Kütleçekimin İnanılmaz Hafifliği

Kütleçekimin İnanılmaz Hafifliği

Yeğin kuvvet, mantığa uygun biçimde, maddesel şeylere etkiyen en büyük kuvvettir. Zayıf kuvvet diye bilinen, sadece çekirdek ve parçacıklar ölçeğinde işleyen bir kuvvet daha vardır; ayrıca günlük yaşantımızda aşina olduğumuz, elektromanyetizma ve kütleçekim olmak üzere iki kuvvet daha vardır. Günlük yaşantımızda karşılaştığımız en belirgin kuvvet olmasına rağmen, kütleçekim bu dördü içinde en zayıf olanıdır. Bunun bizim için bu kadar önemli olmasının sebebi, ağırlığımızın yaklaşık altı milyon milyar kere milyar kilogram kütlenin beraber hareket ettiği Dünya’nm tamamının çekiminden kaynaklanıyor olmasıdır. Üslü gösterimi kullanmak bu tür büyük sayıları ifade etmede daha kolaylık sağlar; bu durumda 6 x 1024 kg yazarız ve bu da 6’yı 24 tane sıfırın takip ettiğini gösterir. Hissettiğimiz ağırlıkla bizi dünyanın yüzeyinde tutmak için bu kütlenin tümünün küt leçekimsel çekimi gerekir.

Kütleçekimin büyüklüğüyle elektromanyetik kuvvetin ya da elektromanyetiğin bir yönü olan elektrik kuvvetinin büyüklüğü karşılaştırılarak bir bakış açısı getirilebilir. Her iki kuvvet de ters kare yasasına uyar, yani iki nesne arasındaki kuvvet, 1 sayısının iki nesne arasındaki uzaklığın karesine bölümüyle orantılı olarak azalır, dolayısıyla aynı tür şeyleri karşılaştırmaktayız. Aralarındaki uzaklık ne olursa olsun, iki protonun arasındaki elektrik kuvvetinin itmesi, aynı iki atom arasında kütleçekimsel çekme gücünden 10’un 36. kuvveti kadar (1036) büyüktür.

Nükleer ve atomik ölçekte, kütleçekim tamamen önemsizdir ve moleküller, atomlar arası kütleçekimsel etkileşimden kaynaklanan herhangi bir engel olmadan bir arada dururlar. Bu elektrik kuvvetleri elbette sadece bir itme değil, elektronları ve çekirdekleri atomların içinde tutan ve atomların molekül oluşturmasını sağlayan bir çekim oluşturabilirler. Bir elmayı sapından ağaca bağlayan, birkaç atom arasında işleyen (Dünya’daki tüm atomlarla karşılaştırıldığında birkaç tanedir), Dünya’daki tüm atomların bir araya gelmesiyle oluşturdukları kütleçekimsel kuvvete karşı koyan elektrik kuvvetleridir. Bu seviyede şeyleri bir arada tutmaya çalışan elektrik kuvvetlerle, şeyleri ayırmaya çalışan kütleçekim arasında bir rekabet vardır. Elma yeterince ağır olduğunda ve düştüğünde, tam olarak bütün gücünü tek bir elma üzerine uygulayarak, Dünya’nm kütleçekimi özel savaşı kazanır.

Bu sadece kütleçekimin elektrik kuvvetiyle önemli bir şekilde ayrılmasından dolayı yaşanır. Elektrik yükü birbirlerini etkisiz hale getiren pozitif veya negatif şekilde iki değişkenlidir. Bir atom üzerindeki veya Dünya üzerindeki toplam elektrik yükü sıfırdır. Ama kütleçekim sürekli üst üste eklenir; bir nesnedeki daha fazla atom daha büyük bir kütleçekimsel çekim oluşturur. Ay büyüklüğünde bir nesne veya bir gezegen ele aldığınızda, kendi kütleçekimi tüm maddeyi küresel bir şekle getirmek için yeteri kadar büyüktür, ama tek atomlar aynılıklarını kürenin içinde korurlar; Güneş büyüklüğünde bir nesne ele aldığınızda, kendi kütleçekimi kürenin merkezinde atomları parçalayacak ve çekirdekleri yeterince yaklaştırıp füzyon oluşmasını sağlayacak kadar kuvvetlidir. Bir yıldızın büyüklüğünü ya da nükleer yakıtını ne kadar sürede yakacağını belirleyen şey kütleçekimin kuvvetidir (ya da zayıflığıdır).

10’un kuvvetleri cinsinden (üslü gösterim), biz insanlar hemen hemen bir atom ve bir yıldız arasındaki bir kütleye sahibiz. Güneş’in kütlesi yaklaşık rakamlarla, 2 x 1030 kg’dır. Karbon gibi bir atomun kabaca kütlesi 10 26 kg’dır, burada üsteki eksi işareti sayının ondalık virgülünü 25 tane sıfırın ve daha sonra birin takip ettiğini gösterir. Kabaca yetişkin bir insanın kütlesi 100 kg veya 102 kg’dır. Bu demektir ki, bir kişi bir atomdan 1028 defa daha ağırdır ve bir yıldız bir kişiden 1028 defa daha ağırdır. Güneş’in kütlesine ulaşmak için, vücudumuzdaki atom sayısı kadar insan gerekir.

 

Benzer Yazılar

Leave a Reply