Daha önce bu kadar çok ülkede bu kadar çok insan eğitimli ve entelektüel seviyesi yüksek olması gereken insanlar bile kendilerini zihinsel açıdan böylesine çaresiz hissetmemiş, kendilerini böylesine kafa karıştırıcı bir ortamda bulmamışlardı. Çatışan vizyonlar, zihinsel evrenimizi altüst ediyor.
Her gün yeni modalar, bilimsel bulgular, dinler, hareketler ve ifadeler getiriyor. Doğaya tapmak, ESP, kutsal tıp, sosyobi yoloji, anarşizm, yapısallık, neoMarksizm, yeni fizik akımları. Doğu mistisizmi, teknofilya, teknofobya ve daha binlerce farklı akım ve karşı akım, insanların bilinçlerini altüst ediyor. Üstelik her biri kendi bilimsel uzman gruplarını getiriyor.
Yerleşik bilime karşı giderek artan saldırılar gözlemliyoruz. Dinsel esasçılığın dirildiğini ve insanların umutsuzca inanacak, tutunacak bir şeyler aradığını görüyoruz.
Bu çatışmanın büyük ü aslında yoğunlaşan kültürel savaşın bir sonucudur; Üçüncü Dalga’nın yeni biçimlenen fikirleriyle endüstriyel uygarlığın varsayımları. İkinci Dalga geleneksel görüşleri sarmalarken ve adına endüstrealite dediğim inanç sistemini yayarken olduğu gibi, bugün de son 300 yıl boyunca yerleşmiş ve hüküm sürmüş varsayımların temellerine saldıran felsefi bir isyanla karşılaşıyoruz. Endüstri döneminin kilit fikirleri çürütülüyor, gözden çıkarılıyor, yenileniyor veya çok daha büyük ve güçlü teorilere dönüştürülüyor.
İkinci Dalga uygarlığının temel inançları son üç asır içinde kabul görürken, bu acı bir mücadeleyi de beraberinde getirdi. Bilimde, eğitimde, dinde, daha binlerce alanda, endüstrinin “ilerlemeci” düşünürleri, tarım toplumlarının değerlerini ve düşüncelerini yansıtan “gerici” düşünürlere karşı mücadele ettiler. Bugün endüstrinin savunucuları köşeye sıkışırken, yeni bir Üçüncü Dalga kültürü biçimlenmeye başlıyor.
Benzer Yazılar
- Burçlar ve Yaratıcılık: Sanatsal Enerjinizi Keşfedin
- Tarot Kartları ve İçsel Şifa
- Astroloji ve Sağlık: Hangi Burç Hangi Organı Temsil Ediyor?
- Tarot Falı ve Günlük Pratikler: Kendi Kartınızı Çekme
- Rüyalarınızda Ölen Kişilerin Mesajları