Toplumumuz henüz dedikodu hastalığından kurtulmuş değildir. Dedikodular kısa zamanda çevreye yayılacak, çeşitli vesilelerle çocukların da kulağına gidecektir. Kötü eğitim almış bazı çocuklar, küçük bir anlaşmazlıkta o günahsız çocuğa aşağılayıcı lakaplar takarak hakaret edeceklerdir. Toplum tarafından dışlanan gayri meşru çocuk, derin bir aşağılık duygusuna kapılacak, hem kendisini peydahlayan anne babaya hem topluma içten içe düşman kesilecektir. Bu düşmanlık hissi zamanla gelişerek toplum kurallarına, geleneklere, ahlâka ve hatta dine yönelecektir.
Eğer baba gayri meşru çocuğu ile yakından ilgilenirse, çocuğun ruh sağlığı bir dereceye kadar korunmuş olur. Ancak böyle babalar çok azdır. Ekserisi şehvetlerine yenik düşmüş, bir kaza sonucu, istemeyerek çocuk sahibi olmuşlardır. Maddi ihtiyaçlarını karşılayarak görevlerini yerine getirdiklerini zannederler. Toplumumuz böyle sorumsuz insanları cezalandıracağı yerde, maalesef, bu işte hiçbir günahı olmayan çocuğu cezalandırıyor.
Yıllar önce Viyana’da yaşanmış bir olayı size nakletmek istiyorum. Genç bir adam, bir diş doktoruna dişlerini tedavi ettiriyor. Tedavi bitince, genç adam, hesap pusulasını istiyor. Doktor, hesap pusulasım uzatınca, genç adam belinden tabancasını çıkarıp onu öldürüyor. “İşte borcumu ödedim,” diyor. Katil, gayri meşru bir çocuktu ve ölen diş doktoru onun babası idi. Annesi, bir vesileyle, oğluna kendisini baştan çıkaran bu adamın ismini vermişti.
Gayri meşru olarak dünyaya gelmiş, hiçbir işte başarı sağlayamamış, kekeme bir hastam vardı. Bütün çabalarına rağmen, annesine babasının adını söyletememişti. Onun dudaklarında hep şu soru vardı: “Benim babam olacak alçak kim?” Bu takıntı zamanla ağır bir dil hatasına dönüşmüştü.
Babaları tarafından kabul edilen gayri meşru çocuklar daha şanslıdır. Ancak, annelerinin soyadını taşıdıkları için onlar da aşağılık duygusundan kurtulamazlar. Kanunlarımız izin vermese de, bir yolunu bulup doğar doğmaz evlat edinilmiş çocuklar vardır. Bu çocuklar da er veya geç kendilerini büyüten insanların gerçek anne babaları ol- madiğini öğrenmekte, çoğu yaşadıkları evi terk etmekte, hayatlarının sonuna kadar sefil bir hayat yaşamaktadırlar.
Bugünlerde Viyana’da o pansiyondan bu pansiyona, o yurttan bu yurda verilmiş on yaşlarında, annesinin gençlik günahı bir çocuğun trajedisi konuşuluyor. Kadın, gayri meşru bir çocuk sahibi olduğunu herkesten gizlemek için muhit değiştirmiş. Çocuğunu gizlice ve çok seyrek ziyaret etmektedir. Çünkü yeni tanıştığı bir adamla evlenme planları yapmaktadır. Çocuk bunu bir vesile ile öğrenmiş, annesinden intikam almak için onun evlilik planlarını bozmayı tasarlamaktadır. Bunun için bir iftira plânı hazırlar. Yüzünün bir iki yerine asit damlatarak annesinin kendisine suikast düzenlediğini ve kör etmeye çalıştığını ileri sürer. Polis anneyi tutuklar. Annenin resimleri bütün gazetelere basıldı. Okuyanlar ve duyanlar zalim anneye lanetler yağdırdı. Kadınla evlenme niyetinde olan adam da gizlemeye çalıştığı gayri meşru bir çocuğu olduğunu öğrendi ve evlenmekten vazgeçti. Polis ancak üç gün sonra suikast işini çocuğun planladığını ortaya çıkarabildi. Fakat olan olmuştu; çocuk annesinin kirli çamaşırlarını ortaya dökerek evlilik planını bozmuş, amacına ulaşmıştı.
Arkadaşınıza, kendisini ve doğacak çocuğu bekleyen tehlikeleri anlatınız; bu gönül macerasından vazgeçirmeye çalışınız. Dışarıdan bakıldığında, sevdiği erkekten bir çocuk sahibi olma arzusu mantıklı görünebilir. Fakat bu arzu, meşru nikâh ile gerçekleşmediği zaman eninde sonunda çocuğun gözyaşlarıyla ıslanacak, pişmanlığa ve acıya dönüşecektir. Arkadaşınıza içinde bulunduğu şartların çocuk sahibi olmaya izin vermediğini anlatmaya ve ikna etmeye çalışınız. Eğer bunu başarırsanız büyük bir sevap işlemiş olursunuz.
Benzer Yazılar
- 1-2-3 Mayıs Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 25-26-27 Mart Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 1-2-3 Nisan Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 7-8-9 Nisan Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 16-17-18 Mayıs Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri