Aura, bir nevi Ruh kimliğinizdir diyebiliriz. Tabi ki bu tarafta ve bizim boyutumuzda hiç kimse kimliğinden dolayı yargılanmaz ve eleştirilmez.
Bilinç ve bilinçaltı kavramlarından bahsederken egoyu anımsadık. Ego ile ilgili detaylı bilgi verir misiniz? En yüksek hayrımız doğrultusunda, ego ile nasıl bir ilişki kurmalıyız?
Sevgililer, egoyu en basit tabiriyle; sizin hayata (zihinsel anlamda) tutunma şekliniz diye tabir edebiliriz. Egonuz vardır, kesinlikle gereklidir ve bu, sizin bu dünyada kalış amacınızı belli bir yere kadar desteklemektedir.
Ego, zihinsel bedeninizde mevcut olup, aslında bu düzenin işleyişine uygun hareket etmesi ya da düzenlenmesi şeklinde varlığını ortaya koymuştur. (Bunun için düzenlenmiştir.)
Yalnız, egonun bu dünyaya tutunma amacı; kendini aslî görevinden uzaklaştırıp, sizin zihninizle beslenmeye ve gücü almaya başladığında; bu gittikçe amacından sapar ve hayatî ihtiyaçlarınızı gidermek üzere varlığını sürdüren ego, yönünü değiştirip, sizi ele geçirmeye başlar. Artık zihniniz ona değil; o, zihninize hükmeder hale gelir ki, bu da Ruhunuzdan uzaklaşmanıza neden olan en önemli sebeptir. Aslında çok derin bir konudur fakat işleyişini, en kısa şekliyle bu şekilde özetleyebiliriz.
Egonun tehlike çanlarını çalmaya başladığı zamanı şöyle anlayabilirsiniz: eğer ego “hep ben”, yani kişi “hep ben” demeye başlıyorsa, bilin ki orada, ego vardır. Biz bilinciyle çalışan Ruh’undan uzaklaşıp artık, Ben bilinciyle hareket etmeye başlamıştır. Bu, hayatınızın her alanı için geçerlidir. Bu durumda lütfen bilin ki, duruma müdahale etmeniz şarttır. Bunun için önce yanlış işleyen zihninizi susturmalı ve onun egoyu beslemesine izin vermemelisiniz.
Sizler, hayatınızdan bir parça da olsa sıyrılarak, Ruh’unuzu dinlemeyi seçmelisiniz. Egonun size yaptırabileceklerinin sınırı yoktur. Bu yüzden kesinlikle önlem alınmalıdır. Her zaman söylediğimiz gibi “kalbiniz sizin pusulanızdır”.
Zihinsel bedenimiz konusunda da, ego konusunda da, zihnimizi terbiye etmenin öneminden bahsettiniz. Bunu nasıl yapabiliriz?
Sizlerin zihinsel faaliyetleri maalesef olması gerektiğinden çok daha farklı bir şekilde çalışıyor. Şunu söylemeliyiz ki zihinleriniz, sizlerin doğruyu ve yanlışı ayırt etme süzgeciniz olarak da kullanılır. Fakat zamanla süzgeçlerinizin delikleri, olması gerektiğinden daha da fazla büyür. Ve bu süzgeçten içeri doğru ya da yanlış, tüm bilgiler sızmaya başlar. Bu da akabinde egoyu besler. Bu otokontrolü sağlamak adına yapacağınız en önemli şey, öncelikle zihninizde beliren olumsuz her düşüncenin farkındalığına varmaktır. Bu farkındalığa vardığınızda, zihninizden gün içerisinde geçen olumsuz cümlelerin sayısına siz bile şaşıracaksınız. Ama asıl önemli olan, arük farkındalığma vardığınız bu durumu düzeltmeye çalışmak, yani olumluya dönüştürmek olmalıdır.
Olumsuz cümleleri zihninizde her yakaladığınızda, lütfen onları olumlu olanla hemen değiştirin. Bunu düzenli bir şekilde yaptığınızda (ki bunun için uyanık bir zihne sahip olmak şart) bundan sonrasında daha fazla olumlu düşünce geliştirdiğinizi görebilirsiniz. Daha ilerleyen zamanlarda yine zihinlerinizi uyanık tutarak düşüncelerinizin gereksiz olanlarının farkındalığım yaşayarak, bu gereksiz düşüncelerden zihninizi uzaklaştırmaya çalışın. Böylece hem zihin gereksiz çalışmamış olur, hem de Bir’den gelenleri ya da bizim seslerimizi çok daha rahat duyabilirsiniz.
Benzer Yazılar
- 1-2-3 Mayıs Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 25-26-27 Mart Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 1-2-3 Nisan Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 7-8-9 Nisan Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 16-17-18 Mayıs Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri