“Parçacık” fiziği yanlış bir isim gibi görünür, çünkü gördüğümüz gibi, fizikçiler elektron gibi temel varlıkları, hem parçacık hem de dalga özellikleri olan kuantum olguları olarak kabul ederler. Bunlar kütleçekimsel ve manyetik alanlar gibi alanların davranışı cinsinden tanımlanırlar. Kütleçekim ve manyetizma gibi kuvvetlerin kendileri de alanlar cinsinden tanımlandığı için, parçacıkların ve kuvvetlerin uygun şekilde nasıl etkileştiği üzerine çalışmalar kuantum alan teorisi olarak bilinir; ama parçacık fiziği daha az korkutucu bir terimdir ve kuantum alan teorisyenleri tarafından bile genişçe kullanılır. En önemli nokta, ne isimle anılırsa anılsın, teorinin elektron gibi şeylerin elektromanyetizma ve diğer etkileşme biçimleri ile parçacık ve kuvvetlerin davranışını tanımladığıdır.
Gerçekten ele alınması gereken iki önemli fikir vardır. İlki, E=mcr2 ile uyumlu olarak enerjinin madde, parçacık ve alanlar arasında değiş tokuş yapabileceğidir. Kuantum seviyesinde bu, bir çeşit alandan diğer çeşit alana değişimi içerdiği için, ilk bakışta gözüktüğünden daha az hayret vericidir. Eğer alanda yeteri kadar uygun yerel enerji varsa, kendini bir çift parçacığa dönüştürebilir (kesin konuşmak gerekirse, bir parçacık ve onun karşıparçacık karşılığı) ve bu varlıklar enerjileri başka bir çeşit alan enerjisine dönüştükçe yok olarak etkileşebilir. En basit örnek, tamamen tersine çevrilebilir bir etkileşmeyle bir elektron ve bir pozitrona dönüşen bir yüksek enerji fotonudur (elektromanyetik alanın kuantumu).
İkinci önemli fikir, bugün Evren’de bulduğumuz tüm kuvvetlerin, yani kütleçekim, elektromanyetizma ve sadece çekirdek ve altı ölçekte işleyen iki kuvvetin (“yeğin” ve “zayıf’ olarak isimlendirilen), çok yüksek enerjilerde işleyen tek bir süper kuvvetten ayrılmış olduğudur.
Fizikçiler henüz bu süper kuvveti tanımlayacak eşsiz bir denklem dizisini bulamadılar; ama kuvvetleri birleştirme fikri hemen hemen yenidir. 19. yüzyılda, İskoç James Clerk Maxwell, daha önce oldukça farklı kuvvetler olduğu düşünülen hem elektrik hem de manyetizmayı tanımlamak için, onları bir pakette tek bir kuvvet (veya tek bir alan olarak), elektromanyetizmanın farklı yönleri olarak sayıp bir denklem dizisi keşfetti. Bundan sonra, kuantum elektrodinamiği ya da KED olarak bilinen, elektromanyetizmanın kuantum versiyonu, tatmin edici bir şekilde tek bir matematiksel pakette zayıf kuvvet ile birleştirildi ve yeğin kuvvetin bu “elektrozayıf’ teorinin genişletilmiş versiyonuna eklenebileceğine dair ilgi uyandıran işaretler vardır.
Büyük sorun, en zayıf kuvvet olan kütleçekimi diğerleri gibi aynı matematiksel pakete yerleştirmektir. Bu yüzden kuantum kütleçekimi bugün araştırma dünyasının güncel bir konusudur; tekilliklerden kurtulmak için en iyi yöntemi sağlayarak, tüm kuvvet ve parçacıkları alan teorisyenlerinin “Her Şeyin Teorisi” dediği şeyde bir arada tanımlayarak tek bir denklem dizisini bulma umudu sunar. Sonraki bölümde; şimdilik önemli olan parçacık fiziği veya tercih ederseniz alan teorisinin, bize Büyük Patlamanın kökeni hakkında ne anlatabileceği ele alınacaktır.
Benzer Yazılar
- Burçlar ve Yaratıcılık: Sanatsal Enerjinizi Keşfedin
- Tarot Kartları ve İçsel Şifa
- Astroloji ve Sağlık: Hangi Burç Hangi Organı Temsil Ediyor?
- Tarot Falı ve Günlük Pratikler: Kendi Kartınızı Çekme
- Rüyalarınızda Ölen Kişilerin Mesajları