Portekizliler buraya ilk kez ortaçağın sonunda Vasco de Ga ma’nın Hint Adaları’na deniz yolunu açtığı 1498 yılından sadece on iki yıl sonra gelmiştir. “Doğu’nun Sezan” olarak bilinen Alfonso de Albuquerque muazzam bir donanmayla Goa kıyılarına çıkmış, Goa kalesindeki Müslümanları katlederek Hint yarımadasının batısına doğru bir yarım daire şeklinde içlere doğru kendine küçük bir yer edinmiştir.
Doğu’nun fatihi kendine güzel bir yer seçmişti. Doğal zenginlikleri sonsuz bir bölge olan Goa, kırmızı toprağı ve pirinç tarlaları, mango ağaçları ve denizden gelen serin rüzgârlarıyla tüm Hindistan’ın gıpta ettiği bir bölgeydi.
Her zaman ayrıcalıklı bir yer olmuş, kültürlü bir Akdeniz adası olarak Hindistan’dan çok farklılaşmıştır. Goa halkı bu farklılıkları hemen kendiliklerinden anlatırlar zaten; chapati değil ekmek yediklerini; çaycılara çay içmeye değil tavernalara içki içmeye gittiklerini, çoğunun Hindu değil Katolik olduğunu, müzisyenlerinin gitar çalarak îado şarkıları söylediğini, sitara ya da raga dinlemeye tahammülleri olmadığını övünerek söylerler.
Dört yüz elli yıl kadar iç içe yaşanmışlık ve bu kaynaşmayla gelen evlilikler Goalılarla Portekizliler arasında yakın ye sıkı bağlar oluşturmuştur. Öyle ki, kendi vatandaşlarından hâlâ “o Hintliler” diye bahsederler ve Algavre’deki bir kuzenini ziyarete giden bir Goalı, hâlâ “Hint sınırını geçmek” deyimini kullanır. Sanki çocukluklarının geçtiği eski bir mahalleyi tekrar görmeye gitmiş gibi konuşurlar.
Daha ilk günden dikkatimi çeken bir şey oldu: 1961 yılından bu yana Goa’nın “bağımsızlığı” ile Lizbon’a değil de Yeni Delhi’ye “bağlanmak” zorunda kaldıklarından bahsederken gözyaşlarına boğulan insanlar gördüm.
Dona Georgina Figueiredo, “Özgürlük mü?” diye gülmüştü. Onu Luolim’de on sekizinci yüzyıl yapısı eski malikanesinde ziyarete gitmiştim. Karşılıklı oturduk ve elini çırparak çıplak ayaklı uşağını çağırdı. “Francis, Mr. Dalrymple’a bir bardak soğuk mango suyu getir. Ben çay içeceğim.”
Sonra kollarını kavuşturarak, “Nerede kalmıştım? Hah, evet” diye devam etti. “Şimdi şunu çok iyi dinle genç adam. 1961 yılından itibaren Hintliler Goa’ya gelmeye başladığında, bu tam anlamıyla bir işgaldi. Bizi kimin elinden kurtarıp da özgürlüğümüzü verdiklerini sanıyorlardı acaba? Portekizliler bize asla hiçbir baskı yapmadı. Hintlilerin bizi neden ‘kurtardıklarını’ sana söyleyeyim; barış ve huzur içinde yaşadığımız düzenimizden!”
Benzer Yazılar
- Burçlar ve Yaratıcılık: Sanatsal Enerjinizi Keşfedin
- Tarot Kartları ve İçsel Şifa
- Astroloji ve Sağlık: Hangi Burç Hangi Organı Temsil Ediyor?
- Tarot Falı ve Günlük Pratikler: Kendi Kartınızı Çekme
- Rüyalarınızda Ölen Kişilerin Mesajları