Biz genellikle duygusal ilişkiler ile ilgili, sıkça kullanılan bir tabir olan “ruh eşi” kavramını merak ediyoruz. Bunu açıklayabilir misiniz?
Sorduğunuz soru insanların hep başka birisiyle tam olabileceklerini düşünmelerinden dolayı ortaya çıkan bir kavram. Aslında sizler zaten kendi içinizde bütünlüğü sağlayabilen varlıklarsınız. Hiçbir şey sizin diğer yarınız ya da yarımınız olamaz. Ruh eşi kavramı bizim boyutumuzdan bakıldığında, ruhlarınızın birbirine yakın özellikte olması anlamına geliyor. Yaydığınız enerjilerin düzeylerinin bir olması gibi de düşünebilirsiniz. Ama şunu söylemeliyiz, sizler bu kavrama o kadar değer veriyorsunuz ki ilişkilerinizi bu kavram üzerinden değerlendirip, kendinize ve ilişkinize etiketler yapıştırıyorsunuz. “Ruh eşi” sizin bulmanız gereken bir şey değildir. Sizler doğanız gereği ilişkiler içerisinde bir anlamda kendinize ayna tuttuğunuz için, mükemmel bir ilişki sizin ruhunuza hizmet etmeyecektir. Bu çerçeveden bakıldığında ruh eşi ile ulaşılan mükemmel birlikteliğin sizin doğanıza hizmet etmesi mümkün değildir.
Bizim size tavsiyemiz her ilişkinin kendine özgü olduğunu ve sizi geliştirmesi için de öyle olması gerektiğini hatırlamanızdır. Sizlerden kendi birlikteliğinizi en güzel şekilde kabul etmenizi ve kendi eşinizi “ruh eşiniz” olarak görmenizi rica ediyoruz. Ayrıca mevcut eşinizi ve ilişkinizi daha iyiye nasıl götürebileceğiniz veya iyileştirebileceğiniz düşüncesiyle hareket etmenizi tavsiye ediyoruz.
Güzel, mutlu bir birliktelik yaşayabilmek için yapabileceğimiz bir şey var mı?
Şöyle ki, aslında mutlu birliktelikler bizim çerçevemizden (bakacak olursanız) iki türlü sınıflandırılabilir.
Birinci türdeki aşk anlamında mutlu birliktelikler (bir ömür boyu sürenlerden bahsediyoruz): bunlarda varlık, dünyaya gelmeden önce, bir önceki yaşamlarında deneyimlemesi gerekeni doğru bir şekilde başardıysa eğer, dünyaya gelirken bu konuda zorluk yaşamayı seçmeyerek geldiği için, aynı seviyedeki başka bir varlıkla dünyada beraber yürümeyi arzu eder sadece. Bu da bir ömür boyu birliktelik olarak karşınıza çıkabilir sizin tabirinizle. Burada deneyimlenmesi gereken şeyler ruhsal boyutta önceden deneyimlendiği için, sadece birbirini anlayan, birbirinden zevk alan, birbiriyle örtüşen ve birbirini saygı çerçevesinde çok seven iki insan birlikteliğine dönüşür. Bu tarz mutlu birlikteliklere birinci türden diyebiliriz ikinci türden mutlu birliktelikler ise sizlerin bu yaşamınızda öğrenmeniz gerekenleri idrak ettiğiniz için kendi içinizde.bütünleşebildiğiniz ve kendinizle olan yolunuzu fark edip rayına oturttuğunuz takdirde karşınıza çıkabilecek olan ilişkilerdir.
Bu tür ilişkilerde mutlu birlikteliğin yolu aslında öncelikle kendinizle olan yolunuzun farkına varmanızla ve kendinize karşı tutumunuzu geliştirmekle ve bütün bunları karşınızdaki kişiye yansıtmakla gerçekleştirdiğiniz ilişkilerdir. Yani kendinize duyduğunuz saygı ve sevginizin yüksek olması ve bunu karşı tarafa da uygun bir şekilde aktarabilmeniz, mutlu bir birlikteliğin en önemli adımlarıdır. Eğer ki karşınızdaki insan da sizinle aynı frekansta yer alıyorsa… Ama bazı durumlarda sizin tarafınızda her şey olağan gibi görünse de karşı taraf eğer ki bir şeyi deneyimlemeyi seçmişse, bu takdirde sizin rolünüz gereği bu şekilde davranmanız gerekiyor olabilir.
Aslında hayatta sürekli bir mutlu birliktelikten ziyade, hayatınızın her anında, karşınıza çıkan her olayı (ya da ilişkiyi) güzel bir şekilde yorumlamak ve sebeplerini kavrayabilmek, sizleri daha mutlu edecek hem de size daha tatmin edici bir ilişki gibi gelecektir.
Parçalanmış bir aileye ait olmak oldukça zorlayıcı bir deneyim. Bu tür deneyimleri yaşayan insanlara ne söylemek istersiniz?
Öncelikle şunu söylemek isteriz ki siz insanların yüreklerinin derinliklerinde yatan en önemli duygu “aitlik” duygusudur. Bu Yuva’dan (geldiğimiz, ait olduğumuz Sevgi’den) kaynaklanan bir duygudur. Sizler bir bütünün parçaları olarak nasıl Bir’e aitseniz, bu bütünlüğü dünyada kendi aileniz içerisinde de yaşamaktasınız. Bu çerçeveden bakınca aslında ailelerinizin ne kadar kıymetli olduğunu daha iyi anlayabilirsiniz. Bu aitlik bozulduğu zaman her ne sebeple olursa olsun, yüreğinizin derinliklerindeki hisler hemen devreye girip sizde öfke ve kaygı uyandırır. Ama şunu unutmayın ki sizler Ruhlarınızı geliştirmek için zorlu deneyimler geçirmek üzere buradasınız. Bunun farkmdalığma varın ya da varmayın sonuç sizin için fiziksel olarak değişmeyeceği gibi eğer bu zorlu deneyimi farkındalıkla affederek, bağışlayarak salıverirseniz ödevinizi tam olarak yapmış olacaksınız.
Şunu bilmelisiniz ki size bu dünyada en çok kötülük yaptığını düşündüğünüz kişiler sizler için en iyi öğretmenlerdir. Onların varlıklarını kutsayın ve lütfen onlara bu zorlu deneyimde size yardımcı oldukları için teşekkür edin. Çünkü onların üzerine düşen görevler sizden çok, çok daha ağır. Bunu kabul etmesi zor olsa da bu böyle… Sevgi her zaman sizin koruyucunuzdur, sevgiyle kaim.
Benzer Yazılar
- 1-2-3 Mayıs Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 25-26-27 Mart Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 1-2-3 Nisan Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 7-8-9 Nisan Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri
- 16-17-18 Mayıs Tarihinde Doğanların Burcu Ve Özellikleri