Okulda, öğrenciler arasında yazılı olmayan geçerli kurallar vardır. Aşırı kibar ve nazik çocuklarla “ana kuzusu” diye alay edilir. Paylaşmaya ve iş birliğine yanaşmayan şımarık çocuklar “mızıkçı” diye oyuna alınmaz. Öğretmenin göz bebeği, çalışkan, sınıfın birincisi, anne baba tarafından örnek gösterilen çocuk sevilmez, onunla arkadaşlık yapılmaz. Sınıfta olup biteni öğretmene yetiştiren muhbir çocuklar “gammazcı” damgası yer, öğrenciler tarafından dışlanır. Çocuğunuzu eğitirken öğrenciler arasındaki kuralları da göz önünde bulundurmanız gerekir.
Okul başarısını aşırı önemsemekten, çocuğun hırsını tahrik etmekten, her gün eve bir pekiyi ile gelmesini beklemekten ve sınıfın birincisi olmasını istemekten sakınınız. Çocuk, beklediğiniz başarıyı yakalayamadığı zaman bahane üretmeye başlar. Yanındaki arkadaşı kendisini meşgul ettiği için öğretmeni dinleyemediğinden, öğretmenin dersi iyi anlatamadığından veya kendisini azarladığından, karnı ağrıdığı için dikkatini derse veremediğinden yakınır. Bazı saf anne babalar, çocuğun bu bahanelerini ciddiye alarak öğretmene şikâyete giderler veya çocuğun yanında öğretmen hakkında ileri geri konuşurlar. Siz bütün bu saydığım olumsuzlukları yapmayacak kadar akıllı bir annesiniz.
Çocuğun okuldaki başarısından ziyade ruh güzelliğine, kendi kendisiyle ve çevresiyle barışık olmasına, duygu ve hayal dünyasının zenginleşmesine önem vermelisiniz. Çocuk, bir başkasıyla değil, kendisiyle yarışmayı öğrenmelidir. Eğer ders konusunda elinden geleni yapıyorsa aldığı notlar çok önemli değildir. Çocuğunuz bir sınavdan yüksek not aldığı zaman gereğinden fazla sevinç göstermeyiniz, zayıf aldığı zaman da nasihat nutukları çekmeyiniz. Oğlunuz okula başlayıncaya kadar sizin kontrolünüz altında idi, ama şimdi çeşitli ailelerden gelen bir öğrenci topluluğunun içine karıştı. Onlardan çirkin sözler ve küfürler işitiyor, uzak tutmaya çalıştığınız bazı sakıncalı bilgiler ediniyor. Maalesef, bundan kaçamazsınız.
Eğer çocuğunuz duyduğu sözleri ve yaşadığı olayları sıcağı sıcağına gelip size anlatıyorsa, bundan üzüntü değil sevinç duymalısınız. Çünkü böylece size doğrusunu anlatma fırsatı vermiş oluyor, işittiği sözlerin yanlışlığını ve kötü arkadaşlardan uzak durması gerektiğini anlatırken yumuşak bir dil kullanacağınızı ve dostça davranacağınızı biliyorum. Endişe etmeyiniz. İyi bir anne babaya ve temiz bir kalbe sahip olan oğlunuza kötülüklerin zarar veremeyeceğinden emin olunuz.
Babanızı kaybetmişsiniz, başınız sağ olsun. Yalnız başına dul kalan annenizi yanınıza almaya karar vermişsiniz. İyi kalpli kocanız da buna itiraz etmemiş. Eşinizi bu davranışından dolayı tebrik ettiğimi lütfen kendisine iletiniz. Bir evde aile büyüklerinin bulunması iyidir. Ben geniş bir ailede büyüme mutluluğuna ermiş bir insanım. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir husus var. Aile büyükleri, çocuk eğitiminin ve terbiyesinin öncelikle anne babanın sorumluluğunda olduğunu pek kabul etmek istemezler. Yaşlılar, kendi zamanlarında çocuk terbiyesinin daha iyi olduğunu iddia ederler ve sizi de eski usulle terbiye ettiklerini söylerler. “Bizim zamanımızda büyüklere saygı vardı, çocuklar bu kadar şımarık, gençler bu kadar saygısız değildi,” derler. Çocuğu eğitmenin öncelikle anne ve babanın hakkı olduğunu düşünmezler.
Burada eski terbiye usullerini yargılayacak değilim. Fakat çevrenize bir bakınız. Bu kadar mutsuz, bu kadar ruh hastası, bu kadar hayatın güzelliklerine karşı gözleri kapalı insan nereden gelmiştir ve hangi eğitimin meyveleridir? Ben eski terbiye hatalarının ortaya çıkardığı yüzlerce hastayı tedavi etmek zorunda kaldım. Modern çağımızın hataları olduğu kadar, eksi çağın da hataları vardı. Ancak, biz yine de çocuğumuzu içinde yaşadığımız çağa göre yetiştirmek zorundayız.
Benzer Yazılar
- Burçlar ve Yaratıcılık: Sanatsal Enerjinizi Keşfedin
- Tarot Kartları ve İçsel Şifa
- Astroloji ve Sağlık: Hangi Burç Hangi Organı Temsil Ediyor?
- Tarot Falı ve Günlük Pratikler: Kendi Kartınızı Çekme
- Rüyalarınızda Ölen Kişilerin Mesajları