Bir yarımada hikâyesi

Bir yarımada hikâyesi

Bize yarımada hikâyesini anlatıyor:

Bir adam ve bir kadın ıssız bir yarımadada yaşarlar. Adamın annesi, kalmak üzere yanlanna gelir. Adam bir iş seyahatine çıkar. Kadın âşığını görmek üzere feribotla ana karaya gider. Sevişirler. İşleri bittiğinde, kadın çok geç kaldığını fark eder. Kalkar, giyinir ve son feribotu yakalayabilmek için acele acele sahile gelir. Ancak feribotu kaçmr. Kaptana yalvanr. Kaptan, normal ücretin altı katını ödediği takdirde karşı yakaya geçireceğini söyler. Yeterli miktarda parası yoktur. Yürüyerek eve dönmek zorunda kalır. Ancak yolda bir yabancı tarafından tecavüze uğrar ve öldürülür.

Burada soru şudur: Kadının ölümünden sorumlu olan kimdir ve hangi sırada sorumludur? Kadın, adam, annesi, feribotun kaptanı, âşığı veya tecavüzcü.

Mike’m dediğine göre, bu soru Rorschach nokta testi gibidir. Cevaplamaları için soruyu sorduğunuz her bir arkadaşınız değişik cevap verecektir.

Başka bir lamba yakma anı.

Bu benim gazeteciliğe aşkımın sonu ve her şeyin bir hikâye olduğunu kavramamım başlangıcıdır.
Ya da, E. L. Doctorow’urı bir zamanlar yazdığı gibi, daha öz olarak, “Bu durumda, genel anlamda anladığımız gibi, kurgusal ya da kurgusal olmayan yazılar olmadığım önereceğim; mevcut olan sadece öykülerdir.”

logo

Benzer Yazılar

Leave a Reply