İliuminatistler

İliuminatistler

Hillary Clinton’ın Anlam Politikaları
Yeniçağda Havarilik isimli başka bir incelemesinde Bailey; ihtiyatlı bir referansla “evrensel yaratıcı cephe” diye bahsettiği Illuminati tanrısının, yüce bir plan dizayn ettiğini ve bu sayede “kaostan çıkıp güzelliğe geçiş yapılan” bir dünya kurulacağını açıklamaktadır. Bailey bunun, “anlam politikaları” ile sağlanacağını iddia eder. Hatta gelmekte olan bu evrensel sevgi ve uyum ortamını “Tek Yaşam” olarak tasvir eder.19 Amerika First Lady’si (Başkanın eşi) Hillary Clinton’m 1993 yılında Teksas Üniversitesinde yaptığı bir konuşmada; İllüminati Peygamberi sayılan Alice Bailey’in görüşlerini dillendirmesi ne kadar ilginç ve çarpıcı bir durumdur. Küresel Yurttaşlar olarak Amerikalıların şu anki dünya düzenini aşmak adına ne yapmaları gerektiği konusunda Hillary Clinton; tamamen yeni bir yaklaşım ve bakış açısı geliştirmelerini önermektedir. Bu bakış açısı ise “anlam politikalarıdır”.20

tarot falıPsikolojik Politikalar: Simyacılık (Göz Boyama) ve Soykırım, Sovyetler Uygulaması
Kaos teorisinin sıkı savunucuları olan İliuminatistlerin eylemleri konusunda en önemli örnekleri, Stalin’in acımasız güvenlik şefi olan Laventi Beria’nın sözlerinde buluruz. O da “Devrim başladı… Süreç hızlanıyor. Tüm dünyada erkekler ve kadınlar ayağa kalkıyor ve bir gün evreni idare edecek olan yeni bir ırkın parçası olmak üzere yola koyuluyorlar. Artık şimdi bizler, geleceğimizi tanrısal bir plana uygun olarak yeniden yaratabiliriz.”

Price gibi insanların yazdıklarını incelediğimizde, Incil’in Daniel Kitabı’ndaki kehanetlerin ne kadar derin olduğunu fark ederiz. Bu kehanetlere göre kıyamete yakın zamanlarda Deccal yani 666 numaralı canavar (Vahiyler 13’e bakınız), krallığını “dalkavukluk” sayesinde kazanacaktır.
Bir insanın “yeni bir ırkın parçası olarak bir gün tüm evreni idare edeceğine” söz vermek apaçık bir dalkavukluk değil midir?

Newt Gingrich, Jimmy Carter, Henry Kissinger ve Bili Clinton gibi küçük taşeronların, İlluminati’nin Has Daire’si ile işbirliği yaparak “geleceklerini yeniden yaratabileceklerine” ve bir dünya devriminin meşale taşıyıcıları olduklarına dair yanlış inanışlarının verdiği sahte gururu hayal edin.
“iktidar, şöhret, para, tanrılık hepsi senin olabilir.” İlluminati’nin kuklalarına bunlar fısıldanır. Bütün bunlar, Kutsal Yazıtlarda önceden haber verilen büyük dalkavukluklardır.
Bu retorikten ilham alan ve günlük yaşamlarında üzerlerinde bir gölge gibi dolaşan şeytani ruhların büyüsüne kapılan kukla liderler, bir yıkım ve kaos ortamı yaratmak için cesurca hareket ederler. Bu işleri de; kaos ve karmaşa sayesinde Yeni Bir Medeniyet ve Yeni Bir Dünya Düzeni oluşacağına tamamen inandıkları için yaparlar. Bir yeryüzü cenneti, bir mutluluk adacığı kurulacağına iman etmişlerdir.

Dünya, küresel bir tiyatro oyununda olduğu gibi yeniden yoğrulacak ve şekil verilecektir. Bu küresel oyunda İllüminati hizmetkârı liderler ise önemli bir rol oynayacaklardır.
Özet olarak simyacıların esas amacı; Tanrimn yaptığı işleri geriye çevirmekti. Cennet bahçesinde Tanrı yeryüzüne ve insanların üzerine bir lanet yerleştirmişti. Fakat simyacılar, kendi tanrılarının (şeytan) yeryüzünün bozulmuş kaderini geri çevirebileceğine, insanların sınırlarının ötesine geçebileceğine, laneti geri alabileceğine ve yenilenmeyi gerçekleştirebileceğine inanmışlardı.

Cennetten kovulmuş ve kendini yenileyemeyen insanoğlu, Babiİden beri Tanrı’dan kurtulmak ve kendini tanrılaştırmak imkânının kaos yoluyla başarılabileceğini savunuyordu. Baş langıçta, insanoğlunun mükemmelliğinin kaostan doğacak düzenin doğal evrim yavaş yavaş başkalaşım yoluyla başarılacağına inanılıyordu. Fakat sonraları, evrimin kaos yoluyla hızlandırılabileceği ve hatta yaratılabileceği fikri yaygınlaşmaya başladı. Evrim yerine devrim moda oldu.
Şeytanın devrimci havarileri artık kendilerini savaşa hazırladılar. Onların sonsuza kadar düşmanı ise Tanrı ve onun yolundaki kimselerdi. Silahları ise devrimci faaliyetler ve yaratıcı yıkımdı Ordo Ab Chao . Küresel komplo yeni ve daha güçlü bir boyuta geçmişti.

Benzer Yazılar

Leave a Reply