Canlılık

Üç yaşındaki çocuğa bir bakın ve canlılığın ne olması gerektiğini, onun ne kadar neşeli olduğunu, etrafında olmaya devam eden her şeye karşı ne kadar duyarlı, ne kadar dikkatli, uyanık olduğunu göreceksin; hiçbir şey gözünden kaçmaz. Ve her şeyde ne kadar yoğun: Eğer öfkeliyse, o sadece öfkedir, katıksız öfke. Bir çocuğu öfke içinde görmek güzeldir, çünkü yaşlı insanlar hep gönülsüzdür, öfkeli bile olsalar bütünüyle onun içinde olmazlar, gizli tutarlar. Tamamıyla sevmezler, bütünüyle öfkeli olmazlar, hiçbir şeyi bütünüyle yapmazlar, her zaman hesap yapıyorlardır. Onlann yaşamı her zaman ilgisizdir. Hiçbir zaman nesnelerin buharlaştığı, bir şeylerin olduğu, devrimin mümkün olduğu yüz derece yoğunluğuna gelmez.

Ama bir çocuk her zaman yüz derece yoğunluğunda yaşar  her ne yapıyorsa. Eğer senden nefret ediyorsa, senden bütünüyle nefret eder ve seni sevdiğinde bütünüyle sever; ve tek bir anda değişebilir. Bu kadar çabuktur! Zaman almaz, uzun uzun düşünmez. Bir dakika önce kucağında oturuyor ve seni ne kadar sevdiğini söylüyordur. Ve aniden bir şey olur  bir şey söylersin ve aranızda bir şey ters gider  ve kucağından atlar, “Bir daha asla seni görmek istemiyorum.” der. Gözlerinde bunun bütünlüğünü gör!

Bu bütün olduğu için arkasında bir iz bırakmaz. Bütünlüğün güzelliği budur: Psikolojik anı biriktirmez. Sadece noksan yaşamak psikolojik anı yaratır. O zaman sadece kısmen yaşadığın her şey etrafında amaçsızca bekler ve bu bekleme tüm yaşamın boyunca devam eder. Binlerce şey orada öyle bitmemiş bir şekilde asılıdır.

Bu karma teorisinin tümüdür: Bitmemiş işler, bitmemiş hareketler bitirilmeyi, tamamlanmayı beklemeye devam ederler ve sana sürekli ısrar ederler: “Tamamla beni!” Çünkü her hareket gerçekleştirilmek ister…

Ama eğer bütünüyle, yoğun olarak yaşarsan, o zaman ondan kurtulursun, anı yaşadın ve bitti. Geriye bakmazsın ve ileriye bakmazsın, sadece şimdi burada kalırsın. Geçmiş yoktur, gelecek yoktur. Kutlamayla kast ettiğim bu. Gerçek bir kutlama anında yalnızca şu an vardır.

Benzer Yazılar

Leave a Reply