Glif: D
Fonksiyon: Hissetme ve duygusal olarak yanıtlama yeteneğini geliştirmek. Sübjektiviteyi, etkilenir-liği ve duyarlılığı geliştirmek. Ruh diyebileceğimiz bölümü geliştirmek.
Yanlış Fonksiyon: Duygusal rahatlığa ve zevke düşkünlük, ürkeklik, tembellik, amaçsızlık, aşırı hareketli hayalgücü, kararsızlık, kaprislilik.
Sorular: Mutluluğum için gerekli deneyimler nelerdir?
Saati saatine uymaz bir ruh hali ve mantıksızlık beni sardığında bunu nasıl ifade ediyorum? Bilinçaltında hangi duygusal gereksinimler davranışlarımı motive ediyor?
Yarısı boşalmış Bordeaux şişesi ateş ışığında parlıyor. Şöminenin karşısında, kanepede, yeni gözdenizle oturuyorsunuz. Konuşma kesilmiş. Beceriksizlikle, umutla gözler karşılaşıyor, yana çevriliyor, soma geri dönüyor. O anda, Ay bulutların arasından sıyrılarak, pencereden içeri süzülüyor. Her ikinizi de aydınlatıyor, gözlerinizi ışıkla dolduruyor. Birbirinize doğru uzanıyorsunuz.
Aşık değilsiniz. Ama bir beş saniye daha bunun önemi yok.
Ay. Gizemler Kraliçesi. Romantik açıdan ne anlama geldiğini hepimiz biliyoruz. Astrolojik açıdan da özelliği hemen hemen aym. Ay duygulan sembolize eder. Ay’ı anlamaya gözlerimizden başlamalıyız. Ondan soma ikiyle ikiyi biraraya getiririz. Evrensel şiiri yorumlarız, aynı ilk astrologların yaptığı gibi. Bütün ipuçları oradadır. Yapmamız gereken onları bulmak ve biraraya getirmektir.
Açık seçik ışığının vamsıra, Ay’ın verdiği en önemli ipucu değişkenliğidir. Her zaman değişir, her zaman farklı evrelerden geçer. Güneşin aksine, ne zaman ne biçim alacağım bilemeyiz. Nerede ve ne zaman görebileceğimizi de. Ay bizi şaşırtır. Yukarı bakarız ve oradadır, bir hayalet gibi mavi gökyüzünde soluk bir halde asılıdır. Veya sabahın beşinde çamların arasından ortaya çıkar. Veya saklanmaktadır, hiçbir saatte, hiçbir yerde göremeyiz. Daima kendi dışında bir şeye göre tavır alıyor, bu tepkileri görüntüsüyle yansıtıyor gibidir. Güneş çevresine egemendir. Ay’m tavrı ise farklıdır; o kendini ayarlar, tepki verir, hep alır ve verir.
Ay bilincin yanıtlayan, tepki veren yönünü sembolize eder. Bu yön çevresindekilere karşı duyarlıdır, onları biçimlendirmek veya onlara direnmek yerine, onlarla kaynaşır. Hayat hakkında nasıl hissedildiğini, ruhun haleti ruhiyesini temsil eder. Etkilenebilirliği, aklın mantiksız ve duygusal niteliğini temsil eder. Kalp: Ay’m anahtar kelimesi. Saf duygu. “Kafa”mn mantıksallığını başka gezegen fonksiyonlarına bırakır.
Güneş’ten daha akıcı Ay hayalgücünü besler, bilinci imgelerle, fantezilerle doldurur. Güneş’in, daha görünür dinamik fonksiyonunu yerine getirmek için, çok sayıda bilinçaltı malzemesini engellemesi gerekir. Egoyu savunmalıdır. Ay için durum farklıdır. O bilinçaltından püskürür, ruhun zenginliklerim yamnda taşır, hiçbir şeyi sansürlemez. Ve bazen onun yarattığı duygularm yoğunluğu bize fazla gelebilir. Bunalırız. Ke-yifsizleşiriz. Depresyona gireriz.
Acı, çizgisel, Pazartesi sabahı gerçeği Ay’a hiç çekici gelmez. Onun fonksiyonu hissetmektir, hareket etmek ve kararlar vermek değil. Bu nedenle, bir taş kadar tembel görünebilir. Ay, yalmz bırakılırsa, rüyadan başka bir şey üretemez. Kararlar vermek arkamızdaki köprüleri yıkmakta. Ay tüm seçeneklerin devamlı olası tutulabileceği hayal dünyasında yaşamayı tercih eder. Hiçbirim seçmek zorunda değildir.
Yine de, Ay yaşamm ruhudur. O olmadan tüm deneyim mekanikleşir, amaçsız bir dişliye dönüşür. Mutluluk ve doyum veren Ay’dır. Umutsuzluk ve bezginlik de onun hediyeleridir. Aynı paramn öbür yüzü. Ay sevgidir; Ay korkudur; insan sıcaklığı ve insan fesatlığıdır.
Mutlu olmak için, Ay’ımızı canlandırmalıyız. Güneş gibi, onun da beslenmesi gerekir. Ve doğum haritamız formülü verir. Yorumlama daha sonraki bölümlerde anlatılacak, ama şimdi şu örneğe bakalım. Ay’m Aslan’da olduğunu düşünelim. Daha önce gördüğümüz gibi, kendini ifade ve yaratıcılık burcu. Ay bu burçta yer alınca, gösteri ve sonucunda alkış gereksinimi vardır. Böyle bir oluşum eğlendiren, cazibeli bir oyunculuğu tanımlar. Ama bu geri tepebilir. Gösterinin fazlalığı ve gereksizliği insanları uzaklaştırır. Bu durumda, alkış olmadan, ürkeklik ortaya çıkar. Sevilmeme, takdir edilmeme duygusu, asılsız bile olsa, insanı incitir, yaralar. Yaşamı, görünüşte ne kadar dolu görünse bile, boş ve anlamsız hissederiz.
Ay mantıksızdır. Mantıklı olmaya da çalışmaz. Sadece bir duygudur, sevme ve sevilme ihtiyacıdır. Ve Ay başarısızlığa uğrarsa, yaşamın kalbi karanlığın kalbine dönüşür. Evrende kalbi kırık bir çark dişi oluruz. Ay varlıkların en hassası ve en geçicisidir. Neşemizdir.
Benzer Yazılar
- 1-2-3 Mayıs Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 25-26-27 Mart Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 1-2-3 Nisan Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 7-8-9 Nisan Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 16-17-18 Mayıs Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri