Her Şeyin Teorisi’ne kiitleçekimi eklemek, 20. yüzyılın sonunda teorik fizikçilerin Kutsal Kase’si gibiydi. Tüm diğer kuvvetler ve parçacıklar diğer şeyler arasından kuark fikrini içine alan Büyük Birleşim Teorisi’ne az çok tatmin edici bir şekilde eklenebiliyordu; ama kütleçekimi içine katacak fiziksel dünyanın matematiksel bir açıklamasını elde etmek oldukça zordu. îki nedenle: Birincisi, kütleçekimin temel kuvvetler arasında uzak ara en kuvvetsizi olmasıdır; İkincisi, graviton denen kütleçe kimsel kuvveti taşıyan parçacığın yapısıyla bağıntılı olağandışı özelliklerin olmasıdır (graviton elektromanyetizmadaki fotonun kütleçekimdeki karşılığıdır.
Matematiksel olarak fotonla karşılaştırıldığında gravitonu ele almamn zorluğu, gravitonlann kendileri arasında etkileşebil mesidir. Fotonlar elektron gibi yüklü parçacıklarla etkileşirler ve bir yüklü parçacıktan diğerine elektrik kuvveti taşırlar; ama bir foton doğrudan başka bir fotonu etkilemez. Gravitonlar bir nesneden diğerine kütleçekimsel kuvveti taşırlar; ama bir graviton doğrudan başka bir gravitonla etkileşebilir ve bu her şeyi daha karmaşık hale getirir. Bundan yılmadan, 1970’lerde teorisyenler kuantum dünyası resmini tamamlamak amacıyla, gravitonlann davranışını açıklamak için bir yol bulmaya çalıştılar. Teknik açıdan, kuantum alan teorisi bağlamında, aradıklan şey kütlesiz ve spini 2 olan bir bozonun matematiksel açıklamasıydı.
Tüm parçacıkların ve doğanın tüm kuvvetlerinin tam bir kuantum açıklamasını oluşturmak için bunu elde etmeleri gerekiyordu.
Birçok teorisyen bu sorunla boğuşurken, birkaç sicim teoris yeni iki büyük başan yarattılar. İlk olarak, Nambu ve Sussking tarafından öne sürülmüş “lastik bantlardan” çok daha küçük varlıklar içerecek şekilde basit sicimler fikrini mükemmelleştirdiler. Bu yeni sicim ilmekleri çok küçüktü, o kadar ki titreşimleri proton ve nötron gibi parçacıklann içinde gizlenen sözde temel varlık olan kuarklann özelliklerini bile oluşturuyordu. Bu, istenmeyen sonsuzluklar sıkıntısı olmaksızın sicim teorisinin kuark teorisinin tüm başanlannı ve türevlerini tekrarlayabileceği anlamına geliyordu. İkinci büyük başan, “Ahh… Neden daha önce düşünemedim ki?” anlanndan biriydi.
Benzer Yazılar
- Burçlar ve Yaratıcılık: Sanatsal Enerjinizi Keşfedin
- Tarot Kartları ve İçsel Şifa
- Astroloji ve Sağlık: Hangi Burç Hangi Organı Temsil Ediyor?
- Tarot Falı ve Günlük Pratikler: Kendi Kartınızı Çekme
- Rüyalarınızda Ölen Kişilerin Mesajları