BAZI ŞARTLAR GERÇEKLEŞTİĞİNDE VE CİN GÖRÜLMEK İSTENDİĞİNDE CİNNİN GÖRÜLMESİ
Normalde insanın istemesiyle bir cin. ona kendisini göstermez. Fakat şeytan, insanı korkutmak ve ona bir zarar vermek amacıyla korkutmak istediği insana görünebilir. Salih bir Müslüman cinin böyle bir davranışta bulunması pek nadirdir. Gerçek şekillerine girip ile insanları korkulmak amacıyla seslerini işittiren ve görünen bu tip cinlere ve şeytanlara sizin de bu tarz insanlar için kullanmış olduğunu (bağışlayın) adi ve aşağılık” tabiri yakışır.
Peki şekle girip insanları korkulma işi cinler ve şeytanlar için sence kolay bir iş mi? Yani bunu rahatlıkla yapabilirler mi?
Bu zannedildiği gibi kolay bir iş değil. Hattâ gerçek surat ve şekillerinde ‘ insan gözüne görünürken oldukça yorulurlar.
İbnü’z-Zübcyr bineğinin eğerinde bir kanş boyunda adam gördüğünü rivayet eder. Onu görünce şöyle der. “Scıı de kimsin?” Bineğin Eğerindeki adam cevap verir: “Ben İbün’üm.” İbiHİz Zübcyr: “lbtin nedir?” Muhatabı: “lbün. adam demektir.” ibnüz Zübeyr kamçısı ile ona vurur vc eğerde gördüğü adam şeklinde vc bir karış boyundaki cin kaçıp gider.
Nesil yani?
Bilmiyorum. Ancak şekle girerken bir nevi zorlandıktan kesindir. Aynca bu esnada büyük telaş içerisinde olup, helâk olmaktan korkarlar.
Ona dedim ki:
Korkmaları için sebep nedir?
Gözüne göründükleri insanın ilim sahibi birisi olup kendilerini (cin ve şeytanı) tutmasından veya Allah’ın büyük isimlerini zikretmek suretiyle o anda onları girmiş oldukları şekle hapsetmesinden veyahut da o insanın, kendilerini insanlara göstermek için bağlamasından ve oynamaları için çocuklara (insan çocuğu) teslim etmesinden korkarlar.
(Âkâmü’l-Mercân fi ĞarâibiM-Ahbâr ve AhkâmüM-Cân. Şiblî Hanefi, Ezher Sabih Yayınevi baskısı, sh. 224)
“Belki cin, bünyesini oluşturan hızlı zerrecikleri yavaşlatma çabasına girdiği için yorulmaktadır. Allah Azze ve Celk, fıtri olarak bu özelliği (hızlarını yavaşlatma ve insana görünme) onlara bahşetmiştir. Kendi şekline girse bile bu girdiği şekil cinin tıpa tıp kendi aslî şekli değildir. Onların aslî şekli şu âyet-i kerime ile ifade olunmaktadır: O ve taraftarları (şeytan ve yandaşlan) sizin onları görmediğiniz cihctten sîzleri görürler.”
Bazen cinler, insanlara görünmek için asli şekillerinden (aslî şekillerine benzer veya bir başka biçimde) kılık değiştirerek çıkarlar. Bu durum Allahü Tcâlâ’nın cinlerden böyle davranmalarını istemediği istisnaî bir durumdur. Bu neviden şekle girip insanlara gözükmek. Allah’m onlar için tayin ettiği sının aşmaktır. Bu yüzden cinler cezalandırılmayı hakederler. Mustafa Kençur da benimle aynı görüşü paylaşmaktadır.
İmamı Müslim, Sahih’inde Ebû Hüreyre (r.a.)’den şöyle bir rivayette bulunur Hazreti Peygamber (s.a-v.) şöyle
Sonra Mustafa Kençur şöyle devam elti:
Bu (cinlerin şekle girip insanlın korkutmaları) sizde olduğu gibi yol kesmeye ve z etmeye benzer. Bu dununda şayet insan için, şekle giren vc kendisini korkutan cini, cinlerin emîrine (balkanına) şikâyet etmek mümkün olsaydı, bu cinin kesinlikle aleyhine hüküm verilir, dövülür vc dilirdi.
Ona dedim ki:
Peki, cinlerin emîrinin (balkanının) kendisi azgın bir şeytan olursa şikâyet edilen cini cezalandırır mı?
buyurdular: Dün gecc cinlerden bir ifril. namada bana engel olmak için üzerime saldırdı. Allahü Teali nin yardımıyla onu boğazından tutup sıktım. Ve onu mescidin direklerinden birine bağlayıp sabah olunca onu sie göstermek istedim. Sonra kardeşim Süleyman’ın şu sözünü hatırladım: Rabbim! Beni bağışla ve bana, benden sonra hiç kimseye gerekmeyen bir mülk bahşet.” Allahü Teilâ bana musallat olmak isteyen şeytanı aşağılık kıldı ve uzaklaştırdı. İmamı Bulıârî de aynı rivâyette bulunmuştur.
İmamı Ahmcd’in Müsned’indc Ebû Said el-Hudriden gelen şöyle bir rivlyct yer almaktadır: Hazreti Peygamber. Ebû Snid arka safta olduğu halde sabah namazını kılmaya başladılar. Hazreti Peygamber (s.a.v.) Kur’ân okumaya başladı. Bir ara okumasını kesti. Namazını bitirdikten sonra şöyle dedi: Şâyet beni ve iblisi görseydiniz, onu elimle tunum vc boğazını sıkmaya başladım. Öyle ki. onun salyasmın soğukluğunu işaret vc orta parmağımda hissettim. Kardeşim Süleyman’ın duası olmasaydı onu mescidin direklerinden birine bağlayacaktım. Sahalı olunca da Medine’nin çocukları onunla oynayacaktı. Her kim. kıble ile arasına kimse girmesin isliyorsa böyle yapsın.”
Cinler tarafından rahatsız edilince Allaha Tcâlâ’ya şikâyet etmek daha iyidir. Allah’a sığınmak lâzımdır. Şâyet kendilerine görünen şeytan sebebiyle korkutulan insanlar, aslen Allah’a sığınsalardı. şeytan asla onlara görünemez ve onları korkutamazdı.
İşte bu sebeple, insanın cini görmesi için cinin bunu istemesi ve görünmeyi kolay kılan bazı şartların yerine gelmesi gerekir, dedim. Cinin insana görünüp onu korkutması şu durum ve şartlarda olur:
a) Allah’ın zikrinden uzak olmak.
b) Allah’a sığınmaktan gafil olmak.
c) Allahü Teâlâ’nın emir ve yasaklarına uymamak.
d) Cünüplüktcn gusletmemek.
(ki bu at yaşlıydı) şöyle sordum: Sen İlareli Peygamber (s a.v.)i gördün, öyle değil mi?” Bana: Evet” dedi Ona. cinin llareti Peygamber’e tııak kurmak islediği aman llareti Peygamberin o gece cine ne yaptığını sordum. O şöyle cevap verdi: “O gece şeytanlar, bUUin vadi ve otların arasında toparlanıp llareti Peygamber’e hücum ettiler. İçlerinden birinin elinde bir meşale vardı. Bu meşale ile Hazreti Peygamber’ın yüünü yakmak istiyordu. Bu esnada Cebrail (a s.) indi ve llareti Peygamber (s.a.v.)’e şöyle dedi: “Söyle ey Muhamnıedr llareıi Peygamber Ne söyleyeyim?” Cebrail: “Yarattığı varlıkların şerrinden, semadan inenlerin şerrinden, semaya çıkanların şerrinden, gündü ve gecenin fılnelerinden ve hayrın dışında her vurandan yi Rahmin (sana) ve senin lam kelimelerine sığınırım.”
e) Yalnız başına, arkadaşsız gccc vakti boş yollarda yürümek.
f) Kabirlerde gecelemek (üstelik bu esnada pis
olmak).
g) Yahut Allah’ın zikrinden gafil olup. Allah’ı az zikretmek.
İbni Ömer (r.anhümâ)’dan rivayetle. Hazreti Peygamber (s-a.v.) şöy lc bu>urdular: “Şayet insanlar, yalnızlığın ne demek olduğunu benim bildiğim kadar bilselerdi asla gccc vakıi yalnız başına yolculuk etmezlerdi” (İmamı Buhâri. Tirmizi. Ibni Huzeymc).
rlbni Asını cl-F.ş’ari (ra.)dcn rivâycilc. Hazreti Pe>gamber (s.a.v.) şöyle buyurdular: “lemizlik imanınvarışıdır.” (İmamı Müslim) Buradaki temizlik nıuııo i temizlik anlamına gelir ki. günahların terki ile olur. I lenı de maddi tcmilik anlamına gelir ki. abdest ve gusül almakla hâsıl olur.
Hazreti Ali (k.v.) den rivayetle. Hazreti Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Melekler, içinde resim, köpek ve ciinüp bulunan eve girmezler.” Bıı hadis-i şerifi. I.bu Davud. Nesei ve İlmi llihban sahihlerinde (khaplarında) rivayet etmişlerdir.
Bezar. sahih bir ısııadla Ibni Abbas(r .uıhUınâ)dan şö lebi ıf hadis-i şerif rivayet eder: i iv kişiye melekler yaklaşaınaz: Cünüp. sarhoş ve zağferan (bir tür bitki) kokusu kullananlar.” Çünkü zağferanı kadınlar kullanır.
”imamı Alımcd (r a ) ve Tirmii. Ilâris el-lş’mi’nin Hazreti Peygamber’den naklettiği hadis-i şerilı şu şekilde rivayet ederler: “Allah Sübhâııehû vc Icili Hazretleri. Yahya b. Zekeriyya (a s.)’a şu beş şeyi emretti ve Beni İsrail’in bu beş şeyi yerine getirmesini onlardan talep etti. Bu beş şeyden biri de şu idi: Allah’ı çokça zikretmek. Allahü Teâlâ’yı zikreden kişi, düşmanın izini takip ettiği ve sağlam bir kaleye sığınmak
h) A Mest almaksızın guslü sonraya bırakıp cOnOp olarak uyumak.
sureliyle düşmanın şerrinden emin olan kişiye benzer Kul tıpkı bu adam gibi ancak şeytandan Allah’ı zikretmek suretiyle korunabilir Kur ândan sonra en büyük zikir. Sahihayn’de (Buhiri ve Müslim’in sahihlerinde) Ebîi Möreyrc’den rivayet «dildiği gibi: “Her kim günde 100 defa L ilâhe illellAhü vahdehû lâ şoriyke leh l.chül mülkü ve lehül hamdü ve hüve alA külli şey’in kadiyr’ derse on köle aza d etmiş gibi olur. Kendisine de yüz sevap yazılıp, yüz kötülüğü affedilir. Ve akşama kadar ‘şeytanın şerrinden emin olur. Hiç kimse bu adamdan üstün değildir. Ancak daha fazla zikreden müstesna. Her kim de günde yüz defa: “Sübhânellâhi ve bi hamdih” derse denizin köpüğü kadar günahı olsa affedilir.”
Mali’. Ibni Ömer’den, o da babasından rivayetle, Ömer b. Hattab. Hazrctı Peygamber e şöyle sordu: “Yâ Resûlâllah’ Bizden biri cünüp olduğu halde abdest alıp uyuyabilir mi?” Hazrctı Peygamber (s a v.): “Evet, sizden biri cünüp olduğu halde abdesi alıp uyuyabilir” dedi. (Sahihi Buhiri. Bâbü Nevmil Cünüb)
Harcti Âişc (r anhi) yine Sahihi Buhiri’de rivayet edilen bir hadis-i şerifte şöyle nakleder “Hazretı Peygamber (s a.v.) cunup olarak uyumak istediklerinde avret mahallini yıkayıp, namaz abdesti alırlardı. (Sabaha yakın uyanınca guslederlerdi).”
Ibni llacer Askalanî hadîsi şerifi şu şekilde izah ederler: “Hadîste geçen şer’I abdesnir. Cünüp olan bir kimse abdest aldığı aman cenabeti hafifler. Hades hali (manevi pislik) abdest uzuvlarından kalkar. Ibni Ebî Şeybe’nin bir sahabi olan Şcddad b. Evs’tcn rivayet eniği hadisi şerifte ki. bütün rAvîleri güvenilirdir Hazrctı Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmaktadırlar: “Sizden birisi geceleyin cünüp olduğunda ve uyumak istediğinde abdest alsın. Çünkü abdest almak, cünüplükten yıkanmanın yarısıdır.” Görülüyor ki. bu rivayet yukarıdaki rivâveti desteklemektedir.
Denildi ki: Abdest, iki temizlikten biridir. Böyle olunca teyemmüm, abdest in yerini tutar. Bey haki, haşin (iyi) bir isnadla (râvî zinciri ile) Hazreti Âişe’den şöyle rivayet eder: “Hazreti Peygamber, cOnOp olduğunda ve uyumak istediğinde ya abdest alırdı ya da teyemmüm ederdi.” Bu. Hazreti Peygamberin su bulamadığı zaman teyemmüm etliğinin işaretidir. Cünüp olduğu halde kişinin abdest alıp uyumasının bir hikmeti de abdeslin, gusle ve kişinin erkeklik uzvuna kuvvet vermesidir, denilmiştir.
Ibni Dakik. Şafiî (ra.)’den şöyle nakleder: “Hayızlı kadın abdest alsa, bu onu manevî pislikten (hadesten) kurtarmaz. Çünkü değil abdest. hayızlı iken kadın gusletse dahi bu onu hadesten temizlemez. Ancak âdet kanı kesilirse (zaten kadın temizlenmiş olacağından Şafiî’ye göre) gusletmesi müstehap olur. Ayrıca hadisi şeriften çıkarabileceğimiz bir diğer husus, cünübün hemen gusletmesinin gerekmeyişidir. Ancak namaz vakti girdiğinde gusletmekle acele edilir. Yine hadisi şerifte, uyurken cünüp bir kimsenin avret mahallini temizlemesinin müstehap (iyi. hoş davranış)lığına işaret vardır. Ibnül Cevzi, şöyle der: “Melekler kötü kokudan ve pislikten kaçarlar. Şeytanlar ise pisliğe ve kötü kokuya rağbet ederler. İşte abdest almanın ve avret mahallini yıkamanın hikmeti budur Allah en iyisini bilir. (I etlni l-Bâri bi şerhi Sahihi’l-Buhârî’ye bakınız Ibni Hacer el-Askalini. Sclcfıyyc matbaası. II. Baskı, c.l. sh. 469-470.) Fakat en evlâ ve en efdal olanı. Müslüınanın pislikten ve cünüplükten tamamen arındıktan sonra uyumasıdır. Çünkü bu şekilde davranırsa, iki rek’at bile olsa insanlar uykuda iken teheccüd namazı kılmaya muvaffak olur. Tcheccüd namazı, dünya ve dünyadaki şeylerin hepsinden hayırlıdır. (Farz, sünnet, vâcip namazları hariç).
Ibni Ömer (r.anhümâ). Hazreti Peygamber (s.a.v.)’dcn şöyle rivâyet ederler “Her kim cünüp olmaksızın temiz olarak gecelerse onunla beraber bir melek geceler. Kişi usandığında melek ona şu şekilde dua eder Allah’ım! Falanca kulunu affet. Çünkü o temiz olarak geceledi.” (Ibni llibban. sahihinde bu hadisi şerifi zikretmiştir.)
Tüm bunlara rağmen cin ya da şeytan, insana görünüp görünmeme hususunda yine de kararsızdır. Belki de bin defa bu meseleyi kendine sormuştur. Acaba şekle girip o insana görüney im mi? Görünmeyeyim mi? Bu durumda şeytanın şekle girip herhangi bir insanı korkulmasına yine o insanın kendisi sebep olmakta, âdeta şeytana davetiye çıkarmaktadır. Bilhassa bu insan imanı zayıf ve korkak bir kişi ise blylesî durumlarla daha sık karşılaşabilir.
Mustafa Keııçur a dedim ki:
Peki insan cesaretli ve inancı kuvvetli biri olsa ve Allah’a asi gelmese, yine de cin yahut şeytan ona (korkutmak için) gözükebilir mi?
Ibııi Abbas (ranhüıni). Hazreti Peygamber (s.a.v.)den şöyle rivayet ederler: “Bu cesctleri (uzuvları) temiz tutun. Allah da sii temizlesin. Temiz olarak geceleyen hiçbir kul yoktur ki. elbisesinde onunla beraber geceleyen bir melek yatağında o her dönüşünde ona: “Allah’ım! Onu affet. Çünkü o temiz olarak geceledi- demesin. (Yani mutlaka böyle der.) (Taberani iyi bir isnadla bu hadisi rivâyet etmiştir.)
Ebu Üınâmc (r.a.)’den: Hazreti Peygamber (s.a.v.)’den şöyle işittim: “İler kim yatağına temiz olarak uzanır ve uyku ona galebe çalıncaya dek Allah’ı zikreder (henüz gecenin bir saati geçmemiş bile olsa) ve Allah’tan dünyalık bir nimet isterse. Allah ona o nimeti ihsan eder.” (Tirmizî, bu hadisi şerif, hasen bir hadîstir demiştir.)
Hadîsin râvîlerinden Şchr b. Havşeb’in durumunu inceledim. Onun daha çok zayıf hadîsleri rivâyet ettiğini gördüm Bu sebeple Hazreti Âişe’nin şu rivayet ettiği hadîsi şerif. Şchr b. Havşeb’in rivftyctine tercih olunmalıdır. Gccc dua ederken uyku tutan hiçbir kişi yoktur ki, Allah duasının sevabını yazmasın. Dua ederken uyuması da sadaka yerine geçer.”
Böyle bir şey olmaz. Ancak bunun vuku bulması isiisnaı ve şaz bir durumdur. Böyle bir insana gözüken şeytan ahmaktır. ÇUnkü bu durum hayatına mal olabilir. Bazen cinnı bir Müslüman. Müslüman bir insana İslâmî bir mevzuyu öğrenmek için gözükebilir. Çünkü insanların İslâmî konulardaki âlim olanları cinlerin âlimlerinden daha bilgilidir. Bir insan âlimin, bir cine ilim öğretmesi de gayet doğal bir şeydir. İnsan bu sayede büyük ecre nâil olur.50
Ben bu hususu defalarca tecrübe enim. Allah’ın fazl-u keremi ile bana da Müslüman cinler sorular sordular. Fakat bilinen her şeyi teferruatlı anlatmak doğru olma.. Çünkü zayıf akıllı birtakım insanlar bizi hafife alabilir ve istemeden fitneye sebep olabiliriz. Fakat, kıymetli okuyucular şu kadarını bilsinler ki, camiler salih cinlerle doludur. Camilerde vaaz eden sâlih. akıllı, ilim ve Allah’tan korkan bir insanı dinlemek için tıpkı insanların camilere akın ettiği gibi cinler de camilere akın etmek tedirkr.
Benzer Yazılar
- Burçlar ve Yaratıcılık: Sanatsal Enerjinizi Keşfedin
- Tarot Kartları ve İçsel Şifa
- Astroloji ve Sağlık: Hangi Burç Hangi Organı Temsil Ediyor?
- Tarot Falı ve Günlük Pratikler: Kendi Kartınızı Çekme
- Rüyalarınızda Ölen Kişilerin Mesajları