“İyi” bir açı ama bu görüşe biraz daha yakmdan bakalım. Açılar evliliklere benzer. Bazılarının temelinde tutku vardır. Bazıları arkadaşlığa dayanır. Ve her kategoride, gelişen, başarılı insanların yanısıra, rahatsızlık çekenler de bulunur. Açılarla ilgili sorulacak soru, hangi evliliğin “daha iyi” olduğu değildir. Yaşam bu dar kapsamda düşünülemeyecek kadar karmaşıktır. Soru daha anlamlı ve maksatlıdır: Tutkulu bir evlilikteki patlayıcı karakteristiği nasıl yumuşatabiliriz? Ve, fazla çaba harcanmayan, rehavete kapılmış giden bir arkadaşlığı nasıl canlandırabiliriz?
Buraya kadar tutkulu açılarla karşıt ve kare karşılaştık. Onların tuzakları açık seçik; onlar bize, arkamızdaki megafonla durmamızı söyleyen, mavi siren lambası yanıp sönen polis arabasının yaptığı gibi, adrenalin pompalarlar. Şimdi değişik bir evlilik biçimine göz atalım. Dost üçgenle karşılaşalım ve onun bizi ömür boyu uykuya yatırmasından nasıl kurtulacağımıza bir bakalım.
Üçgen. Falcılar için üçgen, açıların Rolls Royce’udur. Onu her zaman olumlu şeylerle bağdaştırırlar. Onu dokunduğu her gezegeni güçlendiren ve derinleştiren bir kuvvet olarak düşünürler. Daha fazla üçgen, daha fazla şans – işte geleneksel görüş. Buna inanmayın. Üçgenin otomatik olarak “iyi” olduğuna inanmak, hiç tartışma olmayan bir evliliğin mükemmel olduğuna inanmaya benzer.
Üçgenler de aym kareler ve karşıtlar gibi bir evliliğe zarar verebilirler. Ve, yine aym kareler ve karşıtlar gibi, üçgenler de bir gezegenin kendişini en yüksek düzeyde ifade etmesine yardımcı olabilirler. Herşey bizim seçtiğimiz tepkiye bağlıdır. Üçgen uyum demektir. Birbirinden 120 derece uzaklıkta bulunan iki gezegen uyum içindedir. Doğaları farklı olabilir. Hedeflerinin birbirleriyle alakası olmayabilir. Ama onlar doğal müttefiklerdir. Uzun uzun düşünmeden, çaba harcamadan, kolaylıkla güçlerini birleştirebilirler. Bu müttefikliğin bizi desteklemesi veya bize engel olması ayrı konudur.
Ay’ımızın Yay burcunda olduğunu düşünelim. Bu durumda Yay’a özgü deneyimlere -normal alışkanlıkları bozan ve bizi değişik, uyarıcı koşullara götüren deneyimlere- duygusal bir açlık (Ay) söz konusudur.
Ay’m Koç burcundaki Mars’la üçgen yaptığım düşünelim. Bütün atılgan ve dürtücü zihinsel devreler (Mars) Koç’un macera, zafer, zorlayıcı deneyimler arzusu ile yönetiliyor.
Üçgen sayesinde Mars ve Ay karşılıklı destek düzeniyle birbirine bağlanır. Burada hedefler çatışmaz. Uyum içindedirler. İkiside heyecan hevesindedirler ve birisini hoşnut eden diğerim de hoşnut eder. Yay’daki Ay’la üçgen yapan Mars ile Nepal’i boydan boya yürüyebilir veya Kızıl Deniz’e dalabiliriz. Ama aym zamanda Ocak aymda, ellerimiz arkamızdan bağlı bir şekilde Süveyş Kanalında yüzmeye de çalışabiliriz.
İçsel uyum – bu, üçgenin hem en büyük gücü, hem de ölümcül zayıflığıdır. Bu açı ile birbirine bağlanan gezegenler hiçbir sürtüşme hissetmezler. Ama sürtüşme mutlaka kötü değildir. Bazen dengeye ve doğru değerlendirmeye neden olur. İki gezegeni bir ekip kurmaya sev-kederek, tek başına yapabileceklerinden daha fazlasını sağlayan üçgen çok verimli bir psikolojik mekanizma olabilir. Mars’ın ve Ay’m ne’leri belki farklıdır ama niçin ve nasılları uyum içindedir. Bu uyum “iyi” mi? Belki evet. Belki hayır. Bu içsel ahenk sayesinde, iki birim ortak ihtiyaçlar çerçevesinde birbirlerini desteklerler, ama üçgen açı gezegenlere kendilerini inceleme, gözleme olanağı vermez. İki alkoliğin bir somaki kadehi ısmarlamaya karar vermesi gibi birbirlerine hiçbir faydaları yoktur.
Tutkulu açılar kare ve karşıt tutkulu evlilikler gibi çalışırlar. Buradaki gezegenler olanaksız taleplerde bulunup, anlaşılmaz durumları savunurken bir cehennem azabı yaşanabilir. Ama bu gerilim büyümeyi, değişimi ve arınmayı sağlar. Üçgen bu işe yaramaz. Karşılıklılığın ve uzlaşmanın hüküm sürdüğü, gerilimin hemen hiç gözlenmediği evliliklere benzer. Taraflar mutlu olabilirler. Ama bu mutluluk gittiği kadardır. Hiçbir şey öğrenmezler, yeni bir şey deneyimlemezler, kendilerinde bir değişiklik yapmazlar. Ve baskı altında olduğunda, bu “mutlu” evlilik sürtüşmeli evlilikten daha önce yıkılabilir.
Üçgenin hüneri onu sınırsız büyüme potansiyeline sahip yaşam alanlarının temsilcisi olarak algılamaktan geçer. Zihinde bir müttefiklik oluşmuştur. İki gezegen her hangi bir sürtüşmede enerji kaybı tehlikesi olmadan ortak bir hedefe doğru yönelmek için birleşmiştir. Ama aym sürtüşme eksikliği onların uykuya dalmasına neden olabilir. Onları uyandırmamız gerekir. Üçgende gizli güçleri görüp, bu güçleri kendi irademiz ve disiplinimizle uyararak harekete geçirmemiz gerekir. Eğer üçgendeki hareket ve gelişimi uyandırmayı başarabilirsek, o bizi bir kare veya karşıta göre daha ileriye taşıyabilir ve bunu bizi yormadan yapar. Ama eğer başaramazsak, o yaşam enerjimizi kuşatır. Motivasyonsuz, tembel, hep kendi doyumunu düşünen, her zaman kolay yolu arayan, yeteneklerim harcayan ve kendi felaketini hazırlayan şımarık çocuklar gibi davranmaya başlarız.
Benzer Yazılar
- Burçlar ve Yaratıcılık: Sanatsal Enerjinizi Keşfedin
- Tarot Kartları ve İçsel Şifa
- Astroloji ve Sağlık: Hangi Burç Hangi Organı Temsil Ediyor?
- Tarot Falı ve Günlük Pratikler: Kendi Kartınızı Çekme
- Rüyalarınızda Ölen Kişilerin Mesajları