etkilenmiştir. Jüpiter hem Mars hem de Satürn’den tam dereceyle açı alır, Venüs, Ketu ve Mars’la dar bir kavuşum yapar, Ay ve Merkür isim sırasıyla on ikinci ve altıncı evdedirler (ve her ikisi de dusthana veya acı üreten evlerdir). Bir doğum haritasmda tüm benefik gezegenler kötü etkilenmişse, o insan genellikle çok acı çeker ve herhangi bir fayda veya memnuniyet için çok sıkı çalışmak zorundadır. Bu benim hayatımda şimdiye kadar hep böyle olmuştur.
Annemin hayatında devam eden sorunlar dışında (Ay anneyi yönetir) Ay daşa sırasında kadınlarla, yani yaşıtım kızlar nedeniyle bazı çok büyük üzüntüler ortaya çıktı. Bütün on yıllık Ay daşa boyunca (yani yaklaşık on bir ve yirmi bir yaşlar arasında) kızlarla neredeyse hiç ilişkim olmadı ve tüm girişimlerim sonuçsuz kaldı. Oldukça dar ve tutkulu bir Venüs-Mars kavuşumu olan biri için, karşı cinsle bu flörte dayalı yakınlık kurabilme yetersizliği acı vericiydi. Evlilik yöneticisine (Mars) kavuşum yapan bir Yükselen yöneticisine (Venüs) sahip olmak, sevgi eksikliğini dayamlmaz bir hale getirmişti, çünkü bu natal konum, bir insanın karşı cinsten biriyle son derece güçlü bir bağ arayışmda olduğu anlamına gelir.
Aşk ilişkileri konusundaki eksikliğim sadece zararlı bir Ay daşa döneminde olmamla ve Ay’m kadınlan yönetmesiyle ilgili değildi. (Venüs karaka veya aşk göstergesi olsa da, Ay bir insanın hayatındaki tüm kadınlar üzerinde etkilidir. Bunun gibi Güneş de bir insanın hayatındaki tüm erkekleri simgeler ve bu yüzden kadınların aşk hayatı üzerinde özel bir etkiye sahiptir.) Problem, Ay’ımın navamsamda yani evlilik haritamda yedinci evi (ilişkiler) yönetmesi ve düştüğü burç olan Akrep’te yer almasıdır.
Hint astroloji her insan için on altı harita hesaplar. Doğum haritası rasi harita olarak isimlendirilir ve diğer on beş haritaya da vargalar veya bölünmüş haritalar denir. (Batı astrolojisinde bunlar harmonik haritalar olarak bilinir ama harmonik haritalar bazen vargalardan daha farklı şekilde hesaplandıkları için her zaman aym değillerdir. En önemli bölünmüş harita, kişinin evliliğini temsil eden ve rasi yani doğum haritası üzerinde olumlu ya da olumsuz güçlü bir etkisi olan rıavamsa veya dokuzda bir bölünmüş haritadır. Rasi harita yaşamın bütün alanları hakkmda temel bir bilgi sağlasa da, bir bölünmüş harita özel alanlarla ilgili daha detaylı bilgi verir. Bir rıavamsa haritaya bakmak, bir insanın evliliğine mikroskopla bakmak gibidir. Birinin dasamsasmı (kariyer haritasını) incelemek, o insanın mesleki yaşamı konusunda daha çok ayrıntı sunar.
Benim navamsamm ya da evlilik haritamın yedinci evini Ay yönettiği ve Ay düşük burcunda olduğu için (Akrep Ay için en kötü burçtur), ilişkilerde her zaman aşırı derece hassas, duygusal ve kırılganım. Ay dönemi ve alt dönemi sırasında problem oldukça şiddetlenir. Bu yüzden, Ay daşa sırasında mahrem yakınlık kurma arzum güçlendikçe daha utangaç, daha kırılgan ve daha beceriksiz biri oldum.
Benzer Yazılar
- Budizm ve Hint Felsefeleri
- Evrenin Bütünlüğüne Ulaşmak
- Rüya Mitolojisi
- Gerçek Medyumlar Hakkında
- Astral Seyahat