EV ÖDEVİ

EV ÖDEVİ

M'nin BüyüsüAma üç asır önce insanların asla evlerden çıkacağına ve fabrikalarda çalışmak için tarlalarını terk edeceğine inanmamak için de aynı sayıda daha fazla değilse de neden vardı. Sonuçta, evlerinde ve hemen dibindeki toprak arazide sadece 300 yıl değil, 10,0 yıldan uzun süre çalışmışlardı. Bütün aile yapısı, çocuk yetiştirme ve kişilik oluşturma tarzı, mülkiyet, güç ve kültür sistemi, günlük yaşam mücadelesi binlerce görünmez zincirle tamamen toprağa ve yuvaya bağlıydı. Ama yeni bir üretim sistemi ortaya çıktığında, bütün bu zincirler parçalandı.

Bugün aynı süreç tekrarlanıyor; bazı ekonomik ve toplumsal güçler, işin yerini değiştirmek üzere birleşiyor.
Öncelikle, İkinci Dalga endüstriyel üretiminden daha yeni, daha ilerici Üçüncü Dalga üretim sistemine geçmek, önceki de gördüğümüz gibi, sadece bazı fiziksel nesneleri kullanmaktan fazlasını yapmayan işçilerin sayısını azaltıyor. Dolayısıyla, endüstriyel üretimde bile giderek daha fazla sayıda iş yeterli haberleşme araçları ve diğer donanımlar sağlandığı takdirde ev dahil her yerde yapılabilir. Sözünü ettiğimiz şey bir hayal değil.

Western Electric, telefon şirketleri için elektromekanik anahtarlar üretmekten vazgeçip elektronik anahtarlar üretmeye başladığında, kuzey Illinois’deki ileri teknolojili üretim tesisindeki iş gücü değişime uğradı. Bu değişimden önce, üretim işçilerinin sayısı, beyaz yakalı çalışanların ve teknisyenlerin sayısının üç katıydı. Bugün sayıları bire bir hale geldi. Diğer bir deyişle, 2,0 işçi bilgiyle ilgilenirken, işlerinin büyük ünü evden yapabiliyorlar. Kuzey Illinois’deki tesiste çalışan başmühendis Dom Cuomo, bunu açıkça şöyle ifade ediyor: “Mühendisleri de eklerseniz, burada yapılanların yüzde on ila yirmi beşi, mevcut teknolojiyle evde bile yapılabilir.”

Cuomo’nun amiri Gerald Mitchell konuyu daha da ileri götürüyor: “Elimizdeki teknolojiyle bile, çalışan 2,000 kişiden yaklaşık 600 ila 700’ü, aynı işi evlerinde de yapabilirler. Beş yıl sonra, bunun da çok ötesine geçeceğiz.”
Bu tahminler, HewlettPackard’in Colorado Springs tesislerinde çalışan bir yöneticinin tahminlerine çok benziyor: “Üretimde aktif olarak 1,000 kişi çalışıyor. Teknolojik açıdan ele alındığında, bu işçilerin yaklaşık 250’si evlerinde çalışabilir durumda. Lojistik sorun olabilir ama aletler ve demirbaşlar için aynı şey söylenemez. Beyaz yakalı ARGE çalışanlarının üçte biri bilgisayar terminallerine yatırım yapmaya razı olursanız işlerini evlerinden bile sürdürebilirler.” HewlettPackard’da bunun anlamı, fazladan 350 ila 520 çalışan demektir.

Öyle ya da böyle, ileri teknoloji kullanan bu iş merkezinde tüm iş gücünün yüzde 35 ila 50’si, işlerinin tamamı olmasa bile büyük bir ünü evlerinden sürdürebilirler; tabii yöneticiler üretimin bu şekilde yapılanmasına izin verdiği takdirde.

Bu tahminler sadece elektronik endüstrileri veya büyük şirketler için geçerli kabul edilmemelidir. Kanada’daki Ortho Phar maceutical Ltd. firmasının başkan yardımcısı Peter Tattle, “Sorun kaç kişiye evde çalışma izni verilebileceği değil.” Sorun şu: “Kaç kişinin fabrikada veya ofiste çalışması gerekiyor?” Kendi tesislerinde çalışan 300 kişiden söz ederken şöyle diyor: “Yeterli iletişim teknolojisinin sağlanması şartıyla, çalışanlarımızın yüzde 75’i işlerini evlerinden sürdürebilirler.” Elbette ki bu sözler elektronik endüstrileri için olduğu kadar, diğer türde ileri endüstriler için de geçerli.

Daha bugün bile üretim sektörünün iş gücünün belirgin bir ü evlerinden çalışabilecek durumdaysa, beyaz yakalı sektörün hammadde ihtiyacı duyulmayan bir alan oldukça büyük bir ünün de bu geçişi yapabileceğini söylemek gerçek dişilik olmaz.

Benzer Yazılar

Leave a Reply