Nörolog Joseph Le Doux şöyle der:
Kendini düşünmeye engel olan duyguların gücünü ele alın. Nörologlara göre “aktif bellek” verilen bir vazife ya da bir problemin üstesinden gelebilmek için gerekli bilgileri akılda tutan dikkat kapasitesidir, örneğin aradığınız evin özellikleriyle ilgili bir test çözer ken karşınıza çıkan seçenekler gibi… Prefrontal korteks beynin ak
tif bellekten sorumlu olan kısmıdır.
Ancak his ya da duygu beyninden (limbic brain) prefrontal loba gelen akımlar, güçlü duyguların sinyallerinin endişe, kızgınlık… vb prefrontal lobun aktif belleği idare etme kabiliyetini sabote edecek nöral statiği oluşturabilirler.
işte bu yüzden kendimizi duygusal açıdan kötü hissettiğimizde “dosdoğru düşünemediğimizi” dile getiririz ve bunun içindir ki duygusal sıkıntılar çocuğun entelektüel yeteneklerinde hasara sebep olabilirler.
Büyük hakikati küçük alana uydurmaya çalışmanın yarattığı stresin yıkıcı sonuçları vardır. Le Doux’un duygular aracılığıyla ger çekleştirilen bir tür sabotaj olarak tanımladığı şey, kimliğin ruhsal benliğimizi rehin alması, sabote etmesidir. Bu sabotajın, ancak SQ düzeyinde bir benlikle üstesinden gelinebileceğini düşünüyorum. SQ her şeyden önce anlamdır.
Hayatın bağlamını ortaya koyar. Da niel Goleman Duygusal Zekâ adlı kitabında bu sabotaj sürecini “duyguların kaçırılıp rehin alınması” olarak ifade eder. Derin zekâmıza yönelik sabotaj sürecinde, önce normal zamanlarda kullandığımız uslamlama yerine, öfke ve sinir duygularımız tetiklenir. Goleman bazı aşırı duyguları, tutku, öfke ve şiddet davranışlarını belli bir sıraya göre sergilediğimizi söylemesine rağmen, bana göre bu süreçte her şey aynı anda gerçekleşiyor. Bir yanda memnuniyet hissi beklerken, bu işçilerimizden saygı, eşimizden sevgi ya da çocuğumuzdan göreceğimiz hayranlık duyguları olabilir, diğer yanda da bu hissi elde etmek için etrafımıza sürekli gülücükler dağıtıp yapmacık davranışlarda bulunuyoruz.
Bu şekilde duygularımızın rehin alınma eyleminin gerçekleşmesi için muhtemel şartları yerine getiriyoruz. Kimliğimize derin zekâmızın gelişmesini sabote etme yetkisi veriyoruz.
Hayatımızın sürekli olarak ne kadar mükemmel, önemli hatta kusursuz olduğunu söyledikçe, içsel diyalogumuz bizi öz benliğimize doğru götürmez, tersi bir yöne sürükler. Kimliğimiz tarafından rehin alınmış duygularımızla, ruhsal zekâmızla bağımızdan gitgide uzaklaşırız.
Benzer Yazılar
- Burçlar ve Yaratıcılık: Sanatsal Enerjinizi Keşfedin
- Tarot Kartları ve İçsel Şifa
- Astroloji ve Sağlık: Hangi Burç Hangi Organı Temsil Ediyor?
- Tarot Falı ve Günlük Pratikler: Kendi Kartınızı Çekme
- Rüyalarınızda Ölen Kişilerin Mesajları