Warwick Üniversitesinde ekonomist olan Andrevv Oswaldın yaptığı bir laboratuvar testinde üniversite öğrencilerine varsayımsal bir işte kendilerine ne tür bir ücret ödense tatmin olacaklarını sormuştur. Sıralanan maaşlar arasında öğrenciler, eğer kendilerine önerilen ücret, diğer çalışanlar ile kıyaslandığında daha yüksek ise mutlu olacaklarını, ancak verilen maaş yüksek ise ama diğer çalışanların maaşından daha düşükse mutsuz olacaklarını söylediler. Osvvald, aynı şekilde, Ingiltere’de 16,000 işçi üzerinde yaptığı bir araştırmada, işçiler eğer kendilerine ödenen maaş, şirketin maaş sıralaması içinde üst sıralarda yer alıyorsa mutlu olduklarını gördü.
“insanlar, x miktardaki bir paranın kendilerini mutlak anlamda mutlu edeceğini düşünme hatasını yaparlar. İnsanları mutlu eden şey bu para değil, paranın kendilerine sağlayacağı konumdur.”
Çoğumuz, sosyologların “kıyaslama endişesi” olarak adlandırdığı sorunu yaşıyoruz. Bu düşünceye göre, insanların çoğu sahip olduklarını, başkalarının sahip olduklarıyla kıyaslıyorlar. Kendilerine, “Evim, ihtiyaçlarımı karşılıyor mu?” diye sormak yerine, “Evim, komşumun evinden daha mı güzel?” diye soruyorlar. Eğer komşularınızın tek yatak odalı bir evleri varken sizin iki yatak odalı bir eviniz varsa kıyaslama endişeniz daha az oluyor. Ama çevrenizde üç, dört yatak odalı evler varsa, bu durumda kıyaslama endişeniz bir hayli yüksek oluyor. Büyük olasılıkla büyük anne ve büyük babanızın son derece lüks bulacağı iki yatak odalı eviniz, bir anda size yetmiyormuş gibi geliyor.
Bu sorunun kaynaklarından bir tanesi de, dedikodu basını, televizyon ve internet sağ olsun, başka insanların hayatları hakkından fazla şey bilmemizden kaynaklanıyor. Bir zamanlar, hemen hemen herkesin aynı yaşam şartlarına sahip olduğu kasabalarda ya da küçük şehirlerde yaşıyorduk. Ancak şu anda, aşırı zengin hayatlar hakkında her tür ayrıntıyı biliyoruz ve bu da bizim tatminsizliğimizi harekete geçiriyor. Maddi beklentiler yükseldikçe, sahip olduğumuz daha fazla para, daha pahalı tuzaklar için duyduğumuz arzuyu da artırıyor. Ekonomi merdivenini tırmanırken kendimizi iyi hissederek duruyor ve hemen ardından halen sahip olamadığımız şeyler üzerinde düşünmeye başlıyoruz. Bu nedenle de para asla tatmin getirmiyor. Slough projesi sırasında gönüllülerden bir tanesi bu durumu fark etmişti: “Bütün bu çalışmalar sırasında, arkadaşlarla sohbet etmek, yürümek, okumak, iyi bir yemek hazırlamak gibi deneyimlerin, insanı, bir şeyler satın almaktan daha fazla mutlu ettiğini keşfettim.
Benzer Yazılar
- Burçlar ve Yaratıcılık: Sanatsal Enerjinizi Keşfedin
- Tarot Kartları ve İçsel Şifa
- Astroloji ve Sağlık: Hangi Burç Hangi Organı Temsil Ediyor?
- Tarot Falı ve Günlük Pratikler: Kendi Kartınızı Çekme
- Rüyalarınızda Ölen Kişilerin Mesajları