Doğum haritası bir bebek gibidir. Önce hiçbir şey yoktur. Soma, aniden, bir bebek doğar. Doğumun yaklaştığını bilebiliriz. Ama bilgimiz genel ve soyuttur. Mevcut gerçekle karşılaştığımız zaman bir erkek, üç kilo, kahverengi saçlı anlaülamaz bir şoka gireriz. Bir miktar Tarot falı ve astroloji biliyorsak, şok daha da derinleşir. Doğumun anonsuna bu bebeğin gerçekte nasıl birisi olduğu ve dünyaya ne deneyimlemek için geldiği bilgisi eklenir. Kova burcu, Güneş dokuzuncu evde, Yükselen yedi derece Yengeç’te ve Ay’ı Oğlak’ta, yedinci evde. Bir anda bir kadının karmnda bir şişlik varken, bir somaki anda tam bir insan serüveniyle karşılaşırız.
Bir doğumun hissettirdikleri bunlardır. Ani. Mucizevi. Aslında gerçekleşen oldukça farklıdır. Hiç kimse dünyaya geçmişin damgasım taşımadan gelemez. Yeni doğmuş bir bebeğin bile bir geçmişi vardır. Bir etkiler ve tepkiler zinciri hepimizi geriden takip eder ve yaklaşık yirmi milyar yıl önceki Büyük Patlamaya kadar devam eder. Eğer bu zinciri kavrayamazsak, çok eksik kalırız. Sadece bugünü konuşabileceğimize dair bir anlaşma imzaladığımız bir ilişki kurmuş gibi oluruz. Yakınlaşma olasıdır, ama ilişkide zenginlik ve anlayış olamaz.
Astroloji bu engeli nasıl aşabilir? Doğum haritası bir doğum haritasıdır. Ancak bir canlı ilk nefesim aldığı zaman çizilebilir. Sorunun cevabı astrolojinin en gizemli ve karşıt iki sembolünde kuzey ve güney ay düğümlerinde gizlidir. Fiziksel olarak ay düğümleri karmaşık şeylerdir, Ay’m yörüngesinin göksel küre ile bağlantılı olarak hareket eden noktalarıdır. Şimdiki amacımız için onları bilimsel anlamlarıyla kavramamız önemli değildir. Esas olarak sembolik anlamlarım öğrenmemiz gerekir. Ay düğümleri doğum haritasını tarihe bağlarlar. Güney ay düğümü geçmişi ve geçmişin bizdeki etkilerini sembolize eder. Kuzey ay düğümü ise bizi çeken geleceği sembolize eder. Bu iki nokta her zaman karşıttır. Daha önce ne olduğumuz ile ne olmamız gerektiği arasmda muazzam bir gerilim vardır.
Güney ay düğümünün anlattığı geçmiş ne tür bir geçmiştir? İki modelden birini seçmemiz veya, kesin bir yargıdan uzak durarak, her iki perspektifi de göz önünde bulundurmamız gerekir.
Birinci model genetiktir. Kalıtım sayesinde, her birimiz geçmişten bir miras ediniriz. Annemizin burnunu, babamızın huyunu alırız. Ve eğer büyükbüyükbüyükbüyükannemizi tamyabilseydik onun bize benzerliği sayesinde şoka girebilirdik. Onun yaşamında süren geçmiş, genler yoluyla bizim yaşamımızda da sürer. Bu modelde, güney ay düğümü atalarımızın bizim üzerimizdeki etkisini sembolize etmektedir. Doğumda kalıtımsal bir tema içimizde kristalize olmuştur. Ve bu andan soma, kromozomlarımız üzerine kazınmış, zayıflıklarımız ve güçlerimizi gösteren kodlanmış bir programı taşımaya başlarız. Hiçbir bilim adamı bunları tartışmaz. Belki tartışabileceği tek konu güney ay düğümünün genetik prensipleriyle ne ilgisi olduğudur.
İkinci modeli doğrulamak veya inkar etmek daha zordur. Bu model reenkamasyon düşüncesine dayanmaktadır. Her birimiz hayat üzerine hayat yaşayan, bilincin daha yüksek düzeylerine doğru derece derece yükselen ölümsüz bilinçler olarak kabul ediliriz. Her yaşamda yeni şeyler kavrarız, ama aym zamanda olumsuz alışkanlıklar ediniriz. Bu kavrayışlar ve alışkanlıklar, her doğumda yemden ortaya konan, geçmişin damgalarıdır. Birlikte, içimizde, yeni eğilimler oluştururlar ve bu eğilimler şimdiki zamanda verdiğimiz kararların altım çizerler. Hintliler bu eğilimlere karma derler. Bu sözcük oldukça uygundur ve bu kitapta da kullanılacaktır.
Reenkamasyon modelinde, güney ay düğümü karmamızı sembolize eder. Ve, gerçekte, işlevi genetik modeldeki ay düğümü ile aynıdır. Her koşulda “geçmiş yaşamları” temsil eder. Onsekizinci yüzyılda, Norveç’te yaşamış olan büyükannenizin büyükannesinin büyükannesinin yaşayan bir imajı olabilirsiniz. Veya siz onsekizinci yüzyılda, Norveç’te yaşamış olabilirsiniz. Farketmez. Hangi modeli seçerseniz seçin o kadm, içinizde, sizinle birlikte yaşamaya devam ediyordur.
Reenkamasyon geçerliliği olan bir kavram mıdır? Bunu cevaplamak astrologun işi değildir. Her birey kendi inanç sistemini kendisi geliştirmek zorundadır. Belki bir çok yaşamımız vardır. Belki de bir kere yaşarız. Her koşulda, geçmiş bugünü şekillendirir ve güney ay düğümünde geçmişin etkisini örten perdeyi aralayabiliriz.
Güney ay düğümü doğum haritasında bir burç ve evde yeraldığı için onu inceleyebiliriz. Gezegenlerle açı yapar (sadece 34 derecelik bir orb kullanmamız gerekir). Bir başka deyişle, gezegene benzer bir işlevi vardır. Onu herhangi bir “birim” gibi yorumlarız. Güney ay düğümü otomatik ve içgüdüsel bir davramş biçimini gösterir. İçinde yer aldığı ev kişinin sorgusuz sualsiz, doğal biçimde, çaba harcamadan yaşamının akıp gittiği aktivite alanını temsil eder. Güney ay düğümünün burcu buna nasılı ve niçini ekler; spontan bir biçimde gelişen ve eğer dokunulmazsa sonsuza kadar sürebilecek bir motivasyon sistemini anlatır.
Bir insamn sadece “iyi” veya sadece “kötü” bir geçmişi olamayacağı gibi, güney ay düğümünde de bütünüyle “iyi” veya “kötü” bir şey olamaz. Tüm diğer semboller gibi, olağandışı yüce potansiyelleri ve indirgenmiş çarpıklıkları birarada barındırır. Yorumda her iki kutuba da bakılması zorunludur. Unutulmaması gereken nokta güney ay düğümünün geçmişi temsil ettiğidir. O bitmiştir. İnsanın oradaki işi tamamlanmıştır. Temsil ettiği bilgi ve davranış düzeyi mükemmelden çok uzak bile olsa, birey ilerlemelidir. Yaşamının o alanında yapabileceği herşeyi yapmıştır. Gelecek başka bir yerde bulunmaktadır.
Güney ay düğümünü bırakıp ilerlemek asla kolay değildir. Genellikle onu net olarak göremeyiz bile. Bir adam yeni doktoruyla görüşmek üzere içeri almıyor. Doktor bir kadın. Adamın ilk sözleri “Hemşire hanım, doktor nerede?” oluyor. Aslında kimseyi kırmak istemiyor, ama algılaması bilinçsiz bir önyargı ile biçimleniyor. Sadece erkeklerin doktorluk yapabilecek niteliklere sahip olduğunu varsayıyor. Bu, güney ay düğümünün nasıl işlediğine bir örnektir güney ay düğümü sübjektif bir takım “veriler” düzenini çalıştırmaya başlar. Bunlardan kurtulmak istek ve irade gerektirir. Ama sadece bunların bilincinde olmak bile ilk anda yeterlidir. Eğer güney ay düğümünün işaret ettiği bilinçsiz önyargıları tanımakta yetersiz kalırsak, bu eski davramş biçimlerini, hiçbir noktaya varamadan, sürekli yineleriz. Dünyada başarıya ulaşabiliriz güney ay düğümü iyi becerebildiğimiz bir şeyi sembolize ettiğine göre, genellikle bu olasıdır. Ama duygular hoşnutsuzdur. Boşa kürek çekiyor gibi hissederiz. Hayat mekanik ve amaçsızdır. İçimizde derin bir açlık doyurulamamıştır. Temelde bıkkınlık duyarız.
Bunun antidotu? Kuzey ay düğümüdür. Kuzey ay düğümü gelişimimizin en üst düzeyini sembolize eder. Bir açıdan, doğum haritasındaki en önemli noktadır. Her zaman güney ay düğümünün 180 derece karşısında, geçmiş üzerine gücü azalmadan baskı yapan noktayı temsil eder. Eğer kendimize onu deneyimlemek için izin verirsek, tamamen yabancı ve egzotik bir gerçekliğe açılırız. Kırılma noktasma doğru esneriz. Zihinsel devrelerimiz korku ve büyülenme arasmda bölünüp bitkin dü25 7
şerler. Uyarılırlar, heveslenirler. Ama kırmızı ampüller yamp sönmektedir. İçimizde birşey deneyimi reddetmektedir. İçimizde bir şey “Başlama!” diye bağırmaktadır.
Oğlak burcunda, onbirinci evde bir güney ay düğümünü alalım. İster karma olsun, isterse kalıtım, bu insan içgüdüsel ve otomatik olarak “tuttuğunu koparan”dır. Oğlakin etkili öz disiplini, kendisini hedeflerin, planların evinde ifade etmektedir. Bu insan dünyaya gelir ve kendine hemen bir yaşam startejisi oluşturur. Bu stratejinin önünde duran herşey amnda ya bastırılır, ya da imha edilir.
Bu güney ay düğümünün karşısmda insamn evrimsel geleceği durmaktadır. Kuzey ay düğümü Yengeç’te ve beşinci evdedir. Burada o insanın yaşam hakkındaki tüm kabullerini tehdit eden deneyimleri görürüz. Bunlar ürkütücüdürler. Bunlarla yüzleşince insan kendisini beceriksiz hisseder. Bunlar nelerdir? Yengeç kanalıyla zihnin kırılgan ve müşfik duygular seli altmda kalması ve beşinci ev kanalıyla, yaratıcılık, sevgi, kendini ifade gibi aktivitelerde yoğunlaşılması görülür. Güney ay düğümünün aksine yaşam bugünde sürmektedir.
Geçmiş ve geleceğin arasmda boşlukta kalan insamn bir seçim yapması gerekir. Büyümek için kuzey ay düğümüne ihtiyacı vardır. Ama oraya ulaşabilmek için gerilmek, esnemek, belki yardım istemek, ve mutlaka mahçup olmak gerekir. Ve her zaman diğer seçenek havada sallanmakta, kişiyi kolay yolu seçmek için tahrik etmektedir. “Bu güney ay düğümü dramalarım bir defa daha oyna. Güvenli hissettiğin yerde kal.” demektedir. Eğer insan buna kanarsa yaşamımn efendisi gibi görünür, ama bir aptal gibi hissederek ölür.
Benzer Yazılar
- Burçlar ve Yaratıcılık: Sanatsal Enerjinizi Keşfedin
- Tarot Kartları ve İçsel Şifa
- Astroloji ve Sağlık: Hangi Burç Hangi Organı Temsil Ediyor?
- Tarot Falı ve Günlük Pratikler: Kendi Kartınızı Çekme
- Rüyalarınızda Ölen Kişilerin Mesajları