Aynca Evren bizim onun sadece sonlu bir hacmini görmemize rağmen gerçekten sonsuz olabilir. Kozmologlar atomdan küçük bir enerji ateş topu merkezli bir Evren’den bahsettiklerinde, tüm görünür Evren’i kastederler, esas süper yoğun durumun kendisi sonsuz büyüklükte olabilir ve bizim görünür Evrenimiz bu sonsuz bölgenin şişerek çok daha büyük bir boyuta ulaşan küçük bir parçasını temsil ediyor olabilir.
Sonsuz sayıda dünya, sonsuz sayıda varyasyonlara ve esasen sonsuz sayıda eşdeğer kopyalara olanak verir. Bu bağlamda sonsuz bir Evren’de, size ve bana eşdeğer insanların hayatlarını tıpkı bizim gibi sürdürdüğü sonsuz sayıda Evren dahil olmak üzere her şey mümkündür; sizin Başbakan, benimse Kral olduğum sonsuz sayıda başka Dünya’lar vs.. Ama bu benzer Dün ya’larm herhangi birinin “bizim” kabarcığımızı işgal etme şansı yok denilecek kadar azdır. Amerikan kozmolog Max Tegmark’m yaptığı bir hesaplamaya göre en yakın “diğer sizin”, metre cinsinden ifade etmek gerekirse 1029’lu (10’un 29. kuvveti) bir rakama ihtiyaç duyacağınız uzaklıktaki bir kabarcıkta yaşaması muhtemeldir. Karşılaştırma için, görünür Evren’deki galaksi ve yıldızlarda bulunan toplam atom sayısı 10’un 80. kuvveti kadar olduğu tahmin edilmektedir; yani l’i takip eden 80 tane sıfır kadar.
Çoklu evren fikri bunlardan ibaret olsaydı, bu ı yazmanın bir anlamı olmazdı. Fazlası, çok daha fazlası var. Muhtemelen, aynı genişleyen uzay ve zamandaki kabarcıklar diğer evrenlerden sayılmaz, onlar basitçe bizim Evren’imizin ulaşılamayan bölümleridir. Gerçek çoklu evren, neden fizik kurallarının olduğu veya Evren’in neden yaşam için uygun bir ev olduğu gibi bilmecelere yol gösteren bilim anlayışımızın kalbinde yatıyor. Özellikle bu soruların İkincisi, sadece bir yüzyıl önce, “çoklu evren” teriminin astronomik bağlamda ilk kez kullanıldığı bir tartışmayı harekete geçirmiştir, ama bu kelime bu zamana kadar farklı anlamlarda kullanılmıştır ve daha fazla ilerlemeden benim onunla ne kastettiğimi açıklamam önemlidir.
Oxford İngilizce Sözlüğü’ne göre, “çoklu evren” kelimesi ilk kez Amerikan psikolog William James (romancı Henry James’in kardeşi) tarafından 1895’te kullanılmıştır; ama o fiziksel Evren’in doğasıyla değil, mistisizm ve dini deneyimlerle ilgilenmişti. Benzer olarak, kelime G. K. Chesterton, John Cowper Powys ve Michael Moorcock’m yazılarından gözükse de bunların hiçbirinin bilimsel bağlamda kullanımıyla ilgisi yoktur. Bizim bakış açımızdan kelimenin ilk merak uyandıran bilimsel kullanımı, Charles Darwin’den bağımsız olarak doğal seçilimle evrim fikrini ortaya atmış Alfred Russel Wallace tarafından ortaya konan, “sadece Güneş Sistemi’nde değil, bütün yıldız evreninde dünyamız tek yaşanılan gezegendir” görüşünü takiben gelmiştir. Wallace bu sözleri, 1903’ün sonlarında yayınlanan ve daha önce iki gazete makalesinde başlattığı fikirleri geliştirdiği Man ‘s Place in the Universe ında yazmıştır. Darwin’den farklı olarak, Wallace dini mezhebi olan biriydi ve bu, “sözde Dünyaların Çoğulluğu” fikrini tartışırken kararını renklendirmiş olabilir; ama göreceğimiz gibi, var oluşumuz bilmecesinin incelenmesi üzerine olan yaklaşımında çok çağdaş bir şey vardır. “Birçok yıldır…” diye yazmıştır:
Jeolojik zamanın ölçümü sorununa çok az ilgi gösterdim, aynı zamanda yumuşak iklimlere ve genel olarak tüm jeolojik çağlar boyunca hakim olmuş aynı şartlara da ve ortak sebeplerin sayısını ve böyle bir aynılığı korumak için gerekli şartların hassas dengesini düşünerek, yaşamın olduğu başka bir gezegenin var olma olasılığına ya da olanağına karşı kanıtın fazlasıyla güçlü olduğuna daha da fazla ikna oldum.
Bu var oluşumuz için gerekli olan rastlantılar dizgisinin ilk muntazam, bilimsel değerlendirmesiydi; bu bağlamda, Alfred Russel Wallace şimdi “antropik kozmoloji” denen şeyin babası olarak sayılmalıdır. Wallace’m ı coşkulu bir karşı görüşü ayağa kaldırdı ve iddialarını açıktan açığa reddedenler arasında H. G. Wells, William Ramsay (bir soygaz olan argonun kaşiflerinden) ve radyonun gelişimine öncü katkılar yapan bir fizikçi olan Oliver Lodge vardı. “Çoklu evren” terimini kullanan Lodge’tu, ama birçok evreni değil, birçok gezegeni kastediyordu.
Bilimsel döngülerde kelime yarım yüzyıldan fazla bir süre unutuldu, daha sonra İskoç amatör astronom Andy Nimmo tarafmdan yeniden icat edildi. Aralık 1960’ta Nimmo, İngiliz British Interplanetary Society’nin İskoç Şubesi’nin başkan yardımcısıydı ve şube için Amerikan Hugh Everett tarafından geliştirilen kuantum teorisinin yeni bir versiyonu hakkında bir konuşma hazırlıyordu. Bu, kuantum fiziğinin “çoklu dünyalar yorumu” olarak bilinir hale geldi. Buradaki “dünya”, “evren”in eşanlamlısı olarak kullanılmıştı (elinizdeki bu ta da bu anlamda kullanılmaktadır). Ama Nimmo etimolojik olarak birçok evren fikrine karşı çıktı. Evren kelimesinin sözlük anlamı “var olan her şeydir”, dolayısıyla Nimmo onlardan birinden daha fazlasına sahip olamayacağınız sonucunu çıkarttı. Şubat 1961’de Edinburgh’da yaptığı konuşmasının amacına uygun olarak, “çoklu evren” kelimesini icat etti, ki bununla çoklu dünyalardan birini kastetti. Kendi sözleriyle, “Görülebilir bir Evren, tümü meydana getiren bir çokluktur… Çoklu evrenlerle dolu bir Evren’de yaşıyor olabilirsiniz, ama etimolojik olarak “evrenlerin” bir Çoklu Evren’inde yaşıyor olamazsınız” fikrini kastetmek için bu kelimeyi icat etmişti.
Etimoloji açısından talihsiz bir şekilde, terim Nimmo’nun niyet ettiğinin tam tersi şekilde zaman zaman seçilip kullanıldı. Kelimenin çağdaş kullanımı, David Deutsch’un Çoklu Evren kelimesini “fiziksel gerçekliği bir bütün olarak ifade etmek için kullandığı” The Fabric of Reality ını yayınladığı 1997’de büyük bir artış gösterdi. Deutsch şöyle der: “Kelimeyi aslında ben icat etmedim. Anımsamam şundandır; basitçe Everett’in destekçilerinin arasında gayri resmi genel bir kullanımı olan bir terim seçtim.” Bu ta “Çoklu Evren”, Deutsch’un tanımladığı şekilde kullanılmıştır ki, bu şekil şu an diğer dünyalar fikriyle ilgilenen tüm bilim adamları tarafından kullanılan şekildir. Çoklu Evren olan her şeydir; bir evren, belirli bir gözlemci grubu tarafından erişilebilir Çoklu Evren’in bir parçasıdır. “Bu” Evren, etrafımızda gördüğümüzdür ve Çoklu Evren arayışımıza başlamak için Everett’in kendisinden daha iyi bir başlangıç olabilir mi?
Benzer Yazılar
- Burçlar ve Yaratıcılık: Sanatsal Enerjinizi Keşfedin
- Tarot Kartları ve İçsel Şifa
- Astroloji ve Sağlık: Hangi Burç Hangi Organı Temsil Ediyor?
- Tarot Falı ve Günlük Pratikler: Kendi Kartınızı Çekme
- Rüyalarınızda Ölen Kişilerin Mesajları