Evren’in sonsuz olduğu fikri dört yüzyıldan daha öncesine gitmektedir. Önceden bahsettiğim gibi, Thomas Digges bilimsel bir yayında Evren’in sonsuz olabileceğini öneren ilk kişidir. Digges’in babası Leonard, 1550’ler civarında teodoliti icat etmiştir ve bunu çalışmasında hem bir teleskop hem de arazi ölçüm cihazı olarak kullanmıştır. Bu icat, yapı işleri ve askeri çalışmalarının ölçümlerdeki değeri yüzünden uzun süre gizli tutuldu. Thomas Digges babasının bilimsel ayak izlerini takip etti ve sonsuzluk hakkmdaki fikirleri aslında 1559 yılında ölen babası tarafından yazılan bir ın elden geçirilmiş ve genişletilmiş bir versiyonundaki bir ekte, 1576’da göründü. Digges, Evren’in uzaysal kapsamda sonsuz olduğunu ileri sürdü. Kendi sözleriyle,’ “yıldızlar küresi, güneş etrafında küresel yükseltide sonsuz bir şekilde kendisini uzatarak düzene oturmuştur.”
Görüşü o zamanlar yer etmemiş olsa da, eski uygarlıkların Evren’i düşünüş biçimlerinden ciddi bir farklılık göstermiştir. Örneğin Yunan filozoflar, anlaşılır sebeplerden dolayı uzaysal sonsuzluk fikrinden rahatsızlık duyuyorlardı. Sonsuzluk sadece çok sayı değil, hayal edebileceğiniz en büyük sayının biraz daha fazlasıyla toplamı gibidir; tamamen bambaşka bir şeydir. Sonsuzluğun garipliğini kavramaya başlamanın en iyi yolu, ilk önce tüm tamsayıları göz önünde bulundurmaktır; 1, 2, 3, 4, 5 vs sürekli devam eden bir matematiksel dizi oluştururlar, dolayısıyla bu sonsuz bir dizidir. Düşünebileceğiniz sayı ne olursa olsun, her zaman bir ekleyerek elde edilen daha büyük bir sayı vardır. Şimdi tüm çift sayıların dizisini düşünün; 2, 4, 6, 8 vs. tik bakışta bu set ilk setten küçükmüş gibi görünür, çünkü tüm tek sayıları dışarıda bırakmışsmızdır. Elbette sadece ilk setteki sayıların yarısı kadar sayı içeriyordun Ama basitçe ilk setteki tamsayıların hepsini ikiyle çarparak ikinci setteki her sayıyı elde edebilirsiniz. Dolayısıyla ikinci setteki her sayı birinci setteki bir sayının ikiyle çarpımından oluşur. 1 ile 2 bir çift oluşturur, 2 ile 4, 3 ile 6 vs. Bu durumda, iki set de aynı büyüklükte gözükür, çünkü bir setteki her rakamın diğer sette özgün bir karşılığı vardır. İki tane sonsuzunuz vardır, biri diğerini içeren, ama her biri diğeriyle aynı büyüklükte olan!
Uzaysal şartlarda, sonsuz bir evrende sadece her şeyin olmasının mümkün olması için değil, aynı zamanda her birinin içinde sonsuz sayıda sonsuz evrenler olması için de yer vardır. Eski uygarlıkların neden bu fikirden çekindikleri ve Evren’in sonlu ve bir gökküre ile sınırlı olduğunu hayal etmeyi tercih ettiklerinde şaşılacak bir şey yok. Örneğin Aristoteles, sonsuzluk fikrini matematikte ele almaktan mutluydu, ama Fizik eserinde açıkça demiştir ki, “gerçek bir sonsuzluk olamaz”. Diğer taraftan, Aristoteles gibi filozoflar Evren’in başlangıcı olabileceği fikrinden huzursuzlardı, çünkü bu zamanın bir başlangıcı ve belki de sonu olduğu anlamına gelebilirdi. Dolayısıyla Evren’in zaman içerisinde sonsuz olması fikrini kabul etme arzusu duyuyorlardı. Bu neredeyse görünür Evren’in standart çağdaş kozmolojik görüşünün tam tersi anlamına gelir. Bugün kozmologlar Evren’in uzayda sonsuz olduğu fikrini ele almaktan memnunlar, ama standart modelleri zamanda kesin bir an olan 13,7 milyar yıl önceki Büyük Patlama’dan başlamaktadır. Ama eğer Evren’imiz Çoklu Evren’in sadece bir bileşeniyse, Çoklu Evren’in kendisi belki de her doğrultuda, uzayda olduğu kadar zamanda da sonsuz olabilir.
Astronom James Jeans 1930 yılındaki The Myterious Urıiverse’de yazdığı gibi, “eğer evren yeterli uzunlukta süregeliyorsa, her düşünülebilir tesadüfün zaman içinde olması muhtemeldir”. Bir mertebeye kadar açık olan bu ifade, zamandan ne anladığımıza ve zamanın akışı anlayışımızın etrafımızda gördüğümüz genişleyen Evren’in düzenli yapısıyla ilişkisine bakarak nasıl güvenli bilimsel temellere oturtulabilir?
Benzer Yazılar
- Burçlar ve Yaratıcılık: Sanatsal Enerjinizi Keşfedin
- Tarot Kartları ve İçsel Şifa
- Astroloji ve Sağlık: Hangi Burç Hangi Organı Temsil Ediyor?
- Tarot Falı ve Günlük Pratikler: Kendi Kartınızı Çekme
- Rüyalarınızda Ölen Kişilerin Mesajları