Eğer fonksiyonalistlerin yapmak ile olmak arasında kurdukları denkliği kabul edersek, o zaman bilinçli davranan hiçbir şeyin bilinçli olmadığı konusunda açabileceğimiz net bir tartışma yolu kalmaz. Bilince bakışımız ona dayatılan makinemodele öyle sıkışmıştır ki biz artık beyindeki gelişmeyi bilince bağlayan gerçekleri gözden kaçırıp kendi bilinçli farkındalığımızın süregelen özelliklerine karşı da kör olmuşuzdur. Kendi deneyimimize hissizleşmiş ve uygulamada da bunu deforme etmişizdir. Bu durumda en büyük tehlike, eğer biz kendimizi makine olarak algılamaya devam edersek gerçekten makineleşebilecek olmamızdır.3 Bu da bizim bilinçli yaşamımızın tüm zenginliğini azaltıp onu programlara yazılabilen çok daha dar bir düşünce ve davranış tayfına indirgememiz demektir. Bu başkalannca da tanınmış ve yazılmış bir tehlikedir, fakat eğer biz bunun üstesinden g£ftnek durumundaysak, beyinle zihin arasında farklı bir düşünüş biçimi bulmalıyız ve bu düşünüş biçimiyle de kendimizi algılamanın daha insani bir yolunu oluşturmalıyız. Sonuç olarak bu ancak hem beynin fizyolojisini hem de bilincin fiziksel alt yapısını daha iyi anlamakla olur.
Aslında, insan beyni evrimin değişik aşamalanna gönderme yapan, birbirine üst üste bindirmeli olarak iç içe geçmiş sistemlerin karmaşık bir matrisidir ve bundan doğan kişilik, kurulması asırlar almış bir şehir gibidir. Bu şehrin arkeolojisinde bir tarih öncesi katman, bir Ortaçağ katmanı, Tarot falı bakma ve bir Rönesans ya da Elizabeth dönemi katmanı, bir Viktoryen katmanı ve kimi modern binalar vardır. Bu tabii ki yeni bir şehir ya da bilgisayar modeli önerisine uygun olarak son yirmi yıl içinde, anında yapılmış öncü bir şehir değildir. Her birimiz gezegende, en azından hayvanlar alemine ait tüm biyolojik yaşamın tarihini sinir sistemimizde taşmz.
Tarihöncesi döneme ait katmanda, ayn sinir sistemleri olmayan amip ya da paramezyum gibi tek hücreli hayvanlan buluruz. Onların bütün duyumsal koordinasyonu ve otomatik refleksleri tek bir hücrede olur; bizim beyaz kan hücrelerimiz çöplük kanştmp bakteri yerken, kan damarlanmız amiplerin göllerde davrandıklan gibi davranırlar. Denizanası gibi çok hücreli basit hayvanlarda henüz merkezi sinir sistemleri yoktur, fakat hayvanın eşgüdümlü tepkiler vermesini sağlayan ve görevi hücreler arası iletişimi gerçekleştirmek olan sinir lifleri ağına sahiptirler. Bizim bedenimizde de bağırsaklarımızda yiyecekleri aşağı doğru iten kasılımlan ve sindirim devinimini eşgüdümleyen bir çeşit sinir hücreleri ağı vardır.
Çağlar geçtikçe bu evrim geçiren “şehir”e katman üzerine katman eklenir. Böceklerden başlayarak incelemeye kalkarsak, bunlarda daha geniş hesaplama işi yapan bir ya da birden fazla sinir hücresi yığınıyla karşılaşmz ve başın ucuna doğru yaklaştıkça bu hücreler artan bir şekilde örgütlenirler. Bizim sıcak bir sobadan elimizi çekmemizi sağlayan geri çekilme refleksimiz omurilikten gelir. Hem anatomik hem de davranış bakımından bunun benzeri bir refleks toprak kurtlannda vardır. Memelilerin ortaya çıkışıyla beynin ön bölümü gelişir: Önce az gelişmiş memelilerde içgüdü ve duygu tarafından yönetilen ön beyin, daha sonra karmaşık hesaplama kabiliyeti ile donanmış ussal yanm Küreler ve çoğumuzun insan zihniyle bir tuttuğu “KüçüK gri hücreler” gelişir. Zira sarhoşluK, sakinleştirici ve uyKu hapı gibi ilaçlar KullanmaK ya da ön beynin aldığı bir hasar, tıpKı az gelişmiş memelilerde olduğu gibi, daha ilKel, daha Kendiliğinden ve daha hesapsız davranış biçimine yol açar. Neredeyse tüm insan psiKiyatrisinin, bilinci etKileyen sorunlan iyileştirmede başvurulan tıbbi yanın özelliKle ilgilendiği alan ilKel ön beynin çalışmasını düzenlemektir.
Bu yüzden, sinir sisteminin artan merKezi ve KarmaşıK yapısına rağmen, tüm bedende ve genişleyen beyinde daha ilKel sinir ağlan vardır. Evrimin son evreleri, ilK evrelerinin yerini Kapmıştır, ama onlann yerlerini tam anlamıyla almamıştır. Amipin, denizanasının, topraK Kurdunun ya da bir Kanncanın deneyimi bizim sinir doKumuza gömülüdür ve biz bu yaratıKlann her biriyle bilinç Kapasitesini paylaşırız. Whitehead’in dediği gibi “insanın zihni bedensel mirasının farKındadır.”
Benzer Yazılar
- Burçlar ve Yaratıcılık: Sanatsal Enerjinizi Keşfedin
- Tarot Kartları ve İçsel Şifa
- Astroloji ve Sağlık: Hangi Burç Hangi Organı Temsil Ediyor?
- Tarot Falı ve Günlük Pratikler: Kendi Kartınızı Çekme
- Rüyalarınızda Ölen Kişilerin Mesajları