Eski bir Doğu kıssasında bir dişi aslan küçük bir tepeden diğer bir tepeye atlarken, atlayışın ortasında bir çocuk doğurmuş. Yavru yolda bir koyun sürüsünün içine düşmüş. Koyunlar yavruyu beslemişler, onun bir aslan yani düşmanlan olduğunu bilmeden. Ve yavru aslan bir aslan olduğunu bilememiş, çünkü etrafındaki herkes koyunmuş. Bu nedenle o, bu koyun sürüsünün içinde yürümüş, tam bir koyun gibi.
Koyunlar asla yalnız yürümezler; sürü halinde yürürler, neredeyse birbirlerinin üzerine basarak, vücutlarını birbirlerine sürterek. Yalnız olmaktan korkarlar; yalnız olmak tehlikelidir, herhangi bir vahşi hayvan onlan yakalayabilir birlikte olmak zorundadırlar.
Aslanlar yalnız yürür, asla bir sürü halinde yürümezler.
Aslanların büyük bir toprağı vardır. Kimsenin onlann toprağına girmesini istemezler. Bazen bir aslanın kilometrelerce alanda kendi toprağı vardır. Başka bir aslan buraya girmeyi başaramaz; aksi halde biri ölene kadar şiddetli bir kavga çıkacaktır. Ya da ikisi de ölecektir. Aslanlar daima yalnız yürürler.
Ama bu zavallı aslanın, aslan olduğuna dair hiçbir fikri yokmuş; nasıl göründüğüyle ilgili hiçbir fikri yokmuş. Gittikçe büyümüş, ama koyunlar ona alışmışlar; onu ta çocukluğundan beri yetiştiriyorlarmış. Garip bir koyun da olsa bir koyunmuş… Çünkü aslanların yemediği otu yiyormuş.
Ot yemektense ölürlerdi. O ot yiyormuş vejetaryen kalmış. Güvende olmak için sürünün içine gidermiş, tam ortasına, daha uzun, daha büyük olmasına rağmen… Ama niçin böyle yaptığına dair herhangi bir fikri olmadan. Bir kere bile aslan gibi kükrememiş; bilmiyorsan, kükreyemezsin!
Bir koyun gibi rüya görüyormuş, bir koyun gibi korkuyormuş, ona hiçbir zarar veremeyecek vahşi hayvanlardan dahi…
Bir gün yaşlı bir aslan bu sahneyi görmüş. Gözlerine inanamamış! Genç aslan çok büyükmüş ve bir aslankoyun karışımını daha önce hiç görmemiş.
Arada hiçbir ilişki olmamış ki, imkânı yok. Ama koyunlar korkusuzca onunla yürüyor larmış ve aslan da koyunlarla yürüyormuş, yalmz olmaktan korkarak.
Aslan gözlerine inanamamış. Sürünün peşinden koşmuş. Doğal olarak, tüm koyunlar koşmaya ve koyunlarm çıkardığı sesi çıkarmaya başlamış. Ve genç aslan da aynı sesi çıkarı yormuş. Çok çaba gerektirmiş çok büyük zorlukla yaşlı aslan genç aslanı yakalamayı başarmış. Ve genç aslan ağlayıp gözyaşı dökmeye başlamış, tam bir koyun gibi.
Yaşlı aslan genç arkadaşını yakındaki bir gölcüğe sürüklemiş. Genç aslan çok korkuyormuş; gitmeye istekli değilmiş. Aslında yaşlı aslandan daha güçlüymüş. Ve eğer genç aslan, aslan olduğunu bilseydi yaşlı aslan onu gölcüğe çekemezdi; onu öldürürdü! Ama o bir koyundu, bu nedenle onu çekmesine izin verdi isteksiz, gönülsüz, dirençli olmasına, bunun kesin ölüm olduğunu bilmesine rağmen… Oysa bu halde birçok koyun ölmüştü, aslanlar tarafından öldürülmüştü.
Benzer Yazılar
- Budizm ve Hint Felsefeleri
- Evrenin Bütünlüğüne Ulaşmak
- Rüya Mitolojisi
- Gerçek Medyumlar Hakkında
- Astral Seyahat