Elbiselerinizi giymekten zevk alması, kız gibi kırıtarak konuşması, okulda bir erkek arkadaşına fazla düşkün olması sizi endişelendiriyor. “Oğlum eş cinsel mi olacak?” demekten kendinizi alamıyorsunuz. Kendi cinsine karşı ilgi duyanların toplum tarafından nasıl dışlandıklarını ve ne kadar mutsuz olduklarını hatırladıkça endişeniz artıyor. Bir arkadaşınız size homoseksüelliğin doğuştan gelen genetik bir cinsel bozukluk olduğunu söylemiş ve bu konuda Berlinli psikolog Magnus’un kitabını delil göstererek kafanızı iyice karıştırmış. Ben, bu meslektaşım tezini bilimsel bulmuyorum. Bana gelen vakalar üzerinde yaptığım araştırmalar, eş cinselliğin büyük oranda yanlış eğitimden kaynaklandığını gösteriyor.
Endişelerinizi gidermek için konuyu biraz daha açmak istiyorum. Ana rahmindeki cenin, anne ve babaya ait iki hücrenin (yumurta ve spermin) döllenmesi sonucu vücut bulmaktadır. İki hücreden hangisi baskın çıkarsa bebeğin cinsiyeti o yönde gelişir. Ancak diğer hücrenin etkisi tamamen kaybolmaz. Her erkek çocuğu biraz anneye, her kız çocuğu da biraz babaya benzer. Doğumdan sonra, aldığı eğitime bağlı olarak, ikinci cinsiyet ya sönük kalır veya ön plana çıkar.
Çoğu anne babalar ya bu gerçeği bilmez ya da göz ardı ederler. Kız çocuğu isteyen anneler, oğullarını kız gibi yetiştirmeyi isterler. Çocuğa uzun süre kız elbiseleri giydirir, saçlarını uzatır, eline oyuncak bebek verirler. Görenler onu kız çocuğu zanneder. Çocuk kendini anneye sevdirmek için rolünü benimser, ev işlerinde ve mutfakta annesine yardım eder. Diğer yandan eğer anne ve baba bir erkek evladı bekledikleri halde bir kız çocukları dünyaya gelmiş ise, onu erkek gibi yetiştirme tuhaflığına girerler. Erkek elbisesi giydirir, kavga etmesini, oyuncak silahlarla oynamasını ve erkeklerle yarışmasını teşvik ederler.
Çocuğun içinde büyüdüğü aile ortamı da çok önemlidir. Çocuk büyükleri taklit ederek kimlik kazanır. Bir erkek çocuğu büyük anne, abla, teyze ve hala gibi kadınlardan oluşan bir aile içinde büyümüş ise kolayca kız kimliği kazanabilir. Aynı şey kız çocuğu için de geçerlidir. Büyük baba, ağabey, amca ve dayı gibi erkeklerden oluşan bir ailede büyüyen kız çocuğu kolayca erkek kimliği kazanabilir. Oyun arkadaşı da cinsel kimlik üzerinde etkilidir. Devamlı erkek çocuklarıyla oynamaya alışan bir kız çocuğu onlar gibi kavga edecek, ağaca tırmanacak, top peşinde koşturacak, savaş oyunları oynayacaktır.
Anne babanın aile içindeki rol paylaşımı da çok önemlidir. Çocuk eğitimini, para idaresini, çarşı pazar işlerini tamamen anneye bırakan babalar vardır. Çocuklar babadan değil anneden korkarlar. Böyle bir ailede erkek çocuklarının anneye benzemesi kadar tabi bir şey yoktur. Çocuklar arasında cinsiyet ayırımı yapmak da yanlıştır. Çok çocuklu ailelerde, genellikle tek erkek çocuğu el üstünde tutulur, her isteği yerine getirilerek şımartılır. Kız çocukları bu ayırımcılık karşısında aşağılık duygusuna kapılır, kimliklerinden utanırlar.
Çocukların cinsiyetlerini benimsemeleri ve cinsiyetlerine uygun bir kimlik kazanmaları anne ve babanın tutumuna ve iyi bir rol modeli olmalarına bağlıdır. Çekinmeden ve korkmadan anne babalarına açılabilen çocuklar çok mutludur. Onların şefkatli kollarında kendilerini güvende hissederler. “Ben büyüdüğüm zaman babamla evleneceğim,” diyen beş yaşındaki bir kız çocuğu, babasına olan sevgisini ve güvenini ifade etmektir. Bunun cinsel arzu ile hiçbir ilgisi yoktur. Ancak her çocuk bu kadar saf ve açık sözlü olamaz. Cinsiyet farkı ile ilgili soruları cevapsız bırakılan veya ayıplanan bir çocuk, cinsel içerikli konularda anne babaya danışmayacaktır, merakını başka kaynaklardan gidermeye çalışacaktır.
Benzer Yazılar
- 1-2-3 Mayıs Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 25-26-27 Mart Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 1-2-3 Nisan Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 7-8-9 Nisan Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 16-17-18 Mayıs Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri