Sıradan insanların akılları üç dört yaşları civarında çalışmaya başlayıp yetmiş yıl, seksen yıl boyunca tatilsiz devam eder gider. Doğallıkla pek yaratıcı olamaz bunlar. Son derece yorgundurlar; saçmalıklardan usanmışlardır. Dünyada milyonlarca insan hiçbir yaratıcılık olmaksızın yaşar. Yaratıcılık ise en yüce mutluluğu getiren deneyimlerden biridir. Ama onların zihinleri pek yorgundur. Onlar dolup taşan bir enerji durumunda değillerdir.
Akıl yokluğuna erişen insan, zihnini dinlenmede, enerji dolu, son derece duyarlı, buyurulduğu zaman eylemin içine sıçramaya hazır tutar. Akıl yokluğu deneyimini yaşamış insanlarda rastlantısal olmayan şey… Sözlerinin kendiliğinden bir sihre sahip olmaya başlamasıdır. Onlar akıllarım kullandıkları zaman bir karizmaya, bir çekici güce sahiptir bu. Güneş doğmadan önce, sabahın erken saatinde şebnem damlalarının heybetli kendiliğinden oluşumuna ve tazeliğine sahiptir. Akıl, doğanın gelişmiş en yüce ifade ve yaratıcılık aracıdır.
Böylece meditasyon inşam ya da başka bir deyişle, akıl yokluğu inşam, düzyazısını bile şiire çevirir. Hiç çabasız sözcükleri öyle yetkeyle dolar ki, bunların herhangi bir sava ihtiyaçları yoktur, kendi savları haline gelirler. Taşıdıkları güç, kendiliğinden açık bir gerçek halini alır. Mantığın ya da kutsal metinlerin desteğine gereksinimleri yoktur. Akıl yokluğuna erişmiş insanın sözleri özgül bir kesinliğe sahiptirler. Eğer algılamaya ve dinlemeye hazırsanız, bunu kalbinizde açık bir gerçek olarak duyacaksınız.
“Meditasyon tanıklık etmektir,” dediğinizi duyduğum zaman anladığımı hissediyorum. Ama ‘akıl yokluğu’ hakkında konuştuğunuzda bu hiç de kolay gelmiyor,” diyorsunuz. Nasıl kolay gelebilir? Gelecekteki olasıhğımzdır bu. Başlattığınız meditasyon başlangıç aşamasında olabilir, ama sizi anlayabildiğime göre belirli bir deneyiminiz var bunda. Ama eğer meditasyonu kavrayabiliyorsamz hiç kaygılanmayın. Meditasyon, tam olarak okyanusa doğru hiçbir haritasız, hiçbir kılavuzsuz yol alan her nehir gibi insanı kesinlikle akıl yokluğuna götürür.
İstisnasız her nehir sonuç olarak okyanusa ulaşır. İstisnasız her meditasyon sonuç olarak akıl yokluğu durumuna ulaşır.
Ama doğal olarak Ganj Nehri Himalayalar’da dağların ve vadilerin içinde dolaşırken, okyanusun ne olduğuna dair hiçbir fikri yoktur. Okyanusun varoluşunu kavraya maz, ama ona doğru yol alır, çünkü suyun her zaman, en aşağıdaki yeri bulma konusunda özgül bir yeteneği vardır. Okyanuslarsa en aşağı yerlerdir. Böylece nehirler Himala yalar’ın dorukları üstünden doğar ve hemen daha aşağıdaki uzamlara doğru yol almaya başlarlar, sonuçta da muhakkak okyanusu bulurlar.
Meditasyon sürecinin tam tersidir bu, meditasyon daha yüksek doruklara doğru hareket eder. En yüce doruksa akıl yokluğudur. Akıl yokluğu basit bir ifadedir, ama tam olarak aydınlanma, özgürlük, her türlü kölelikten azade olma, ölümün yokluğu ve ölümsüzlük anlamına gelir.
Bunlar büyük sözlerdir; ürkmenizi istemem. Bu yüzden basit bir ifade kullanıyorum: Akıl yokluğu. Aklı bilirsiniz. Bu akim işlemez olacağı zamandaki durumu kavrayabilirsiniz.
Bu akıl bir kez işlevini yerine getirmez oldu mu, kozmosun aklının, evrensel akim bir parçası olursunuz. Evrensel aldın parçası olduğunuz zaman, bireysel akıl güzel bir hizmetkâr gibi işler. Efendiyi tanımıştır o. Hâlâ bireysel akıl tarafmdan zincirlenmiş olanlara, evrensel akıldan haberler getirir. Sizinle konuştuğum zaman, aslmda evren beni kullanıyor. Sözlerim benim sözlerim değil. Onlar evrensel gerçeğe aittir. Onların gücü, onların karizması, onların sihri budur.
Benzer Yazılar
- Burçlar ve Yaratıcılık: Sanatsal Enerjinizi Keşfedin
- Tarot Kartları ve İçsel Şifa
- Astroloji ve Sağlık: Hangi Burç Hangi Organı Temsil Ediyor?
- Tarot Falı ve Günlük Pratikler: Kendi Kartınızı Çekme
- Rüyalarınızda Ölen Kişilerin Mesajları