Everett Kabul Görüyor

Everett Kabul GörüyorUzmanların ve daha sonra dolaylı olarak kamuoyunun, Everett’in çalışmasının farkına varmasını ilk sağlayan Bryce DeWitt’di. DeWitt bu çalışmayı daha en başından beri biliyordu ve Everett’le 1957’de iletişime geçmişti; aslında, bölünmeyi hissedememenin dünyanın hareketini hissedememeyle karşılaştırıldığı Reviews of Modem Physics makalesindeki not, bu iletişimden ortaya çıkmıştır. DeWitt, Everett’ten yaklaşık sekiz yaş büyüktü (8 Ocak 1923’te doğmuştu) ve Harvard’dan 1943’te mezun olmuştu. Savaş yüzünden, doktorasını (yine Harvard’da) 1949’da tamamladı ve Hindistan ve Avrupa’da (Fransız bir fizikçi Cecile Morette’le evlenmişti) kısa süreli bulunduktan sonra, kuantum kütleçekimi teorisi üzerine çalıştığı Chapel Hill’deki North Carolina Üniversitesi’ne yerleşti.

1968’de alanında kıdemli biri olarak DeWitt, bir fizikçi ve bilim filozofu olan, kuantum fiziği tarihi ve çeşitli yorumlamaları hakkında bir yazmayı planlayan Max Jammer tarafından ziyaret edildi. DeWitt’in şaşkınlığı, Jammer’m Everett’ten hiç haberi olmadığı ortaya çıkmasından ve 1957’de yazdığı makalesinin neredeyse tamamen unutulmuş olduğunu fark etmesinden kaynaklanıyordu. (Bunlar olurken, Jammer’m önceki bir ının dipnot listesinde 1957 makalesine bir referans vardı; ama okumadığı makalelere referans veren ilk kişi o değildi.) Everett artık fizik üzerine çalışmadığı için DeWitt, durumu kendi başına idare etmeye karar verdi ve Birçok Dünya yorumu üzerine Eylül 1970’de Physics Today’de yayımlanan bir makale yazdı. Birçok fizikçinin (ben dahil) Everett’in çalışmasından haberdar olmasını sağlayan makale buydu. Bu makale, “iki taraflı gözleneme yen eşit olarak gerçek dünyaların çokluluğuna ve sürekli olarak bölünen bir Evren’e gönderme yapar”, Schrödinger’in kedisini tartışır ve “evrenin her uzak köşesindeki her galaksideki her yıldızda oluşan kuantum değişiminin, dünyadaki yerel hayatımızın sayısız kopyasına bölüştürdüğü”nü detaylı olarak açıklar.

DeWitt şöyle söyler, “Birden çok dünya kavramıyla ilk karşılaştığımda şok yaşadım. Bir şeyin neredeyse kusursuz 10100 kadar kopyasının sürekli daha fazla kopyaya, eninde sonunda tanınmaz hale gelen kopyalara bölünmesi fikrini genel geçer
mantıkla bağdaştırmak kolay değil. îşte alabildiğine şizofreni.” DeWitt, “Durum vektörü muazzam sayıda dalları olan bir ağaç gibidir” benzetmesini kullanır, ama “sonlu bir evrenin dalga fonksiyonu kendi içinde sadece sonlu sayıda dallar içermelidir” noktasını ortaya koyar. Everett’in, “DeWitt’in teorisini ifade edişini kesinlikle onayladığını” söylemesi kayıtlıdır.

Bu fikirlerin birçoğu DeWitt’in öğrencisi Neill Graham tarafından doktora tezinde daha ayrıntılı bir şekilde işlendi ve DeWitt ile Graham birlikte Kuarıtum Mekaniğinin Birçok Dünya Yorumu isminde bir hazırlayıp 1973’te yayımladılar. Everett’in tezinin uzun versiyonunu, Wheeler ile birlikte Reviews of Modem Physics’ teki makalelerini ve Physics Today’deki makaleyi içeriyordu. “Birçok Dünya yorumu” terimini popüler hale getiren bu tır ve önsözdeki açılış paragrafında editörler “birçok dünyadan oluşmuş bir gerçeklik… evrenin sürekli bölünmesini yansıtıyor” şeklinde yazmışlardı. 1974’de, Jammer’ın ı Birçok Dünya yorumu hakkında önemli bir bölüm içererek ortaya çıktı. “Çoklu Evren Teorisi,””şüphesiz bilim tarihinde oluşturulmuş en cesur ve iddialı teorilerden biridir” diye yazmıştı.

DeWitt ve Graham, Everett’i ve Birçok Dünya yorumunu fizikçilere duyurmuştur; Aralık 1976’da bilimkurgu dergisi Analog’un “Science Fact” köşesinde “Kuantum Fiziği ve Gerçeklik” başlığı altında bir makale yayımlandığında daha da uzağa duyurulmuştu. Alt başlıkta “Alternatif evrenler sadece bilimkurgu yazarları için bir oyun değil, kuantum fizikçilerinin kurtuluşu için de önemlidir!” yazıyordu ve yazarlar Michael Talbot ile Lloyd Biggie Jr, fikre anlaşılır bir açıklama getirmişlerdi.

Daha fazla insan (özellikle öğrenci) Kuantum Mekaniği’nin Birçok Dünya Yorumunu, almak yerine Analog okuduğu için, bu Everett’in profilini en üst düzeye çıkardı. O günlerde hem DeWitt hem de Wheeler, Austin’deki Texas Üniversitesi’nde çalışıyorlardı ve 1977’de, bilinç probleminin ve bir bilgisayarın bilinçli olup olamayacağının tartışıldığı bir toplantı düzenlemişlerdi. Everett davet edilip katılmıştı ve ağzına kadar dolu bir salonda konuşarak gösterinin yıldızı olmuştu. Kişisel yararına dört saatlik konuşma için “sigara içilmez” kuralı konferans salonunda askıya alındı. Everett sigarasız çalışamayan tam bir sigara tiryakisiydi.

Bu Everett’in son “sahneye çıkışı”ydı; ünlü bir bilim insanı olarak tek çıkışı da buydu; ama belki de Austin’e yaptığı bu yolculukta başına gelen en önemli olay Wheeler’m öğrencilerinden biriyle; İngiltere’den David Deutsch’le tanışması olmuştu. De utsch aynı zamanda DeWitt’in de öğrencisiydi ve kuantum fiziği denklemlerinin tanımladığı “evrenler”in doğasına derin bir ilgi duyuyordu. İkisi bir gün öğle yemeği sırasında konuyu dikkatlice tartıştılar. Deutsch, Everett’in “birçok evren” terimi hakkında oldukça hevesli olduğunu ve daha soyut, teknik bir terim olan “durum vektör”e bağlı olmadığını anımsamaktadır.

Deutsch Birçok Dünya fikrinin öncü destekçilerinden biri olma yolunda ilerledi. Günümüzde Oxford Üniversitesi’nde çalışmaktadır ve kısa bir süre önce kuantum dünyasının olasılıklı kurallarının Birçok Dünya yorumundan nasıl doğal olarak oluştuğunu, dallanmanın bize ölçümlerdeki olasılıklı sonuçların yanılsamasını verdiğini göstererek önemli bir buluşa imza attı.

Kuantum fiziğinin Everett versiyonunun hikâyesi mutlu bir sonla bitmiş olsa da, aynı şey Everett’in kendisi için söylenemez. Eski bir meslektaşı olan John Barry onu “zeki, hilekar ve güvenilmez” olarak tanımlamıştır. Everett bilgisayarları seven, ama kendi ailesine neredeyse yabancı olan soğuk biriydi; sigara ve içkiyi fazla kaçırırdı (muhtemelen bir alkolikti) ve düzensiz besleniyordu. Onu dinleyen herkesle tıbbın kolesterolün tehlikeli olduğu konusunda hatalı olduğuna dair hararetli bir şekilde kavga edebilirdi, ama 19 Temmuz 1982’de, Everett 51 yaşında kalp krizinden öldüğünde son sözü tıp söyledi. Reviews of Modem Physics’ teki makalenin yayımlanmasından bu yana neredeyse yirmi beş yıl geçmişti. 1996’da, Everett’in kızı Liz intihar etti ve 1998’de kansı Nancy muhtemelen Everett’in sigara alışkanlığının pasif bir kurbanı olarak akciğer kanserinden öldü. Ailenin hayatta kalan üyesi, Hugh Everett’in oğlu Mark, şarkı yazan ve Eels grubunun lideri olarak üne kavuştu; kasvetli müziği babalık işlevini yerine getiremeyen biriyle büyümenin nasıl olduğunu resmeder. Onlar adına her şeyin daha iyi olduğu başka evrenler ümit etmekten başka yapacak bir şeyimiz yok.

Bu da beni Birçok Dünya yorumunun insanların kabul edemeyeceği yanma getiriyor. Bu çok abartılı bir evren yorumu gibi gözüküyor! Oysa bu yorum, fizik ve matematik açısından tamamen anlamlı ve özellikle varsayımlar açısından tutarlıdır. Everett’in yaptığı tek varsayım denklemlerin doğruyu söylediğiydi. Ama DeWitt’in vurguladığı gibi, “Bir şeyin neredeyse 10100 kusursuz kopyasının sürekli daha fazla kopyaya, eninde sonunda tanınmaz hale gelen kopyalara bölünmesi fikrini, genel geçer mantıkla bağdaştırmak kolay değil.”

Bununla yüzleşelim, biz insanoğlunun gerçekten ilgilendiği şey nasıl buraya geldiğimiz ve dünyamızın nereye gittiğidir. Burada olduğumuz gerçeğini açıklamak için sadece bir fiziksel dünyaya mı ihtiyacımız var? Eskiden insanların düşündüğü şey buydu. Ama son yirmi yıllık süreçte, bizim burada var olmamıza ve böyle sorulan sormamıza neden olan Evren’imizle ilgili garip bir şey olduğu gerçeği gittikçe doğruluk kazandı. Everett’in konu üzerindeki orijinal varyasyonunun esası ne olursa olsun, bu Çoklu Evren’i ciddi bir şekilde ele almamıza güçlü bir teşvik sağlıyor. Çoklu Evren fikrine sağlam bilimsel bir temel oluşturan kuantum fiziğidir; ama böyle bir fikrin gerekliliğini gösteren, öncelikle bir kozmik rastlantılar dizisinin var oluşudur.

Benzer Yazılar

Leave a Reply