tarot falı görüşüne göre büyük bir makine gibi çalışan evrenin işleyişi çok uzun süre önce Tanrı tarafından harekete geçirildi. Çarklardan her biri dönerken makinenin diğer parçasını harekete geçiriyor ve bu da bir diğer bölümü etkiliyor. İlk önce etki oluyor ve arkasından da tepki meydana geliyor.
Fiziksel olgu, Newton’un bilimiyle açıklandı ve sonuç olarak da bilim, insan bilgisinin tepe noktası olarak saygı değer bir yer edindi. İnsanlar bir cevap alabilmek için bilim adamlarına başvurdu çünkü bilimde her şeyin doğru bir hesaplamşı vardır ve matematiksel hesaplamalar tam olarak yapılabilir.
İnançlarına göre Newton’un keşfini örnek anlamda kullanarak her sorunun cevabı önceden hesaplanabilirdi. Aslında hesaplamalarıyla Newton, insanların ruhani, dini ve metafiziksel sorularım matematiksel tahminlere indirgemiş oldu.
Newton’un fiziksel dünyayla ilgili açıklamaları, felsefeyi ve insanların hayata karşı tutumlarım da içine alacak şekilde deterministik bir bakış açısıyla sonuçlanarak genişledi. Determinizmin bize söylediği şey, Tanrının büyük makinesi zaten çalışmaya başladığından, tüm hareketlerin ve evrendeki her şeyinönceden belirlenmiş olmasıdır.
Bu makine durdurulamaz ve bizler ve yaşayan tüm diğer canlılar yalnızca hareket eden parçalarız; Tanımın bu büyük sahnesinde bize düşen uygun rolleri yerine getirmekten başka yapabileceğimiz bir şey yok. Istakanın vurduğu bilardo toplan gibi matematiksel anlamda tahmin edilebilir bir şekilde yuvarlanırız.
Yani etki tepkiye sebep olur ve tutarlı bir tahmin edilebilirlikle her zaman öyle olacaktır. O halde Tanrının evreni hem nedensel (etki ve tepkiyle yönetildiğinden), hem de deterministik (tamamen tahmin edilebilir olduğundan) olarak düşünülebilir.
Karmaşık matematik hesaplarıyla kanıtlanmış bilimsel gerçeklerle kim tartışabilir ki? Ve hatta kim Tanrı ile tartışabilir? Her hareket için bir eşdeğer ve karşıt reaksiyon vardır. Determinizmde her şey beklenen yöndedir ve açıklanabilir. Özgür irade düşüncesi anlamsızdır ve birinin hayatım daha iyi hale getirmenin ya da mevcut durumunu daha kötü bir hale getirmenin hiçbir yolu yoktur. Her birimizin, her hayvanın, her ağacın yapması gereken bir görevi vardır. Bir tekerleğin dişlileri gibi bizler sadece makinenin parçalanyız ve bu makine sonunda varacağı yere doğru ilerlemekte.
Bu konuda sizin, benim, hayvanların ya da ağaçların yapabileceği hiçbir şey yok.
Bu büyük makine her şeyi yönettiği için, tüm kurallara uyulmalı. Bu düşünce Star Trek*in Yeni Nesil bölümünde çok güzel bir şekilde açıklanıyor. Sayborglar kaptanı yakaladıklarında onun kişiliğini ve tüm kimliğini kendi dünyaları olan büyük bir makinenin içine çekilmesini beklerler. Sayborgların bu durumda dediği şey ise; “Direnmek faydasızdır.” Direnmek faydasızdır; seçme şansımız yok. Determinizim de buna benzer bir şey söyler.
Aslında determinizm tüm özgür iradeyi alır götürür, tüm yaratıcılığı ve umudu çalar ve geleceğe dair hayalleri ortadan kaldırır. Dünyayı determinist olarak görmek, insan olarak, ulus olarak ya da dünya olarak bir şeyler yapmanın bir sebebi olmaması anlamına gelir. Çünkü beklenen şeyi değiştirmemizin ya da etkilememizin hiçbir yolu yoktur.
Zaten her şey Tanrı tarafından belirlenmiştir. İnsanlar yalnızca karşılarına çıkan şeyi kabul edip bu konuda gayretle çaba gösterebilir. Bu sanki hepimizin yaşamlarımızın sonunda gömüleceğimiz yere doğru giden bir taşıma platformunun üzerinde durması gibi bir şeydir. Kendimizle ilgili keşfedeceğimiz yeni hiç bir şey yoktur ya da hesaba katılmamış başka bir kimse yoktur.
Benzer Yazılar
- Budizm ve Hint Felsefeleri
- Evrenin Bütünlüğüne Ulaşmak
- Rüya Mitolojisi
- Gerçek Medyumlar Hakkında
- Astral Seyahat