Deutsch kuantum seviyesinde bir hafızası olan yapay bir beyni inşa etmenin ihtimalinden bahseder; böylece bu beyin kuantum fenomenini doğrudan hissedebilir. Bu bilgisayar sadece üzerinde denenen deneylerin bir kaydını tutmaz, aynı zamanda deneyin herhangi bir anında nasıl hissettiğini bildirebilir; basit bir biçimde, neler olduğunun sürekli işleyen bir anlatımını çıktı olarak verebilir. Bilgisayarın günümüzde gösterdiği gelişimle, bu tür bir bilgisayar bu yüzyılın sonundan önce kurulabilir. Üzerinde yürüteceği deneyler temel iki yarık deneyinden biraz daha ustaca yapılmış olurdu; ama birleşik tek elektron veya fotonlarm ard arda iki deliğe doğru gittiği ve bir zekânın etkileri, hissettiği bir devreye sahip olan bilgisayarla özdeş o lur. Deutsch bu tür bir zekânın, zekânın iki kopyaya bölünüp (Everett’in tanımlamasını kullanarak) tekrar birleşip bir olurken, aynı anda her iki yöne giden parçacığın etkilerini hissedebileceğini tahmin ediyor.
Ama bu, böyle bir şey hissetmeyen insan gözlemcileri için tümüyle anlaşılmaz olur. Bölünme oluştuğunda, gözlemcilerin iki kopyası ve aynı şekilde makine zekânın iki kopyası olurdu. Dolayısıyla deneyin gidişatında, insan operatörler tarafından makineye elektron veya fotonun iki mümkün yolundan kaç tanesini hissettiği sorulacaktır. Deutsch’un anlayışındaki kilit nokta, bilgisayarın “iki olasılıktan birini hissediyorum” şeklinde cevap verecek olmasıdır, ama iki farklı evrende de aynı cevabı veriyor olacaktır. O zaman, deneyin sonunda, evrenler birleşip bir olduğunda, hem insan hem makine gözlemciler, Everett’in Birçok Dünya yorumunun doğru olduğunu kanıtlayan bir girişim deseni göreceklerdir. Eğer Birçok Dünya yorumu yanlış ise, girişim olmayacaktır.
Gözlemcilerin elektron veya fotonun hangi dahili yolu izleyeceklerini sormaması, oldukça önemlidir. Bu açığa çıkar çıkmaz, dünyalar arasındaki yarık kalıcı olur ve girişim olmaz, tıpkı klasik çift yarık deneyinde deneycinin elektronun hangi yarıktan geçtiğine baktığında girişim görmeyeceği gibi. Bu eski Kopenhag yorumunun bakış açısıyla dalga fonksiyonunun çökmesine karşılık gelir. Kopenhag yorumunda, bilgisayar ya aynı anda iki olasılığı hissettiğini belirtirdi ve girişim oluşmazdı veya tek bir olasılık hissettiğini belirtirdi ve hiç girişim oluşmazdı. Asla tek bir olasılık hissettiğini söyleyerek girişim oluşturamazdı.
Gerçi Çoklu Evren’de bile bilgisayar zekâsı ikiye ayrılma hissini asla hatırlamayacaktır. Deneyin nasıl işlediği önemli bir sonuçtur, diyor Deutsch, girişim yüzünden “iki olasılıktan hangisini gözlemlediğine dair anısını yok etmesi gerekir”. Eğer gerçekten zeki ise deney kayıtlarını inceleyerek bölünmüş olması gerektiğini anlayacak, ama iki farklı akılda olmanın nasıl bir his olduğunu hatırlayamayacaktır.
Deutsch’un kendisi kuantum ilkelerinde işleyebilecek kullanışlı bilgisayarları inşa etme teknikleriyle yakından ilgilenmeye başladı. Çünkü işleyen bu ilkeler Çoklu Evren’in doğası hakkında derin gerçekleri ortaya çıkarır. 1977 kadar eski bir tarihte, Deutsch şimdi kuantum bilgisayarı adı verilen şeyin fikrini ortaya attı; halbuki o zaman tüm ilgilendiği şey birçok dünya fikrini test edebilecek fiziksel gerçek bir makine tasarlama olasılığıydı. Bu bilgisayarların pratik uygulamalarıyla daha az ilgiliydi; ama çalışan bir kuantum bilgisayarı arayışı için ciddi miktarlarda para harcatabilecek önemde uygulamalar olduğu ortaya çıktı. 1980’lerin başlarından itibaren, Deutsch’un şimdi pratik bir gerçeklik olan kuantum hesaplama teorisine büyük yardımları oldu. Deutsch her ne kadar makineler Birçok Dünya yorumunun testini yürütebilmek için çok basit olsalar da, bu çok basit makinelerin bile çalışıyor olduğu gerçeğinin, Çoklu Evren gerçekliğinin ikna edici kanıtı olduğunu iddia ediyor.
Benzer Yazılar
- Her neyseniz çevrenize yansırsınız
- Farkındalık ikili değildir; Akılsa ikilidir
- Kaluza Klein Teorisi
- Dalga fonksiyonunun çökmesi
- Kuantum Bilgisayarları