Çocuklarınıza bakıcı ararken çok dikkatli olmalısınız. “Çocukları seviyor musun?” sorusu kadar anlamsız bir şey yoktur. Siz taş kalpli bir bakıcının, dürüstçe: “Ben çocukları hiç sevmem, sırf para kazanmak için bu lanet olası işi yapıyorum,” cevabını vereceğine inanır mısınız?
Bozuk musluğumuzu tamire gelen adamdan bile ustalık belgesi göstermesini isteriz de, çocuğumuzu teslim edeceğimiz kadının pedagojik ehliyeti olup olmadığını, daha evvel nerelerde çalıştığını araştırmayız. Ben, mutlaka çocuk bakıcısı ve hizmetçi yetiştiren okulların açılmasından yanayım.
Çocuklarda, tahminlerimizin üzerinde bir öğrenme isteği vardır. Anne babaları yorgun düşürecek kadar sorular sorarlar. “Ben nereden geldim?” en sık sorulan sorular arasındadır. Önceki yazılarımdan çocukların cinsel eğitimine temas ettiğimi hatırlayacaksınız. Anne babaların cinsiyetle ilgili sorulara, “sen daha küçüksün, bunu anlayamazsın” şeklinde kaçamak cevap vermelerini doğru bulmuyorum. Çocuklar, kendilerinden saklanan sırlara karşı çok daha meraklı olurlar. Bu meraklarını, anne babadan gizli olarak, sağlıksız yollardan öğrenmeye çalışırlar. Çocuklarınız soru sorarken, cinsel meraktan çok saf ve samimi bir öğrenme isteği taşırlar. Onlara doğru, ancak kafa karıştırmayacak kısa cevaplar vermelisiniz. “Bebekler annelerinin karnında büyürler. Süt emecek kadar büyüdükleri zaman anneleri onları doğurur,” cevabı yeterlidir. Böylece doğum günü kutlamaları çocuk için doğru bir anlam kazanmış olur.
Anne baba, çoğu kez çocuğun sorusuna cevap verirken anlayamayacağı ve kafasını karıştıracağı detaylı açıklamalar yapar. Çocuk da sıkılarak başka şeyle meşgul olmaya başlar ve sorusunu unutur. Genellikle babalar çocuğun bu tür ilgisizliğine kızar, “hem soruyor hem dinlemiyorsun” derler. Bu gibi haksız tepkiler çocuğun soru sorma cesaretini kırar ve sorularını da duygularını da anne babadan saklamaya başlar. Yabancıların önünde çocuğun cezalandırılması ve azarlanması da aynı etkiyi yapar. Çocuklar, aile içinde azarlandıkları veya ceza aldıkları zaman fazla üzülmezler. Ancak yabancıların ve arkadaşlarının önünde azarlandıkları ve suçlandıkları zaman çok şiddetli incinirler.
Sevgili kardeşim, çok üzgün olduğunuzu söylüyorsunuz. Çünkü oğlunuzu ilk defa hırsızlık yaparken yakaladınız. Kız kardeşinin çok sevdiği bebeğini çaldı ve onu bahçede otların arasına sakladı. Dahası, sorduğunuzda arsızca yalan söyledi. Bebeğin yerini bilmediğini, köpeğin alıp götürdüğünü ve bunu gözleriyle gördüğünü söyledi. Bu küçük meseleyi büyütüp alarm zilleri çalmayınız. Biz psikologlar 7 yaşından önceki çalmaları ve yalanları “hırsızlık ve yalancılık” olarak değerlendirmeyiz. Bunlar bilinçli aldatmalar olmayıp dikkat çekmeye yönelik davranışlardır.
“Bazı şeyleri bizden saklayabilirsin, ama her şeyi gören ve bilen Allah ne yaptığını biliyor ve görüyor” demişsiniz. Keşke demeseydiniz. Her bildiğimiz doğru olacak, ama her doğru her yerde söylenmez. O doğrunun yeri burası değil. İyi ki hırsızlığın ve yalanın günah olduğunu, meleklerin yapılan günahları yazdığını söylememişsiniz. Anne babalar nedense iki konuda, din ve cinsiyet konusunda, olaya yetişkin gözüyle ve mantığıyla yaklaşıyor, çocukla empati kuramıyor. Böyle olunca da çocukla sağlıklı bir iletişim kuramıyor. Oğlunuz 5 yaşında bir çocuk, bildiğiniz gibi, Allah ona günah yazmaz. Bu yaştaki çocuklara cenneti olan, çocukları annelerinden daha çok seven, onlara koruyucu melekler görevlendiren Allah’ı anlatmalıyız ki, Allah’a korku ile değil, sevgi ile bağlansın.
Bu gerçeği bilmeyen cahil anneler çocukları söz geçirmek ve uslandırmak için üç şeyle Allah’la, babayla ve öcüyle korkuturlar: “Baban gelince sen görürsün, Allah o küfreden dilini cehennemde yakacak, çabuk yat, yoksa öcüler gelir seni yer!”
Benzer Yazılar
- Terazi Burcu Erkek Çocuklarının Karakteri Nasıldır?
- TERAZİ BURCU 2016
- Terazi burcu ve hediyeleri
- Terazi Burcu Tarot Falı
- Terazi burcu ve iş hayatı