Öyle anneler vardır ki, sırf kendi gezme ihtiyaçlarını karşılamak için evden dışarı çıkarlar. Düğüne, doğum günü partisine, komşu çayına, kâğıt oyununa, eski bir arkadaşıyla buluşmaya giderken istemeyerek çocuğunu da yanında götürür. “Küçüktür, bir şeyden anlamaz” zannedilen ve bir köşede oynar gibi görünen bu çocuklar, annelerinin ve hizmetçilerin gizli kapaklı her şeyine şahit olur, onlara karşı saygılarını yitirirler
Çocukların ruh sağlığı adına bu tatsız meseleye girmek zorunda kaldım. Çocuk parkında şahit olduğum bir olaydan bahsetmeden geçemeyeceğim. Bir bakıcının yaramazlık yapan çocuğu şöyle tehdit ettiğini duydum: “Eğer uslu durmazsan, seni şu ağaca bacaklarından asarım. Kuşlar da gelir gözlerini gagalar!” Bunları duyunca sinirlerime hâkim olamadım. “Yaptığından utanmalısın, sana emanet edilen bir çocuğu böyle nasıl korkutursun!” dedim. Fakat o benden daha baskın çıktı. Avazının çıktığı kadarıyla, “Sana ne, sen kendi işine bak, münasebetsiz adam!” diye bağırdı ve üzerime yürüdü. Bana saldıracak diye korktum. Böyle eli maşalı bir kadına çocuğunu teslim eden anne babaya ne demeli?
Çocuklar, anne baba kavgalarını ve şiddet sahneleri izledikçe ve böyle korku verici tehditler aldıkça içlerindeki gizli vahşilik uyanır. Zamanla korku veren olaylardan ve sahnelerden zevk almaya başlarlar. Vampir türü korku filmlerini izlemekten hoşlanan, acıma duygusundan yoksun, hayvanlara eziyet etmekten çekinmeyen yetişkinler, büyük ihtimalle çocukluk yılları dayak ve şiddet altında geçmiştir. Şiddet öğrenilen bir davranıştır. Sevgi, şefkat, yardımlaşma, iyilikte bulunma gibi erdemli davranışlar da ailede yaşanarak kazandır. Çocuklarımıza erken yaşlarda insan sevgisi ile birlikte hayvan ve tabiat sevgisi aşılamalı-yız. Ayağı toprağa değen; toprakla, suyla, çiçekle, böcekle, hayvanla dost olan bir çocuk kötü huylar edinemez.
Ben çocukluğumdan itibaren hayvan ve tabiat sevgisi ile büyüdüm. Her gün beslemekten ve sevmekten haz duyduğum beyaz bir tavşanım vardı. Bir arkadaşım babasının avdan bir tavşanla döndüğünü, pişirip yediklerini söylediği zaman üzüntüden ağladığımı bugün gibi hatırlıyorum. Çocukların mayıs böceklerini yakalayıp topaç gibi çevirdiklerini, sineklerin kanatlarını yolup örümceklerin önüne attıklarını gördüğüm zaman büyük acı duyar, müdahale eder, çocuklarla kavgaya girerdim.
Ben dövülen çocukların, az sonra kendilerine yapılan kötü muamelenin intikamını hayvanlardan aldığına çok defalar şahit oldum. Size bu konuda çok acıklı bir olay nakledebilirim. Kırk yaşlarında, hayvanlara karşı sevgi dolu, “Viyana Hayvanları Koruma Cemiyeti” üyesi bir adam, tedavisi zor bir göğüs darlığı hastalığına yakalanmıştı. Bana geldiğinde ümidi tükenmiş bir haldeydi. Geceleri ıstırap veren öksürükler yüzünden uyuyamıyor, nefes almakta güçlük çekiyor, ancak iplik kadar bir balgam çıkardıktan sonra rahat edebiliyordu.
Yaptığım analizlerde, bu adamın çocukluğunda merhametsizce işlediği bir suçtan dolayı kendini cezalandırdığını ortaya çıkardım. Adam, çocukken, bir et parçasına ip bağlamış ve eti bir sokak kedisine yedirmiş. Kedi eti yemiş, ama boğazına takılan iple baş edememiş. Öğürmeler, aksırmalar bir sonuç vermemiş. Zavallı kedi böyle çırpınırken bizim yaramaz çocuk zevkten kahkahalar atmış. Kedi ertesi gün sokakta ölü bulunmuş. Bu yetmiyormuş gibi, aynı gün, bizim yaramaz çocuk yolda giderken mütemadiyen öksüren hasta bir adama gülmüş ve öksürüğünü taklit ederek adamla alay etmiş. Hasta adam, topallayarak çocuğa bastonunu kaldırmış ve beddua etmiş. İki olay, küçüğün şuur altına yerleşerek vicdanını esir almış ve sonunda göğüs darlığı şeklinde kendini göstermişti.
Çocuğun yanında cinayet haberlerinden bahsetmemeli, kötü sahneleri tasvir etmemeliyiz. Bazı anne babalar ve çocuk bakıcıları, “gelirsem bacaklarını kırarım, bir daha küfredersen ağzını yırtarım, çişini haber vermezsen pipini keserim, çabuk yatağa yoksa öcüler gelir seni yer” gibi boş tehditler savurarak çocuğu uslandıracaklarını zannederler. Çocuk, bunların boş tehditler olduğunu çok geç öğrenir. Öğreninceye kadar da yaşadığı korkular ruh sağlığını bozmuş olur.
Benzer Yazılar
- Burçlar ve Yaratıcılık: Sanatsal Enerjinizi Keşfedin
- Tarot Kartları ve İçsel Şifa
- Astroloji ve Sağlık: Hangi Burç Hangi Organı Temsil Ediyor?
- Tarot Falı ve Günlük Pratikler: Kendi Kartınızı Çekme
- Rüyalarınızda Ölen Kişilerin Mesajları